• Ana Sayfa
  • »
  • ORTADOĞU`DA YAŞATILAN VAHŞETLERİN PANZEHİRİ

ORTADOĞU`DA YAŞATILAN VAHŞETLERİN PANZEHİRİ

ORTADOĞU`DA YAŞATILAN VAHŞETLERİN PANZEHİRİ SAYIN ÖCALAN`IN ORTAYA KOYDUĞU PARADİGMADIR!!


 

Mezhepsel sorunlarını aşamamış, ulusal problemlerini çözememiş, kimlik bunalımlarıyla boğuşan Ortadoğu, dogmatizmin ve geleneksel yapıların sarmalında debelenip durmaktadır.

 

1400 yıla yakın bir zamandır Müslümanlar arasındaki Sünni-Şii çatışmalarının yaşanmasının ana eksenini de İKTİDAR Mücadelesi oluşturmaktadır.

 

Hz. Muhammed’in vefatından sonra ivme kazanan bu savaşım Hz. Ali döneminde ayrışmayı hızlandırmış, Emeviler, Abbasiler, Endülüs Emevilerle bu süreç devam ederek günümüze kadar devam etmiştir.

 

Müslümanlığın ve dinin iktidar mücadelesi olarak kullanılması toplumsal dinamikleri de tetiklemiş, savaş ve kaosların sürekliliğini sağlamıştır. Mezheplerin, tarikatların, cemaatlerin, siyasi partilerin, kralların, devlet yönetimlerinin DİNİ kendilerine göre yorumlayarak istismar etme girişimleri daha da hızlanmıştır. Bunun sonucunda toplumsal dinamikler çeşitli ayrışmalara, baskılara ve çatışmalara mahkûm edilmiştir.

 

Günümüze kadar devam eden bu kaotik durum, tablonun sadece bir yönünü göstermektedir. Öte yandan Kürt karşıtlığı, Yahudi karşıtlığı, Êzidî karşıtlığı, Gayri Müslim karşıtlığı, Hıristiyan karşıtlığı da Ortadoğu’daki kaosun bir başka yönü olmuştur.

 

Yine kadın bedeni üzerinden din kullanılarak şekillendirilen zihniyet de doğmatik anlayışı besleyen başka bir faktördür.

 

Enerji kaynakları olan petrol başta olmak üzere, su ve diğer yeraltı rezervleri de yapılan savaşımların uluslararası boyutunu gözler önüne sermektedir.

 

Kısacası dar, otoriter, teokratik ve krallık tarzı devletsel mekanizmalarla, bunun karşısında olan, ancak bundan farklı bir alternatif ortaya çıkaramayan toplulukların, halkların ve din istismarcılarının Ortadoğu’yu bataklığa sürükledikleri ortadadır.

 

Bu bataklığın son temsilcisi olan barbar IŞİD`in gerek Ortadoğu, gerekse de uluslararası güçlerin projesi olduğu aşikardır. Eski baasçılar, el kaide, hamas, el nusra ve mezhepsel çelişkilerin oluşturduğu bu Sünni/halefi koalisyonun bir plan dahilinde hareket ettiği ortadadır.

 

Bu planlanan hedeflerden birisi de ulusal bütünlüğe doğru hızla ilerleyen ve statü sahibi olan Kürt Halkı`dır.

 

Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan`ın 1970`li yıllarla başlayan özgürlük yürüyüşünün ideolojik, felsefik, toplumsal, eşitlikçi, ahlaki, ulusal, sınıfsal ve demokratik eksenli mücadelesinin bir paradigma olarak sistemleşmeye doğru evrilmesi 21.yüzyıl insanlığının çözüm ve zafer kılavuzu olacaktır.

 

Kapitalist, hegemonik ve sömürücü tüm devlet ve sistemlerin Sayın Öcalan`ı hedef seçip, uluslararası komployla esaret altına almalarındaki temel amaç daha net açığa çıkmıştır.

 

Bu komployla Türkiye üzerinden Ortadoğu’yu dizaynetme çabalarını Sayın Öcalan boşa çıkarmıştır.

 

Sonrasında sırayla Irak, İran, Filistin, Mısır, Libya, Tunus, Fas, Suriye gibi ülkelerle Ortadoğu’yu dizaynetme planları devam etmiştir.

 

Sünni, Şii, Kürt eksenli çatışmalar için geliştirilmeye çalışılan bu üç denklemi Sayın Öcalan Kürt Hareketi ve Halkı`nın öz gücüyle boşa çıkartmıştır.

 

Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu, Demokratik Konfederalizm ve Ulusal bütünlük eksenli projeler, yeni provakasyon ve katliamvari yönelimleri beraberinde getirmiştir. Şengal ve Maxmur`a yapılan katliam ve saldırılar bunun sonucudur.

 

Bu katliamların Kürt Halkı arasında ayrışmayı değil, ittifak ve beraberliği güçlendireceği kesindir.

 

Ortadoğu’nun dizaynında rol oynayan tüm güçlerin, Kürt Halkı`nı dıştalayan, reddeden politikalar hayata geçirmeleri imkânsızdır. Tüm Ortadoğu halkları için güvence olan Kürt Halkı, bunu Sayın Öcalan`a büyük ölçüde borçludur.

 

Siyonizmin, Arap milliyetçiliğinin, Türk milliyetçiliğinin, Fars şiasının, Kapitalist modernitenin, ılımlı ve radikal İslam’ın, tek tipçiliğin, feodal zihniyetlerin PANZEHİRİ ve alternatifi ise, Sayın Öcalan`ın pardigması, demokratik ulusal halk hareketleri ve Kürt Halkı`nın onurlu mücadelesi olmuştur.

 

Ortadoğu’da yıllarca devam edeceğe benzeyen kaosun, 3.Dünya savaşına işaret ettiğini, bu savaşımın dengeler, katliamlar, sabotajlar, ani saldırılar ve uzun ömürlü olacağı kesindir.

 

Özgürlüğü, demokrasiyi, eşitliği, yeni bir yaşamı ve tüm kimliklere, renklere hayat hakkı tanıyan zihniyetin ve pardigmanın Ortadoğu’da kazanacağı kesindir. Bu formülasyonu şuana kadar en güçlü açığa çıkaran ve sistemleştiren da Sayın Öcalan`dır.

 

O halde herkes Sayın ÖCALAN etrafında güç birliği yapıp, Ortadoğu’da onurlu ve demokratik bir yaşama katkı sunmalıdır.

 

Selam ve saygılarımızla...

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 926

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.