İki kutuplu dünyada ABD ile S.S.C.B arsındaki
hakimiyet mücadelelerinin merkezinde Ortadoğu ve Kürdistan Coğrafyası stratejik
bir önem arzetmiştir. ABD`nin başını çektiği İngiltere, Fransa, İtalya, Irak ve
Türkiye ile S.S.C.B`nin (Rusya) başını çektiği İran, Suriye ve kimi Uzakdoğu
ülkeleri son yüzyılda Ortadoğu`da büyük acıların yaşanmasına neden olmuşlardır.
1980`li yılların sonlarında S.S.C.B`nin dağılması
ise tek kutuplu bir dünya ve Ortadoğu’da daha fazla sömürü sonucunu
doğurmuştur.
ABD`nin başını çektiği tek kutuplu dünyanın dizayn
merkezi ise Ortadoğu ve Kürdistan olmuştur. ABD`nin 1990`lı yıllarda Irak`a
girmesi ise bu dizaynın başlangıcı olarak kabul edilebilir.
Ortadoğu’daki yeni dizaynının sömürü, savaş ve
hegemonya ağırlıklı olması ise yeni bir paylaşımı beraberinde getirmiştir.
Günümüzdeki yeni dizaynda ise ABD ile RUSYA
arasında kaybolan dengelerin, yeniden dengelenebilir seviyeye ulaşmasını
hedefleyen farklı bir mücadelenin Kürdistan üzerinden denenmesi süreci de
yaşanmaktadır. Yani dengelerin savaşımında birçok örgüt ve devlet
kullanılacaktır. Kürt Halkı`nı kabul etmeyen tüm ülkeler ise kaybedecektir.
Kürdistan retçiliği üzerinden paradigmada ısrar edenlerin
Türkiye, İran, Irak ve Suriye`nin kaybedecekleri süreç kaçınılmaz olarak
başlamıştır.
Irak, Suriye, İran hedefli bu yeni süreçte, Türkiye
sona bırakılmıştır.
Irak`tan başlayıp Kuzey Afrika`ya uzanan, Mısır`dan
Suriye`ye kadar gelen altüst oluşların yeni bir paylaşım ve iktidar savaşımını
hızlandırdığı görülmüştür.
Yeni dizayndaki paylaşım ve hegemonyanın Kürdistan
Coğrafyasında deşifre olması ise geleneksel ezberleri bozmuştur.
1998`de Türkiye`nin Suriye`yle savaşma noktasına
gelindiği tarihte aslında bu dizayn başlatılacaktı. Ancak Sayın Öcalan bu derin
komplo ve dizaynı görerek Suriye`den halkların geleceği için çıkış yapmıştır.
Kürdistan Coğrafyası bu yeni dizaynda kilit rol
oynamıştır. Eski yöntemlerle Kürt Halkı`nı devre dışı bırakma politikaları artık
iflas etmiştir. Kürt Halkı`nın mücadele pratiği ve stratejik hedefleri bunu
açığa çıkartmıştır. Kuzey`de, Rojava`da, Güney`de ve Doğu`da eski hesaplar
tutmamıştır. İran`ın Güney Kürdistana saldırı girişimi Kandil`den dönmüş, DAİŞ`in
Şengal`e saldırı politikası Kürt Hareketine çarpmıştır. Yine Türkiye`nin
Kandil`e, Güney Kürdistan ve Rojava`ya girme hedefleri başarısızlıkla
sonuçlanmıştır. IŞİD`in KOBANİ`ye son saldırısı ise bardağı taşıran son
damlalar olmuştur.
Tarihte ilk defa tüm Kürdistan parçlarında, siyasi
düşünce, ideolojik fikir ve inanç farkı gözetmeksizin KÜRT`ler stratejik bir
hamle yapmışlardır. Katliamlara ve devam eden komplolara karşı aynı anda ortak
duyguda birleşmişlerdir. Bu tarihi ve onurlu bir çıkışın da yeni zeminini
oluşturmuştur.
Ortadoğu’nun yeni dizaynında Türkiye devleti ve
AKP ise sınıfta kalmıştır. Cumhurbaşkanı ile başbakanın izledikleri politika ve
kullandıkları dil ise resmi ideolojin kendisi olmuştur.
Çeçenistan`a koşan, Bosna Hersek benim meselemdir
diyen, Filistin için naralar atan, Rabia işaretiyle meydanlarda seçim
propagandaları yapan,49 rehinesi için ağlayan ve dünyanın dört bir tarafındaki
Türklerin sorunları için "bizim sorunumuzdur" diyen zihniyet, sıra
KÜRT HALKI`na, KOBANE`ye gelince benim meselem değildir diyerek ölüm
sessizliğine, zaman zaman da Kürt düşmanlığına soyunmuşlardır.
Hükümet ve devlet hiçbir zaman Kürt Halkı`na doğru
temelde bir Halk olarak sahip çıkmamıştır. KOBANE bunun kırılma anı olmuş, maskeli
siyasetle yol alınamayacağının tüm vicdanlarda aynı anda hissedildiği bir tarih
olmuştur. Bu tarih enine boyuna devlet aklı tarafından irdelenerek ciddi
dersler çıkarılmalıdır.
Yine İran devleti DAİŞ meselesinde sessiz
davranarak katliamlara sessiz kalmış, Arap ülkeleri ise Müslümanlıkla alakaları
yokmuş gibi, sanki DAİŞ barbarlığı ile sözleşerek, Firavunvari bir zihniyete
bürünmüşlerdir.
Ey Müslüman kardeşler Mısır yanarken sizler için
vicdanı en çok sızlayan Kürtlerdi, siz şimdi neredesiniz?
Ey Filistin Halkı,1980`li yıllardaki savaşlarda
sizinle cephede savaşanlar Kürtlerdi, siz şimdi neredesiniz?
Ey Rusya, S.S.C.B dağıldığında içinizdeki iç
savaşlara en çok üzülenler Kürt Halkı`ydı, şimdi siz neredesiniz, ESAD`a
dokunduklarında kıyamet koparıyorsunuz, sıra KOBANE ve Kürtler olunca neden
sessizliğe bürünüyorsunuz?
Ey dünya şunu iyi bilin ki Kürt Halkı eğer bugün
ayaktaysa, kendi özgücü ve tarihsel birikimi sayesindedir!
Ey dünya şunu iyi bilin ki, Şengal, Maxmur ve
KOBANE`de her türlü engele rağmen DAİŞ durdurulmuşsa KÜRDİSTAN`ın özgürleşmesi
yakınlaşmıştır.
DAİŞ barbarlığı özelinde devam eden ulusal ve
uluslararası komplolara karşı YPG, KOBANE, ROJAVA ve KÜRDİSTAN kazanmıştır. Tarih
bunu böyle yazacaktır.
Selam ve saygılarımızla..
Nurullah Tunç
13.10.2014