• Ana Sayfa
  • »
  • Ahlaksız Siyasetle Ahlak Dersi Veremezsiniz

Ahlaksız Siyasetle Ahlak Dersi Veremezsiniz

*Akp, emek ve emekçi boyutuyla sınıfta kalmıştır.


 

Ulusların, halkların ve toplumların en önemli değerlerinin başında ahlak değerleri gelmektedir. Bu değerlerin tarih boyunca egemenler tarafından istismar edildiğini hepimiz bilmekteyiz. Ahlak değerlerinin istismarı üzerinden kendini var eden yakın tarihimizin siyasi başaktörü de Akp iktidarıdır.

 

On üç yıldır kapitalist sistemin neo liberal politikalarını derinleştiren bir partinin antiemperyalist olduğunu söylemesine kim inanır?

 

Modern kölelik denilen "taşeron sistemini" getiren, uygulayan ve bunun rantını yandaşlarına dağıtan Akp`nin kendisi olmuştur. Bu sistemle sömürü, talan ve yozlaşma derinleştirilmedi mi?

 

Emekçileri, ezilenleri, yoksulları, mazlumları "kapitalist emperyalizme" peşkeş çekmenin ahlakla ilgisi olabilir mi?

 

1 Mayıs Dünya Emekçiler Günü`ne tahammül edemeyen bir zihniyetin emekle, emekçiyle bir ilgisi olabilir mi?

 

*Akp, emek ve emekçi boyutuyla sınıfta kalmıştır.

 

Kürt sorununu oyalama taktikleriyle politize eden bir hükümetin Roboski`de 34 Kürt evladını katletmesi en büyük ahlaksızlık değil midir?

 

Kan ve istismar üzerinden siyaset yapan bir hükümetin şuurunu kaybettiği ortadadır.

 

Daha düne kadar Gülen cemaatiyle beraber ittifak yaparak "Kürt avına" çıkan Akp, ne oldu da Fethullah Gülen`le bu kadar düşmanlaştı?

 

Her şeyi paralele bağlayan Akp`nin gizli ajandalarının Gülen Cemaati`nin elinde olduğu aşikârdır.

 

Gülen-Erdoğan savaşlarındaki temel kavganın "pasta, parsel ve piyasa kapma" olduğu ortaya çıkmıştır. Gülen`in Pensilvanyada`ki sarayıyla, Erdoğan`ın Ankara`daki Aksaray`ı bu ihtişamın sadece görünen yüzleridir.

 

Hangi Peygamberin saraylarda, şatolarda yaşadığını söyleyebilirsiniz. Ama Erdoğan ve Gülen dini istismar ederek, kendi iktidarları için milyonlarca insanın duygularıyla oynadılar. Bunun dindeki tanımı şirk koşmak, mellunlaşmaktır. Dini en fazla sömüren, tekelleştiren ve toplumlara dayatan da bu anlayıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Kurumu da bu anlayış hizmet etmektedir.

 

"Kürt sorunu kavramını dile getirmek ayırımcılıktır" diyen bir Cumhurbaşkanı ya bilincini yitirmiştir, ya korkularıyla baş başa kalmıştır, ya da toplumun aklıyla dalga geçmektedir. Başkanlık hayaliyle yaşayan Erdoğan`ın en büyük kaygısı ise Akp`nin 7 Haziran seçimlerinde hayal kırıklığı yaşayacak olmasıdır. Bu gerçeklik Erdoğan`ın psikolojisini bozmuştur. Ret ve inkar söylemleri bu psikolojinin ürünüdür.

 

Akp Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu`nun miting meydanlarındaki provakatif söylemleri ve vücut dilindeki iticilik, Akp`nin şuursuzlaşmaya hızla sürüklendiğinin göstergeleridir.

 

*Akp, Türkiye tarihinde toplumların değer yargılarını istismar ederek, mağduriyet edebiyatıyla iktidarına iktidar katan yegane partilerdendir.

İktidarını kaybetme korkusuyla sağa sola saldıran bir Cumhurbaşkanı ve başbakanla karşı karşıyayız.

 

Ey Cumhurbaşkanı ve başbakan kendi tarihinizden, halkınızdan neden korkuyorsunuz?

 

Ey Cumhurbaşkanı Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan`la masa etrafında müzakere etmekten neden korkuyorsunuz?

 

Ey Cumhurbaşkanı ve Akp, Roboski katliamının hesabını vermekten neden korkuyorsunuz?

 

Ey Cumhurbaşkanı DAİŞ barbarlığını Kürt Halkı`na karşı kullanmaktan utanç duymuyor musunuz? Bununla yüzleşebilme cesaretiniz neden yok?

 

Bu barbarlığın katlettiği binlerce masum insanın kanında kendi suçluluğunuzla yüzleşebilecek vicdana sahip misiniz?

 

Ey Cumhurbaşkanı ve başbakan, Fethullah Gülen cemaatiyle beraber, geçmişte Kürt Halkı`na karşı yaptığınız tüm perde arkası kirli oyunlarla yüzleşme cesaretini gösterebilecek misiniz?

 

Kürt Halkı`nın politik iradesini; Fethullah Gülen`le, Mhp`yle, Ergenekon`la, uluslararası güçlerle, Ekrem Dumanlı`yla aynı kefeye koyma ahlaksızlığını gösteren bir siyasi partinin, ne kadar hırçınlaştığını görmemek mümkün müdür?

 

Evet, korkunun ecele faydası kalmamıştır. Ekonomik krizin derinleştiği, doların tavan yaptığı, enflasyonun yükseldiği, işsizliğin arttığı bir ülkede Akp`nin bu halka anlatacağı ve aldatacağı bir politikası kalmamıştır. Akp`nin motoru su ısıtmaya, hararet yapmaya başlamıştır.

 

Milliyetçilik söylemlerini arttırması, dini daha çok istismar etmeye kalkışması, bölgesel krizler çıkarmaya çalışması, paralel algı üzerinden mağduriyet edebiyatı yapması, Kürt sorunu yoktur söylemi... gibi "karanlık kafalı" politikaların devreye konulması acizliğinin ve oy devşirmeye çalışmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla bu yalancı söylemler üzerinden kendilerine gelecek oylar ise, İslam hukukuna göre HARAMDIR.

 

7 Haziran seçimlerine indirgenemeyecek kadar tehlikelileşen bir AKP gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

 

7 Haziran, şuurunu kaybedenlerin kaybettiği, Sayın Öcalan`ın tarihsel insanlık paradigmasının kazandığı tarihsel bir gün olacaktır.

 

Selam ve saygılarımızla...

 

Nurullah Tunç

30.04.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 678

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.