Bazı arkadaşlarımın yazı ve yorumlarından anladığıma göre sosyal medyada yine bazıları bana edepsizce dil uzatmış. Merak edip kimler, ne yazmışlar diye bakmadım bile.
Bir arkadaşım şöyle yazmış: “Bilmem ki Kürt aydınlarının bir bölümü neden Kemal Burkay’dan böylesine rahatsız?”
Bazı arkadaşlar da bu yakınmaya şöyle yorum yapmışlar:
“Söz konusu adamlar gerçekten aydın mı, yoksa cahil, kendini bilmez kişiler mi?..”
Evet, sevgili okurlar, bu kişilere aldırmayın, öyle eline kalem alıp uluorta ahkâm kesen herkes aydın değildir. Bunlar edepsiz ve cahil, kendini bilmez kişiler.
Gerçekten aydın, bilgili kişilerden zarar gelmez. Kürt aydınları için de, Türk aydınları için de böyle. Onlar sizi eleştirseler de kötü söz söylemez, edepsizlik etmezler. Ama cahil ve edepsiz kişilerin ağızlarının ölçüsü yoktur.
Uzun siyasi ve yazarlık hayatımda böylelerinin saldırı ve sataşmalarıyla çok karşılaştım.
Elbet bunun nedenleri vardı. Belki onlardan bazılarının yanlışlarını ve kötülüklerini eleştirmiş, göz önüne sermiştim. Belki salt kıskançlık ve çekememezlikten bana dil uzattılar. Belki de bazıları zorba sistemin hizmetinde idiler ve görevleri gereği bizim gibileriyle savaşırlardı.
Bu saldırılara bazen uygun bir dille cevap verdim, bazen de ciddiye almadım, gerek görmedim.
Bu konuda Mevlana Celalettin’in güzel bir sözü var: “Her söze verecek cevabım var; ama bir söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye…”
Ben de öyle yapıyorum. Ama bazı şiirlerimde böylesi kişiler için verilmiş bir tür toplu cevap vardır. Örneğin bir rubaimde şöyle diyorum:
Korkma anlı şanlı, boylu poslu kurttan, aslandan
Bilge kişiden, nice acı olsa da doğru sözden…
Ufacık üvezden, sessiz akrepten sakın kendini
Alçak, edepsiz, kendini bilmez kişilerden
Bir rubaimin ilk iki mısraı da şöyledir:
Küçük adam uzun dillidir, cahilin ölçüsü yoktur
Akılsız kişi de masal-martavala kulak verir
Kürt toplumunda birçok kişi zamanla örgütlü siyasi mücadeleden uzaklaşmış. Bunlar yorgun, umutsuz ve çoğu ne yapacağını bilemez kişiler. Ama bir bölümü köşelerinde rahat da durmuyor, iyi niyetle çalışan, çaba gösteren insanlar da dahil, herkese dil uzatıyorlar. Bunların sayısı ne yazık ki az değil. İşte böyleleri için de bir dörtlüğüm var:
Bulmuş birbirini, tembel, yılgın, ahbap çavuşlar
Başsız, çaresiz, umutsuz, amaçsızlar
Kırıntı, döküntü, atılmış artık gibi
Çöplükteler, zehirli kokular saçıyorlar
Değerli arkadaşlar, böylelerinin dediklerine aldırmayın, onları ciddiye almayın. Biz her zamanki gibi işimize devam edelim, yolumuzda yürüyelim. Onlar da kendi çöplüklerinde havlamayı sürdürsünler.
Ünlü sözdür: İt ürür, kervan yürür…
26 Mart 2016
---------------------------------------------------
(*) Daha önce Kürtçesi yayınlanan bu yazımı, Kürtçe bilmeyen okurlarım için Türkçeye de çevirip yayınladım.