Cumhuriyetin kuruluşundan beri ırkçılık, red, inkar, tek tipleştirme, asimilasyon üzerinden baskılanan Kürt Halkı,1970`lı yıllardan sonra ezber bozmaya devam etmektedir. Ezilen tüm halklar, toplumlar ve renklerle mücadele birlikteliğini kuran Kürt Halkı ve Özgürlük Hareketi, Kürdistan başta olmak üzere tüm alanlarda zihniyet değişiminin öncülüğünü yapmış, demokratik, devrimci, özgürlükçü bir algı oluşturmuştur.
Türkiye devrimci hareketleriyle, Kürdistan Ulusal
hareketlerini buluşturup, Ortadoğu başta olmak üzere, dünya halkları için de
yeni bir paradigma ve çözüm gücü enerjisini açığa çıkarmıştır.
Bu enerjilerin sonuncusu ise Cumhurbaşkanlığı
seçim stratejisi olmuştur. HDP`de somutlaşan bu gücün dalga dalga her kesimi
etkileyeceği ortadadır. Kişi, vitrin şahsından öte anlayış, ilke, program, sistem
ve paradigmasal olan bu tutum, kuşkusuz özlenen bir tablonun da başlangıcı
olması açısından bir şanstır.
Sayın
Selahattin DEMİRTAŞ`ta somutlaşıp, formüle olan bu şansın iyi değerlendirilmesi
tarihi fırsatları ve sonuçları da doğuracaktır.
Yıllardır Türkiye ve Kürdistan Halklarını sömüren
devletçi, ulusalcı, oligarşik, statükocu, inkârcı, kapitalist, katliamcı, din
istismarcısı çizgi ile özgürlükçü, ilkesel, çok renkli, toplumsal, demokratik, halkçı,
Kürdistan’i, emeğe dayalı çizginin yarıştığı bir seçim sürecini yaşamaktayız.
Bu seçim sürecinde Sayın Selahattin Demirtaş`ta
kendini ifade eden halkçı ve demokratik seçim süreci, gerek söylemiyle, gerek
programıyla, gerekse de temsil ettiği değerlerle şimdiden kazanmıştır. Bu
süreci bir kartopu gibi büyütmek ise artık halklara düşmektedir.
Ekmeleddin İhsanoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan`ın
adaylıkları ise halkta coşkuyla karşılanmamış, sönük ve heyecansız bir tabloyu
da beraberinde getirmiştir. Klasik devlet anlayışının Halklara heyecan ve umut vaat
etmediği açığa çıkmıştır. AKP, CHP, MHP gibi statükoyu temsil eden çizgilerin, kendilerini
yeniden ve demokratik bir tarzda yapılandırmadıkları sürece ileride eriyip, kaybedecekleri
kesindir.
Oysa Selahattin Demirtaş şahsında birleşilen çizgi
ise Malazgirt`in, Hewler`ın, Kobane`nın, 1.Meclisin, Dersim`in, Çorum`un, Kızıldere`nin,
Ağrı`nın ruhunu taşımaktadır. Roboski`nin vicdanı olan, Gezi direnişindeki
şehitlerin sorumluluğunu taşıyan, Berkin Elvan`ı sahiplen, Uğur Kaymaz Ve
Ceylan Önkolları katleden zihniyetle hesaplaşan anlayışın temsilcisidir Sayın
DEMİRTAŞ..
Mazlum Doğan, İbrahim Kaypakkaya, Sakine Cansız, Deniz
Gezmiş, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya, Leyla Qasım, Mustafa Barzani, Qazi Muhammed, Seyid
Rıza, Kemal Pir, Orhan Doğan, Musa Anter, Mehmet Sincar, Zilan, Meryem
Muhammed, Şervan Müslim, Sema Yüce, Hrant Dink gibi binlerce değerin ruhu ve
mücadele geleneğinin temsilcisi olan Selahattin Demirtaş, tarihsel bir çıkışın
kahramanlarımızla bütünleşen gerçekliği olarak sistemle hesaplaşma fırsatını ve
oligarşik tekelleşmeyi kırma şansını da yakalamıştır.
Kürt
Özgürlük Hareketinin açığa çıkardığı binlerce değerden biri olan Sayın
Demirtaş`ın, Türkiye Cumhuriyetine Cumhurbaşkanı olması, bölücülük zihniyetini
topluma empoze eden sistem ve zihniyetin de iflasıdır.
MHP, Ulusalcılar, AKP, milliyetçiler başta olmak
üzere statükonun yerle bir edilmesi sonucunu doğurmuştur ki, Kürt Halkı ve tüm
ezilenlerin en büyük kazanımlarından biri de bu olmuştur.
Bu kazanımların daha da büyütülüp, örgütlendirilmesi
ise elzemdir. Toplumun coşkusu ve heyecanını arkasına alan bu rüzgâr daha da
güçlendirilmelidir. Eğer bu rüzgâr güçlendirilirse Cumhurbaşkanlığı seçiminin
sonucu ne olursa olsun kazanan HALKLAR olacaktır. Halkların kazanımı da
özgürlükleri, adaleti, gerçek demokrasiyi, emeğin değerini, Ulusal ruhun
derinleşmesini, tüm renklerin kendini yaşamasını beraberinde getirecektir.
Tarih halkların beraberliğini zorunlu kılmakta, onurlu
bir yaşamı hepimize dayatmaktadır.
Onurlu bir yaşam ve HALKLARIN ZAFERİ için gelin
hepimiz Sayın Selahattin DEMİRTAŞ etrafında kenetlenip, OYLARIMIZI barışa, onurlu
bir yaşama ve özgürlüğe MUTLAKA VERELİM...
Selam ve saygılarımla..