Kobanê Direnişi`yle Yaşanan Yeni Milad!

E-Posta Gönder

Dünya devrim hareketlerinin, halk hareketlerinin en etkili direnişlerinden olan Kobanê direnişi, Kürdistan`dan başlayarak evrensele doğru yeni bir `umut dalgası` oluşturmuştur. Kendi topraklarını barbarlığa, istilaya karşı özgücüyla koruyan bir halkın iradesinin yenilmezliğini dünya halkları, devletleri de görmüştür.

Kobanê`deki bu özgürlük ruhunu anlayabilmek için tarihsel, felsefik, pratik, sosyal, örgütsel, siyasi, ideolojik ve evrensel açılardan olguları ele almak gerekmektedir. Kobanê`de kazanan ruhu derinlikli anlamadan, bunu sloganize etmek, meseleye konjoktürel yaklaşmaktır.

Oysa ne Kobanê, ne Rojava, ne de Kürdistan realitesi konjoktürel ve pragmatik siyasi hesaplara kurban edilemeyecek kadar değerlidir, tarihidir. Kobanê’yi tüm boyutlarıyla ele aldığımızda herkesin ders çıkarması gereken o kadar çok yönü var ki.

Bunlardan birisi de "onurlu birliktelik, karşılıksız fedakarlık ve örgütlü dayanışmadır".

Onurlu birliktelik, karşılıksız fedakarlık ve örgütlü dayanışma ruhunun ne yazık ki siyasette, kurumlarda, kadrolarda, yerellerde "şekilsel boyutuyla, yüzeysel" yaşandığı bir süreci herkes gördü, bu sürecin şahidi oldu. Seçim süreçleri ise kırılma, daralma, sapma, karalama, iftira atma, bireysel çıkarlar, grupçuluk, tasfiyecilik, kin gütme, koltuğa uzanma, insan kayırma, ideolojik sapma gibi birçok olumsuzluğun gün yüzüne çıktığı, `yani birliktelik ve dayanışma zeminini güçlendirme yerine, iktidar hastalıklarının final yaptığı bir zemin` haline getirildi.2014 yerel seçimlerinin sonuçlarına da yansıyan ve Halkın beklentilerinden çok uzak olan politikalarla birçok yanlışlık, eksiklik ve kaotik bir ortam oluşturulmaya çalışıldı. Kobanê direniş ruhu ve Rojava süreçleri yaşanan olumsuzlukların telafi edilmesi için "siyasete, kurumlara, kadrolara muazzam bir şans tanımıştır". Kobanê`deki birliktelik ve dayanışma ruhunun birçok klik anlayışı da mahkum ettiği ve edeceği ortadadır. Bu yönüyle de Kobanê Direnişi "açmazları ve siyaseti de özgürleştirme fırsatını" sonuna kadar yaratmıştır.

Kobanê direnişinin başka bir boyutu da "özgür birey, özgür halk, özgür toplum olmayı başarma mücadelesidir. Özgürlük; bilinçle, duyguyla ve pratikle ancak doğru bir bütünsellik yakalar. Tüm bu bütünsellikler Kobanê direnişinde yaşamsallaşmıştır. Dolayısıyla "Kobanê direnişi özgürlüğün de kendisi olmuştur". Bu yönüyle de bir milattır.

Kobanê direnişinin başka bir boyutu da Ulusal ruhu harekete geçirme gücü ve gerçekliğidir. Dört parçaya ayrılan bir Halkın yüreğinin aynı anda attığı "Kürdistan`ın Yürek ve Kahramanlık Şehri" sıfatını çoktan hak etmiştir. Öyle bir şehir ki siyaset üstü, kurumlar üstü, çıkarlar üstü, parçalar üstü ve uzlaşmaz fikirler üstü bir realitenin kendisi olmuştur. Tüm Ulusal Kürt Yapıları`nın burada bir olması bunun açık örneği olup, eski tıkanıklıkların da aşıldığı bir sürecin yaşanması fırsatını vermiştir. "Kendini aşamayanların, eskiye takılı kalanların ise marjinal kalacağı yeni bir sürecin adı olmuştur Kobanê direnişi, tarih bunu böyle yazacaktır. Bu yönüyle Kobanê; insanlık için, Kürt Halkı için, Ortadoğu Halkları için "YENİ BİR MİLAT`TIR".

Kobanê direnişinin başka bir boyutu da tüm tasfiyeci sistemlere, zihniyetlere karşı dik duruşudur. Ortadoğu`da tasfiyecilik bir kültür, karakter ve sistem haline gelmiştir. Yok etme, devre dışı bırakma, hedef seçme ve kendi varlığını başkasının yok olması üzerinden devam ettirme olan tasfiyeci anlayış Kobanê`de kaybetmiştir. Kimi zaman bireysel, kimi zaman kurumsal, kimi zaman sınıfsal, kimi zaman ulusal, kimi zaman iktidarsal, kimi zaman da savaşlarla devreye konulan tasfiyecilik anlayışı Kobanê`de paramparça edilmiştir. Tarihi, felsefik ve pratik boyutlarıyla umudun kenti olmuştur. Yani tasfiyeci oyunları boşa çıkaran Kobanê`ye "UMUDUN BAŞKENTİ" demek yerinde olacaktır.

Yeni LOZAN`ları hedefleyenlerin hesapları Kobanê direnişiyle yerle bir olmuştur.

Tüm soykırımcı, tasfiyeci, istilacı, inkarcı zihniyetleri boşa çıkaran Kobanê Direnişinin özgür ve onurlu kahramanlarına SELAM OLSUN diyoruz..

Selam ve saygılarımızla...

Nurullah Tunç

28.10.2014