Suriye’de Kürt halkı tehlikededir
IŞİD Barbarları bir an önce durdurulmalı
Irak Kürdistanı’nda püskürtülen IŞİD güçleri son
günlerde Suriye Kürt bögelerinde yeniden saldırıya geçtiler. Şu anda Kobani
IŞİD tarafından kuşatılmış durumda ve sivil halk Türkiye sınırlarına doğru göç
halinde.
Türkiye başlangıçta göçmenleri sınır ötesinde
barındırma adına direndiyse de sonunda sınırını açtı ve birkaç bin göçmen
sınırın kuzey kesimine geçti. Bu dalganın devam edeceği anlaşılıyor.
Sınırın açılması, bu insanların hayatı bakımından
olumlu olmuştur. Onların barınması için de gerekenler bir an önce yapılmalı.
Ancak bundan da önemlisi IŞİD’in bölgeye yönelik saldırısının püskürtülmesidir.
IŞİD’in Kobani ile kalmayacağı ve diğer Kürt bölgelerine de yöneleceği
bellidir. Nitekim birkaç gün önce de havan toplarıyla Kamışlı’ya saldırmıştı.
Öte yandan, PKK-PYD’nin yanlış politikaları
olmasaydı Kürt halkı Kürdistan’ın bu parçasında çoktan birlik sağlar ve etkili
bir savunma gücü oluştururdu. Ne yazık ki PKK-PYD buna fırsat vermedi.
Üç yıl öncesi, Suriye’de olaylar başladığında Esad
rejimi tarafından bölgede faaliyet göstermesine izin verilen ve bölgenin
denetimi kendisine bırakılan PYD, Şam rejimi ile birlikte davrandı. Kandil’den
buraya bin dolayında gerilla gücü aktararak Kürt bölgesinde hegemonya kurmaya
çalıştı, diğer Kürt partilerinin siyasal çalışmasını ve askeri örgütlenmelerini
engelledi. Bu amaçla onlara karşı zaman zaman şiddete başvurdu. Bu tam da Şam
rejiminin istediği şeydi.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Sayın Mesud
Barzani, Suriye Kürtlerinin birliğini oluşturmak için, 12 kadar Kürt örgütünün
oluşturduğu Suriye Kürtleri Yurtsever Cephesi (ENKS) ile PYD’yi iki yıl kadar
önce Hewlêr’de bir araya getirdi ve bir üst konsey oluşturdu. Ne var ki PYD bu
anlaşmaya uymadı ve hegemonyacı tutumunu sürdürdü. Bu tutum hem birliği
engelledi, hem de PYD’yi Suriye Kürtlerinin büyük çoğunluğu ile karşı karşıya
getirdi.
PYD, her şeyi kendi emrinde tutmaya yönelik bu
hegemonyacı ve baskıcı tutumla, Güney Kürdistan’da eğitim gören ENKS mensubu
Kürt savaşçıların geçişine de olanak vermedi. Bu, yurtsever güçlerin birliğini
umursamayan tipik bir PKK anlayışı idi.
PYD bu süre içinde “Rojava” (Batı) diye ad taktığı
bu Kürt bölgelerini özgürleştirdiğini, bir devrim yaptığını ileri sürdü. Bunun
gerçekle bir ilgisi yoktu. Suriye hükümetinin askeri ve istihbarat güçleri,
askeri havaalanları dahil, Kürt bölgelerinde var olmayı sürdürdüler. PYD onlara
dokunmadı bile. PYD’nin yaptığı Şam Hükümeti adına bölgede yürütülen bir
denetimdi. Suriye yöneticileri PYD’nin bu tutumundan son derece memnundular ve
bunu sık sık dile getirdiler.
PYD bu süre içinde Suriye Kürt bölgelerinde
(Haseki-Kamışlı, Kobani ve Afrin) sözde üç “kanton” oluşturdu. Oysa Suriye hükümeti,
PYD ile malum ilişkilerine rağmen, sözcüleri aracılığıyla bu kantonları
tanımayacağını belirtmekten geri kalmadı.
Olan bitenin anlamı şudur: PYD tüm bunlarla hem
kendisini aldatmakta, hem Kürt halkını oyalamaktadır. Suriye’deki iç savaşın
sonunda ister hükümet, ister muhalefet galip gelsin, PYD’ye yol görünecektir.
PKK-PYD tüm bunlarla, bırakın bölgeyi
özgürleştirme, devrim yapma, tam tersine, Suriye Kürt halkımızın bu dönemi
gereği gibi değerlendirmesini engellediler ve son üç yılı heder ettiler.
PYD, evet, şimdi bölgenin kontrolünü elinde tutmak
için IŞİD’e karşı direniyor; ama o aynı zamanda, Suriye Kürt bölgelerinin IŞİD
saldırısı karşısında yeterli bir savunma gücünden yoksun kalmasının ve muhtemel
olumsuz gelişmelerin de baş sorumlusudur.
Gücünü abartan, Kürdistan bölgesel yönetimine
karşı hasmane bir politika izleyen, “Peşmerge kaçtı, Kürdistan’ı biz savunduk”
gibi gerçek dışı iddialarla kamuoyunu yanıltan PKK-PYD kesimi şimdi, Kobani’nin
savunması için Kürdistan Bölgesel Yönetiminden destek istiyor.
Elbette Suriye Kürt bölgelerinin de IŞİD denen
haydut sürüsüne karşı savunulması gerekir. PYD’nin bu amaçla yardım istemesi
doğal ve gereklidir. Ama bu her şeyi berbat etmeden önce yapılmalıydı.
Biz her şeye rağmen Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin
Kobani’nin ve diğer Kürt bölgelerinin yardımına koşmasından yanayız. En azından
PYD’nin şimdiye kadar yollarını tuttuğu, engellediği Suriye Partilerinin
binlerce savaşçısı bölgeye geçip savunmaya katılabilir.
Bundan da öte uluslar arası güçler, Irak’ta ve
Güney Kürdistan’da olduğu gibi Suriye’de de geç kalmadan, Şengal benzeri yeni
bir soykırım oluşmadan, IŞİD denen haydut sürüsünü durdurmak için kendilerine
düşeni yapmalılar. Bu amaçla oluşturulan ve ABD’nin başını çektiği koalisyon,
Suriye Kürt halkına gereken desteği bir an önce vermeli.
Kemal Burkay
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı
20 Eylül 2014