Özgürlük baharlarını yaşamsallaştırmanın
mücadelesini verenlerin demokrasiyi, adaleti, eşitliği, barışı getirecekleri
kesindir.
Buna inan, bu uğurda mücadele eden, bunun bedelini
ödeyenler de elbette eninde sonunda zafere ulaşacaklardır. Ortadoğu’da bunun en
ağır bedellerini verenler ise başta Kürt Halkı ve hareketi olmuştur.
Kürt Halkı ve hareketinin Türkiye Siyaseti`nin son
kırk yıllık tarihine damga vurduğunu kim inkar edebilir?
Evet 1970`li yılların başlarından,28 Şubat 2015
Dolmabahçe Çözüm Deklarasyonu`na kadar olan 40 yıllık süre içerisinde tutarlı
davranan, talep ve mücadelesini özgürlükler üzerinden cesurca yürüten, büyüten bir
hareketin varlığı, mücadelesi herkes için temel bir güvence oluşturmuştur.
Kürt Halkı`nın, Hareketinin ve Sayın ÖCALAN`ın
açığa çıkardığı onlarca projeden birisi olan HDP, Türkiye Halkları`nın da umut
projesi olarak gündemleşmeye devam etmektedir.
"Tüm ülkede pozitif bir algıyla karşılanan
HDP`nin ortaya koyduğu politikalar eksikliklerine, yetmezliklerine rağmen
değerlidir, ön açıcıdır".
Seçim atmosferine yavaş yavaş girildiği bir
süreçte kimin güven verdiği, kimin güven vermediği de açığa çıkmıştır.
Çözüm sürecine Kürtler arası çelişkileri
derinleştirme zihniyetiyle yaklaşan AKP`nin, zaman kazanma, oyalama, aldatma
taktiklerini daha sık devreye koyduğu görülmektedir.
Yüzde on seçim barajını indiremeyen bir hükümet, çözüm
sürecinde güven verebilir mi?
Yüzlerce hasta tutsağı zindanlarda tutan bir
hükümet özgürlüklerin önünü açabilir mi?
Onlarca faili meçhul cinayeti aydınlatamayan bir
parti adaleti, eşitliği, barışı getirebilir mi?
İç güvenlik paketlerini meclisten geçirerek polis
devletini daha da güçlendirip yarım yamalak olan hukuk devletinin de pabucunu
dama atmıyor musunuz ey Akp?
Çözüm sürecinde 10 maddeyi müzakere etmek için
kabul eden bir hükümet neden güvenlik yasalarına sarılarak, kamuoyunun kafasını
karıştırarak böyle oy devşirmeye çalışmaktadır.
*Türkiye Cumhuriyeti tarihinde AKP gibi kamuoyunun
zihninde soru işareti bırakan, kafa karıştıran başka bir parti gelmemiştir*.
Keyfi yakalamaların önünü açan, yargıyı devre dışı
bırakan, vur emrini getiren, gösteri ve toplantı haklarını illegalize eden bu
paketle kamu düzenini sağlayacağız diyorsanız, kusura bakmayın bu korkaklıktır,
büyük bir paradokstur. Böyle mi Kürt sorunu çözülecektir, böyle mi ülkeye
demokrasi getirilecektir ?
Bu paketlerle değil Kürt sorununu çözmek, kendiniz
bu ülkenin en büyük sorunu haline gelirsiniz. Meclisi ne hale getirdiğinizin
farkında olamayacak kadar seviye yoksunu olmuşsunuz, gerçekten çok yazık.
HDP Eş Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş`a
çözümün önünde en büyük engel diyen AKP sözcüleri büyük bir aymazlık ve gaflet
içerisindedirler. Peki sormazlar mı on üç yıldır iktidarda olan sizler değil
misiniz?
Selahattin Demirtaş`tan önce bu mecliste olan Bülent
Arınç ve arkadaşları neden o zaman Kürt Sorununu çözmediniz? Sizin derdiniz
başkadır. İyi polis, kötü polis rolünü oynayarak ancak deve kuşu misali
kendinizi kandırırsınız. Kürtler sizin tüm polisiye rollerinizi teşhir etti, mahkum
etti ve yeni siyasetin aktörü haline geldi.
Bir taraftan yüzde on seçim barajı virajında olan
HDP`yi Selahattin Demirtaş şahsında vurmakla "barajı geçmesinler"
pratiklerine başvuracaksınız, diğer yandan
PKK`ye koşulsuz silah bırakmayı dayatacaksınız, öbür
yandan İmralı-KCK-HDP arasında ayrılık var algısını oluşturacaksınız, sonra da
çözüm süreciyle toplumu tehdit edeceksiniz ve en büyük hedefiniz olan başkanlık
sistemi için her türlü baskıyı yapacaksınız. Tüm bu yaptıklarınızı görenler
size inanır mı dersiniz. Kusura bakmayın, Türkiye ve Kürdistan Demokrasi
cephelerinden tek bir yurttaş bile artık size ne inanmaktadır, ne de
güvenmektedir.
Çünkü sizler(AKP) Roboski`nin hesabını
veremediniz. Gezi olayları ve 6-7-8 Ekim`deki Kurdistani isyanın ve yaşanan
katliamlarının sebebi sizler değil misiniz?
Rojava`da, Kobane`de, Kürt Halkı katliamlardan
geçirilirken kılınızı kıbırdatmadınız. Üstelik DAİŞ`i desteklediğiniz
kameralarla tescillenecek kadar açıkken. Gel de bu halk size inansın, güvensin...
Bir halkın inkarı üzerinden kendini vareden, sonrasında
yüzbinlerin katledilmesine yol açan bir sisteme itiraz olarak ortaya çıkan bir
harekete basit, yüzeysel ve ciddiyetsiz yaklaşamazsınız. Böl-parçala-yönet
taktiklerini uygulayamazsınız. Bunlar artık tutmaz ey AKP !
Ortadoğu’da "DESTAN" yazan bir halkın
iradesi barajları parçalamıştır. Kobane`de yaratılan destan Ortadoğu`da
Kürtlere yönelik tüm barajları yerle bir etmiştir. Kobane gibi barajları yıkan
yeni destanların önüne geçmek için "iç güvenlik paketlerinin"
getirilmesi Kürt Halkı`nın, demokrasi cephesinin Türkiye`de tam iradeleşmesini
baskılamak için olduğu açığa çıkmıştır.
Yine Çözüm sürecinde DOLMABAHÇE deklarasyonu AKP
için yeni bir sınav olacaktır, samimiyet sınavı. Zorlama bir açıklamayla süreci
seçime kadar yumuşak zeminde götürmek AKP`nin arka plan zihniyeti olacağı
kaygısı yüksektir.
Sayın ÖCALAN`ın stratejik önderlik gücü tüm
dünyaca Dolmabahçe`de görülmüştür. Süreç Sayın Öcalan`ı büyük ve tarihi
sorumluluğuyla bugünlere gelmişse herkes bunun kıymetini bilmek zorundadır. Özellikle
AKP ateşle asla oynamamalıdır. Çünkü Sayın Öcalan onlarca siyasi liderin yok
olduğu, bittiği 40 yıllık Türkiye pratiğinde ayakta kalan, strateji belirleyen
ve yeni paradigmalarla önderliği kabul gören tek liderdir. AKP buna böyle
yaklaşmalıdır. Basit seçim mantığıyla yaklaşılsa kaybedecek, eriyecek ve yok
olacak olan AKP`dir.
İşte tam da bu noktada HDP`nin 2015 seçimlerinde
barajı aşması çok önem kazanmıştır. Güven vermeyen AKP`yi geriletmek, Kürt
Sorununun çözüm zemininin güçlenmesini sağlamak için HDP`yi derinlikli ve ilkeli
ittifakların yapıldığı, tüm renkleri kapsayan, tam demokratik, ulusal ruh ve
siyasi stratejik rol oynayacak güce getirmenin tam da zamanıdır.
Efsane Edebiyatçı, onurlu Kürt, Anadolu Filozofu
ve Türkiye Halkları`nın vicdanı sevgili YAŞAR KEMAL`in 40 yıldır özlem duyduğu
BARIŞIN ve ÖZGÜRLÜKLERİN gerçekleşmesi umuduyla....
Selam ve saygılarımızla...
Nurullah Tunç - 03.03.2015