• Ana Sayfa
  • »
  • DERSİM’İN YARALARI HALA KANIYOR

DERSİM’İN YARALARI HALA KANIYOR

Üzerinden nice on yıllar geçti, ama Dersim’in yaraları hala kanıyor.



Üzerinden nice on yıllar geçti, ama Dersim’in yaraları hala kanıyor.

Bu devleti yönetenler, aydınlar ve tüm toplum, geçmişle adam gibi yüzleşmedikçe 1915’in, Koçgiri’nin, 1925’in, Ağrı’nın, Geliyê Zîlan’ın, Dersim’in, Maraş’ın, Sivas’ın ve daha dün olup biten, ama üstü örtülen Roboski ve benzeri kıyımların bıraktığı yaralar kanamaya devam eder.

Bunlarla yüzleşmeyenler geçmişin sorumluluğunu bir kambur gibi sırtlarında taşımaya devam ederler.

Bunlarla yüzleşecek kadar cesaret ve vicdan sahibi olmayanlar, fırsat düşünce benzer kötülükleri yapabilir, ya da yapılmasına seyirci kalabilir, destek verebilirler.

Geçmişle yüzleşmek, bir yanıyla geçmişte yapılan zulmü, kötülükleri, kıyımları inkâr etmeyip açıkça mahkum etmektir. Diğer yanıyla bugüne ve geleceğe yönelik olarak bu tür kötülüklere kapıyı kapamaktır.

Geçmişle yüzleşmek çağımıza yaraşır özgür, barışçı bir toplum kurmanın koşuludur.

Kürt sorunu eşit haklar temelinde çözülmeden, Alevilerin meşru talepleri karşılanmadan, temel insan hak ve özgürlükleri AB standartlarında benimsenmeden bu yaraları sağaltmak ve sağlıklı bir toplum olmak mümkün değildir.

Evet, Dersim’in yaraları hala kanıyor…

Seyit Rıza ve oğlu Reşık Hüseyin’in darağacına giderken takındıkları başı dik ve onurlu tavır bugün de gözlerimizin önünde. Bu tavır, zora düşünce -hatta düşmeden bile- tatlı canları, post ve çıkarları için zalimlerin ve zorbaların önünde diz çökenlere, hizmet sunanlara ders olmalı…

Onları ve Desim 37-38’in tüm kurbanlarını bir kez daha saygıyla, sevgiyle anıyoruz.

4 Mayıs 2017

Bu vesileyle, geçtiğimiz Aralık ayında yazdığım “Ağıt” adlı şiiri bir kez daha okurlara sunuyorum:

A Ğ I T

Biz buradan gideriz Reşık Hüseyin
Ağdat’ta zaman durur
Bir palamut düşer toprağa 
Su yürür
İnatçıdır meşe ağacı, büyür

Beni senden önce asarlarsa Reşık Hüseyin
Sakın ağlama
Seni benden önce asarlarsa 
Ciğerim parçalanır,
Acımı yüreğime gömerim ama

Zor zamanlarda yaşadık
Dağlarımızda özgürlük yeli
Vadilerimizde barış çekip gitti
Zincire vuruluyuz şimdi
Dost eli bize ulaşmaz

Bizim payımıza da bu düştü
Aldırma Reşik Hüseyin
Bura Dersim’dir, gülü ağacı tükenmez
Gün gelir umut biter topraktan
Munzur suyu, Mercan bizi unutmaz

Biz buradan gideriz Reşık Hüseyin
Ağdat’ta zaman durur
Bir palamut düşer toprağa 
Su yürür
İnatçıdır meşe ağacı, büyür

23 Aralık 2015

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 520

YORUMLAR (1)

yeni bir ürünü ya da bir şeyi almak, diğer insanları yok saymaktır. Bu yok sayma diğer insanları harekete geçirir ve böylece bir tüketim çılgınlığı döngüsü oluşur. böylece de kapitalizm amacına ulaşmış oluyor..19.07.2015 02:10

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.