B A T A K

Kemal Burkay



 

Büyük Fransız romancısı Viktor Hügo’nun bir hikayesi deniz kıyısında yürüyen bir adamın acıklı sonunu anlatır. Öykü aklıma geldiği kadarıyla ve özetle şöyledir:

Normandiya kıyılarında, kumsalda yürümekte olan bir yolcu ya da balıkçı, bir süre sonra ayağının altında kumların kendisini çektiğini, sahilin bir batağa dönüştüğünü fark eder.

 

Önce önemsemeden yoluna devam eder, ama ayakları giderek daha çok batar. Kumlar ayak bileklerini aşar, dizlerine doğru yükselir.

 

Bu kez telaşlanır ve kıyıya yönelip bataktan kurtulmaya çalışır. Ama çabası boşunadır, geç kalmıştır; batak çektikçe çeker.

 

Derken kumlar dizlerini aşar, önce beline, sonra boynuna ulaşır, yüzünü ve saçlarını örter. Son olarak kumdan yükselen kolu da bir süre çaresizce çırpınır ve sonra o da kaybolur…

 

Sevgili okurlar, siyasette de bu öykünün benzerleri vardır. Bazen bazı kişilerin siyasette düştüğü duruma bakar, bu öyküyü hatırlarım.

 

Siyasette kaygan zeminler vardır ve tehlikelidir. Bazen kişi yanlış yapar, ya yanlışını fark etmez, ya da fark ettiği zaman geç kalmıştır; kaygan zemin onu aşağı doğru çeker.

 

Bazen de yaptığı yanlışı kabul etmeyi kendine yediremez, yanlışta ısrar eder; hatta ilk yanlışını örtmek için yeni yanlışlar yapar. Bu ise onu bir batak gibi içine çeker.

 

Hügo’nun öyküsünün kahramanı dikkatsizlik ve tedbirsizliğinin cezasını hayatıyla ödedi. Bu yüzden eğer bir ailesi, eşi ve çocukları var idiyse, acısını onlar çekti.

Ama siyaset ve devlet adamlarının yapacağı bu tür yanlışlar, yalnızca onların hayatına veya kariyerine mal olmakla kalmaz, çoğu zaman başında bulundukları örgüt ya da halka çok pahalıya mal olur.

 

Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Hitler’i mi örnek versem Mussolini’yi mi?

Saddam’ı mı örnek versem, Esat’ı mı?..

Pol-Pot’u mu örnek versem, yoksa bizim eşi menendi bulunmaz “Serok”u mu?..

Siyaset ve devlet adamlarının kendilerini ve temsil ettikleri örgütleri, devletleri ve halkı bu tür büyük belalardan korumaları dürüst ve öngörülü olmalarına bağlıdır.

 

Öncelikle bile bile batak zeminde yürümemeli, hesabını veremeyecekleri yanlışlardan, kötülüklerden uzak durmalılar. Ama eğer zaaf gösterip ciddi bir yanlış yapmışlarsa, onu örtmek için yeni yanlışlara düşmemeliler.

 

Başka türlüsü kaygan zemin, ya da batak onları çeker, bitirir. Ceremesini ise aynı zamanda onların temsil ettiği örgüt ve halk çeker.

 

11 Şubat 2017

 

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 419

YORUMLAR (1)

yeni bir ürünü ya da bir şeyi almak, diğer insanları yok saymaktır. Bu yok sayma diğer insanları harekete geçirir ve böylece bir tüketim çılgınlığı döngüsü oluşur. böylece de kapitalizm amacına ulaşmış oluyor..19.07.2015 02:10

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.