EMEK VE SENDİKACILIK!!

Dünya devrimlerinin, toplumsal değişimlerin, sistemsel altüst oluşların, Serhıldan ruhlarının, ideolojik bilinçlenmenin, örgütsel güçlenmenin merkezinde hep EMEK ve EMEKÇİ olmuştur.

  


 

Dünya devrimlerinin, toplumsal değişimlerin, sistemsel altüst oluşların, Serhıldan ruhlarının, ideolojik bilinçlenmenin, örgütsel güçlenmenin merkezinde hep EMEK ve EMEKÇİ olmuştur.

 

Fransız İhtilali’nden, Sanayi Devrimi’ne, matbaanın icadından, teknolojik ve bilimsel gelişmelere kadar emeğin ve emekçinin ruhu, bilinci, örgütlülüğü, müdahalesi ve öncülüğü başat ROL oynamıştır.

 

Emeğin sömürüsünü gerçekleştiren sistemle, emek ve emekçi tarihsel süreç içerisinde hep çatışmış, dolayısıyla iktidarların zulmüne karşı emek, doğası gereği, MUHALİF bir karakter ve nitelik kazanmıştır. Muhalif misyonunun gelişmesiyle beraber daha fazla örgütlenme, ortak ruh, derin bilinç, sorgulama, kendi emeğini sahiplenme ve koruma, sömürüye karşı öz savunma gibi kendi içerisinde onlarca alternatif çıkarmıştır.

 

Örgütlenme ve hak arama mücadelesi emeği SENDİKALAŞMAYA götürmüş, bu alanda kurumsallaşma hız kazanmıştır. Bu geleneğin en onurlu güzel ve etkin temsilcisi olarak Türkiye’de DİSK ve KESK konfederasyonları/sendikaları gösterilebilir. Dünya devrimci hareketleri ile Türkiye, Kürdistan ulusal, devrimci emek hareketlerini kendinde formüle eden bu önemli konfederasyonlarımız, mücadele tarihlerinde katliamlar, tutuklanmalar, sürgünler, faili meçhuller gibi baskılara maruz kalıp sindirilmek istenmişlerdir.

 

1 Mayıs Taksim katliamından, Kızılay vahşetlerine, Kürdistan`da yüzlerce faili meçhul/belli ölümlere kadar iktidar, devlet ve hükümetlerin kirli ve baskıcı uygulamalarına maruz kalmışlardır. Devlet ve hükümetler ise yandaş, sarı ve balon sendikalaşmanın önünü sonuna kadar açmış, bu alana tüm imkânlarını seferber etmişlerdir. Dolayısıyla neoliberal politikalarla, sömürünün ahlaksız derinliği ve sistematiği kurumsallaştırılmaya çalışılmıştır. Tüm toplum kesimlerini daha da yoksullaştırma projesi hayat bulmuş, iktidarlara yakın olanlar da sonuna kadar BARONLAŞMIŞLARDIR…

 

Bu sömürü ve baronlaşmaya 1990`lı yıllara kadar örgütlülük ve kitleselleşme ruhuyla cevap olan DİSK, KESK gibi konfederasyon geleneğimizin, 2000`li yıllardan sonra tam cevap olamamasının, hükümet ve devlet politikaları engel olduğu gibi, EMEĞİN lokomotifi olan sendikal geleneğin de kendi içerisindeki açmazları da bunda BAŞAT ROL Oynamıştır.

 

Bu Açmazları Kısa Kısa Aktarmak Gerekirse;

 

1.     Sendikaların fiili meşru mücadele geleneğinden uzaklaşmaları,

2.    Resmi bürokratik hiyerarşiye zorunlu bağlı hale gelmesi,

3.    Kitlelerin ihtiyaçlarına tam olarak cevap olamamaları,

4.    Bürokratik ve Resmiyetçi politikalar, iktidar hırsı,

5.    Emek ve emekçi ruhlu örgütlülükten uzaklaşma,

6.    Tabandan değil, merkezden belirlenen politikalar,

7.    Ulus devlet mantığını aşamayan paradokslar,

8.    Halkın ulusal taleplerine yönelik cılız kalmaları,

9.    Milliyetçiliğe ve ırkçılığa karşı ortak duygu ve bilinci geliştirememe,

10. Ekonomik ve siyasi realitesiyle tam olarak bütünleşememe,

11.  Kadroların Kürdistan`da belediyeler üzerinden bireyci konumlanma pratikleri,

12. Dar didişmeler,

13. Grup ve kafa kol zihniyetinin önünü alamama,

14. İnisiyatif geliştirememe,

15. Eğitim çalışmalarındaki yetersizlik,

16. Seküler ve Jakoben anlayışların önünü alamama,

17. Sendika ve sorumlu olan bazı kadroların oportünist yaklaşımları,

18. Bireycilik,

19. Şahıslara ittat anlayışları,

20.Yoldaşlık hukukundan uzaklaşma,

21. Anlayış farklılıkları,

22.Yapısal sorunlar,

23.Halktan uzaklaşma,

24.Çatı tarzı ittifaklar,

25.Yerellerdeki iktidar hesapları,

26.Sendika binalarını KAFE ve KAHVEHANE gibi kullanılması,

27.Kemalist gelenekten kopamama,

28.Eleştiri-özeleştiri kültürünün zayıflaması,

29.Kimi yerlerde grup, kafa kol ve çıkar endeksli birliktelikler...

 

Gibi Onlarca NEDEN Sayılabilir…

 

Emek Alanındaki Kurumlara Ve Sendikalarımıza Bazı Önerilerimiz;

 

1.     Karar süreçlerini tabana daha etkin yaydırmak

2.    Daha etkili, sonuç alıcı bölgesel MİTİNGLER düzenlemek

3.    Eğitim politikalarını yeniden düzenlemek, emek akademilerini yaygınlaştırmak

4.    Kurumsal, örgütsel, ideolojik, kadrosal politikalara daha ağırlık vermek

5.    Halkla bütünleştirici olan eylemselliklere daha da ağırlık vermek

6.    Yerel örgütlenme ve kurumsal politikaları yaygınlaştırmak

7.    Ülkenin tüm politik, toplumsal, ekonomik ve siyasi sorunlarına çözüm gücü olacak pratiklere ağırlık vermek

8.    Toplumun örgütsüz tüm alanlarını örgütlemek, TAŞERON SİSTEMİNİ ortadan kaldıracak politikalara derinlikli yönelmek. Başta BELEDİYELERİMİZDEN buna başlamak, daha emekçiyi güvenceye alan çalışmalara başlamak

9.    Kollektif ve devrimci bir ruhla yoldaşlık hukukunu daha derinlikli oluşturmak

10. Toplumun Ve Emeğin İhtiyaçlarına Uygun Radikal Bir Tarzla Acilen Yeniden Yapılanmak

 

Önerilerimizi ve analizlerimizi çok detaylara boğmadan genel hatlarıyla ele aldık. Bu analiz ve önerilerimize sizin ekleyecekleriniz EN ANLAMLI ve değerli katkılar olacaktır. İleride yerel ve genel sorunlara daha somut, tespitli(gerekirse kamuoyuna isim verip mahkûm ederek) ve detaylı değerlendirmelerimiz kararlılıkla DEVAM EDECEKTİR…

 

Emek Alanının KESK, DİSK Öncülüğünde Devrimci, Proleter Ruhla Kitlelerin, Emekçilerin Ve Halkların Beklentilerine Çözüm Gücü Olması Tarihi Sorumluluğunun Gereğidir...

 

Saygılarımla...

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1107

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.