• Ana Sayfa
  • »
  • Charlie Hebdo yazarlarını kim koruyabildi?

Charlie Hebdo yazarlarını kim koruyabildi?

"Kürtler Hepimizi Koruyor, diyen Charlie Hebdo yazarlarını, emekçilerini ne Paris, ne Fransa, ne de Avrupa Demokrasisi koruyabildi"…

 

 

 

Dünya insanlık tarihinin her evresinde katliamların, barbarlıkların yapıldığı, acı ve gözyaşının hiç dinmediği realitesi Avrupa’nın merkezine kadar sıçramıştır.

 

Dünyadaki ileri demokrasi merkezlerinden biri olarak kabul edilen Fransa Devleti`nin 09.01.2013 Tarihinde Sakine Cansız ve arkadaşlarının katledilmesine sessiz kalıp, katliamın üzerine gidememesi Charlie Hebdo vahşeti yapanlara cesaret vermedi mi?

 

Demokrasi, hukuk, evrensel normlar belirli halklara, gruplara uygulandığında, karşıt bir canavarın doğmasına da sebebiyet verebilir realitesini unutmamak gerekir. Charlie Hebdo vahşetini yapan zihniyetin insanlıkla, adaletle, dinle, vicdanla, antikapitalizmle, İslam’la hiçbir ilgisinin olmadığını canilik, barbarlık ve münafıklığın kendisi olduğunu vurgulamakta yarar vardır. Tarih boyunca din kisvesi altında yapılan zalimliklerin haddi hesabı yoktur.

 

"İmparatorluklar, krallıklar, devletler tarih boyunca din adına, hilafet adına kendi çıkarları ve iktidarları için toplumlara büyük zulümler yapmışlardır". Günümüze kadar devam eden bu zihniyetin gerçek adaleti, hukuku, eşitliği, hoşgörüyü, demokrasiyi getiremeyeceği gibi sadece kin, nefret, ayrışma ve gerilim pompaladığı görülmektedir.

 

Ortadoğu`da El Kaide, El Nusra, Hizbullah, DAİŞ gibi İslam adına hareket ettiklerini söyleyen bu örgütlerin insanlığa, Müslümanlığa ve mazlum halklara yaptığı zulmü, verdiği zararı kimse görmüyor mu? Ortadoğu`da Kürt Halkı`na, gayri Müslim halklara en büyük yönelim bu yapılardan da gelmiyor mu, bu yönelimin Müslümanlıkla alakası olabilir mi? Charlie Hebdo Katliamını meşrulaştırmaya çalışmak, dünyada yeni din savaşlarını körüklemek anlamını taşımıyor mu?

 

Charlie Hebdo katliamını yapanları barbar, cani olarak tanımlamak, tepki göstermek ne kadar yerindeyse, aynı duyarlılığı Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşları katledenlere karşı göstermemek ise bir o kadar ikiyüzlülük, samimiyetsizliktir. Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşların suçları Kürt olmak, örgütlü olmak, kadın olmak ve devrimci olmak değil miydi?

 Uluslararası komploların tarih boyunca Kürt Halkı`na yönelik Avrupalıların da eliyle yapılması ilerici ve çağdaş denilen uygarlığa yakışıyor mu?

 

Bu uygarlığın merkezinde bulunan Charlie Hebdo Gazetesi Kürt Halkı`nın KOBANE`deki kahramanlığını manşetlerine taşımış, DAİŞ`e karşı sadece Kürtlerin durabildiğini görmüş, Kürt Halkına sempatiyle yaklaşan vicdanın kendisi olmuştur. Avrupa demokrasisine de ders verircesine "Kürtler insanlığın geleceği ve hepimizin onuru için Ortadoğu’da savaşan kahraman bir halktır", Kürtlerin yanında yer almalı Avrupalılar, tüm insanlık diyerek, hem dünyayı uyarmış hem de bir realiteye vurgu yapmıştır.

 

Afrika`da, Mısır`da, Kürdistan`da, Nijerya`da, İran`da, Filistin`de, Afganistan`da, Irak`ta, Suriye`de ve dünyanın birçok ülkesindeki katliamlara, vahşetlere batı toplumları hukuk ve vicdan çerçevesinde duyarlı olmayı başarabildi mi? Elbette hayır!

 

Bu anlamda Paris`teki milyonların yürüyüşü önemli ve anlamlı olmakla beraber, aynı duyarlılığın tüm katliamlara karşı gösterilmesi ise demokratik hukuk sistemleri için bir gereklilik olmalıdır.

 

Filistin Halkı`nı katleden İsrail`in ve Başbakanı`nın yürüyüşe katılması ne kadar ikiyüzlü bir politika ise, Roboski`nin hesabını veremeyen, Berkin Elvanların katledilmelerine sebep olan ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş`a 6-8 Ekim eylemleri için sokağa çıkın çağrısı yapmak suçtur deyip hakaret eden Türkiye Hükümeti Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu`nun Paris yürüyüşüne katılması da o kadar tutarsızca ve samimiyetsizcedir.

 

Fransa`nın başkentinde gazetecilere yapılan bu vahşi saldırıların benzerleri Kürdistan`da ve Türkiye`de çok yapılmadı mı?

 

Ape Musa, Hrant Dink, Metin Göktepe, Ferhat Tepe, Hüseyin Yılmaz, Uğur Mumcu, Gurbeteli Ersöz gibi yüzlerce gazeteci Kürdistan başta olmak üzere, Türkiye`de katledilmedi mi? Şuan ki hükümet başta olmak üzere, devlet geçmişiyle yüzleşebilme cesaretini gösterebildi mi?

 

Kendi ülkesinde gazetecileri zindana atan, katleden devlet sistemi, Paris`te yürüyüşe katılarak inandırıcı olabildi mi? Elbette hayır!

 

 "Charlie Hebdo katliamı dünyada karanlığın derinleşmesi ile aydınlık ve özgür bir gelecek için kırılma noktası olmuş, birçok kirli maskenin de düşmesine neden olmuştur"…

 

"Kürtler Hepimizi Koruyor, diyen Charlie Hebdo yazarlarını, emekçilerini ne Paris, ne Fransa, ne de Avrupa Demokrasisi koruyabildi"…

 

Tıpkı İstanbul`da barbarca katledilen onurlu Ermeni yazar, barış güvercinimiz Hrant Dink gibi...

 

Selam ve saygılarımızla...

 

 

Nurullah Tunç - 14.01.2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 871

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.