Türkiye`de yıllardır yapılan tüm seçimlerin anti
demokratik, kamplaştırıcı, adaletsiz, tekçi, statükodan yana, Kürt Halkı`nı
blokaja tabi tutan bir sistemle yürütüldüğü yakın tarihimize bakarak da
görebiliriz.
Bu seçimlerin sonuncusu olan Cumhurbaşkanlığı seçimi
her ne kadar halka dayansa da, özünde bir zihniyeti devam ettirmenin realitesi
üzerinden şekillendirilmeye çalışılmıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürt Halkı, emekçiler, farklı
kimlikler, farklı renkler, ezilenler, yani sistemden nasibini almış tüm kesimlerin
birbirlerini anlamaya çalışıp, belirli ilkeler çerçevesinde uzlaşıp Sayın
DEMİRTAŞ`ı desteklemeleri başlangıç olması itibarıylen Halklar arasında ciddi
bir heyecan ve coşku yaratmıştır.
Sayın ÖCALAN`ın yıllardır üzerinde çalıştığı, tartışmaya
açtığı ve planladığı paradigmanın ana eksenlerinden birisi de bu proje
olmuştur. Halkların birlikteliği, tüm renklerin ittifakı, emekçi ve ezilenlerin
demokrasi merkezli yaşamına büyük emek veren Sayın Öcalan`ın haklılığının, öngörüsünün,
emeğinin ve gücünün daha da büyüdüğü, bu seçimle daha da güçlenmiş oldu.
Sayın Demirtaş etrafında birleşen ulusal, sınıfsal
ve demokratik anlayışların yüzde 9.8 gibi önemli bir sonuç elde etmelerini Kürt
Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan`ın tarihsel yürüyüşüne borçludurlar.
Bu yürüyüşü doğru aday, doğru yöntem, demokratik
bir program ve değerlere karşı sorumluluğun vicdanıyla bütünleştirmek gerek Kürdistan`da,
gerek batı yakasında karşılık bulmuştur.
Deniz Gezmiş, Mazlum Doğan, İbrahim Kaypakkaya, Zilan,
Kemal Pir, Hrant Dink, Sakine Cansız.. Gibi binlerce değerimizin devrimci
pratiklerinin hedeflediği özgürlükçü ruh,10 Ağustos 2014 tarihinde birbirini
daha da beslemiştir.
Sayın Öcalan etrafında büyüyen ve iradeleşen bu
özgürlükçü ruhun Ortadoğu başta olmak üzere tüm renkleri ve halkları besleyeceği
kesindir.
Yerel/belediye seçimlerindeki eksikliklerin, hataların,
yanlışlıkların ve iktidarcı anlayışın Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına
bakılarak daha da mahkûm edilmesi için ciddi bir şans ve ortam da
yakalanmıştır.
İki seçim arasında 4 ay gibi kısa bir zaman dilimi
varken, sonuçların çok farklı olması derinlikli irdelenmelidir. 9.8 yüzdelikli
sonucun arkasına sığınarak geçmiş seçim sonuçları ciddi irdelenmezse, gelecek
genel seçimlerde de büyük hayal kırıklıkların yaşanabileceği ihtimali
yüksektir.
Tam da bu noktada eğer 9.8 puanlık ciddi artışı
daha da büyütmek mutlak hedefse klasik, dar, sekter, dağıtıcı, tasfiyeci, hesaplı,
iktidarcı, çıkarcı, kettum, eski tüm yönetici ve sorumluların görevlerine son
verilerek, ivedilikle toplumda karşılığı olan kadrolara yönelinmeli, Sayın
Öcalan`ın paradigmasını kendinde yaşayıp, topluma aktaran tüm arkadaşlar daha
da aktif rol oynamalıdır. Bu konuda netleşmeye gitmek bir zorunluluktur.
Sayın DEMİRTAŞ bu kadrolardan sadece birisidir ve
bu paradigmayı doğru temelde temsil edip, aktardığı için ezberleri bozan bir
çıkış yakalamıştır. Başarının anahtarı da bu olmuştur.
AKP, CHP, MHP gibi klasik partilerin inişe
geçeceği yeni bir süreç herkesi beklerken, Sayın Öcalan`da iradeleşen
realitenin büyüyüp, güçleneceği ve demokratik Türkiye`yi inşaa edeceği bir
süreç herkesi beklemektedir.
Sadecece Türkiye için değil, Kürdistan başta olmak
üzere, Ortadoğu ve dünyadaki sorunlara da ışık tutan Sayın Öcalan herkes için
ciddi bir şanstır..
Sayın Selahattin Demirtaş şahsında
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yakalanan bu olumlu tablonun mimarı Kürt Halk Önderi
Sayın Öcalan`ı hepimiz binlerce kez kutluyor, Özgür ve onurlu bir yaşamın büyük
emeklerle sonuca mutlaka ulaşacağına tüm yüreğimiz ve bilincimizle
İnanıyoruz...
Selam ve saygılarımızla