Kürdistan tarihinin en onurlu mücadelelerinden
birisine sahne olan "Kobani Direnişi" Rojava Halkı`nın geleceğine de
ışık tutacak kadar tarihi önemdedir.
Rojava`da yazılan tarihin Kobani`de güç kazanması
elbette birçok uluslararası gücü rahatsız etmiştir.
Güneybatı Kürdistan`ın KANTON sistemiyle
yönetilmeye başlanması, Kürtlerin statüye kavuşma durumunun olgunlaşması ve öz
gücüyle örgütsel hamle yapması ise stratejik önemdedir.
Bu durum DAİŞ(IŞİD) ve Türkiye başta olmak üzere
bir çok ulusal, uluslararası emperyalist gücü rahatsız etmiştir.
"Kürt Halkı`nın statüsü olmasın"
stratejisiyle hareket eden Türkiye`nin, IŞİD`i desteklemesi ise ileride
yaşayacağı kaosların da şimdiden habercisidir.
IŞİD`in kirli bir proje olduğunu belirtmekle
beraber, insanlığın başına musallat edilmiş soysuzlar topluluğu tanımlaması ise
tam yerindedir.
Bu topluluğun öncelikli hedefi ise Kürt Halkı`na
yönelik saldırılar olmuştur.
Irak ve Güney Kürdistan`da vurulan ve durdurulan
IŞİD`e, Rojava`da müdahale edilmemesi ise ikiyüzlü politikaların sonucu değil
midir?
ABD`nin başını çektiği koalisyonun Kobani`de bu
çetelere saldırmaması ise sorgulanması gereken ciddi bir durumdur.
Rojava`da Kürt Halkı`nın tüm kazanımları acaba
kurban mı edilmek istenmekte?
Ya da ABD ve uluslararası güçler Türkiye`yi ikna
etmek için, Suriye`de bulunan IŞİD`e müdahale etmeme kararı mı almışlardır. Bu
gizli pazarlıkla Türkiye`nin istemediği "Rojava`daki kazanımların"
ortadan kaldırılması mı hedeflenmektedir?
Böyle bir pazarlık yoksa eğer, neden dünya
Rojava`da Kobani katliamına, saldırılarına sessiz kalmakta ve IŞİD`e müdahale
etmemektedir?
Yine Şengal`den gelen ve Rojava`dan Kuzey Kürdistan`a
geçiş yapmak isteyen binlerce mağdur halkımıza, AKP ve devlet tarafından neden
yapay sınırlar kapatılmaktadır?
Ulusal ve uluslararası bir proje olan IŞİD`in
Ortadoğu`dan Kuzey Afrika`ya kadar olan alanda, "yeni dünya dizaynının
sopası" olduğunu kabul etmek ve böyle yaklaşmak durumundayız.
Kim güçlüyse ve onları beslerse bu sopa onların
hizmetinde olacaktır.
İşte Kobani`de yaşanan da budur.
"Oysa Kürt Halkı`nın kazanımları, hiçbir
gizli ve kirli anlaşmaya kurban edilmeyecek kadar kutsaldır."
Kobani`de seferberlik ruhuyla mücadele eden
halkımızın direnişi ise takdire şayandır. Bu onurlu mücadelenin zafere gitmesi
de kesindir.
ABD`nin Rojava`daki Kantonları tanıması, uluslararası
tüm güçlerin Kobani başta olmak üzere Güneybatı Kürdistan`ı siyasi ve idari
olarak kabul etmesi artık bir zorunluluktur.
Bunları kabul etmeyen global dünyanın gerçek yüzü
de açığa çıkacaktır.
Türkiye Devleti ise Rojava Kürdistanı`nı tanıyarak
resmi ideolojisini gözden geçirerek, Kürt düşmanlığı üzerinden oluşturduğu
paradigmasına son vererek, her yerde Kürtleri tanımak ve desteklemek
durumundadır, yoksa kendi sonunu da hazırlayacaktır.
"Güney Kürdistan Yönetimi ise tam bir
seferberlik ruhuyla peşmerge güçlerini KOBANİ`ye kaydırmalıdır."
Kobani üzerinde oynanan uluslararası tüm kirli
oyunlar, Kürt Halkı`nın mücadelesiyle elbette boşa çıkarılacaktır.
*Tarihi yazılan değil, TARİH YAZAN Kürt Halkı`nı
Dünya tanımak zorundadır*
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
19.09.2014