Sevgili arkadaşlarım, değerli dostlar,
Hak ve Özgürlükler Partisi’nin 6. Kongresi’ni çok
sayıda konuğumuzun da yer aldığı kitlesel bir katılımla 26 Ekim günü Ankara’da
yaptık.
Bildiğiniz gibi ben yeni dönem için yönetim
planında bir göreve talip olmadım. Kongre konuşmamda da belirttiğim gibi bu
görevi bir dönem için almıştım. Bundan böyle bu görevi, yıllardır Partimize
emek veren deneyimli bir başka arkadaşın sürdürmesinin daha doğru olacağını
düşündüm. Ben yine arkadaşlarıma destek verir, katkılarımı sunarım, dedim.
Kongre öncesi bazı arkadaşlarımız başkanlık için
üç adayın ortaya çıkmasını Parti için olumsuz bir durum gibi değerlendirdiler.
Genel Başkan olarak bana, duruma müdahale etmemi, tek adayla seçime girilmesini
sağlamamı önerdiler. Ben ise böyle bir müdahaleyi doğru bulmadım. Her üç aday
da deneyimli, emektar arkadaşlardı. Ayrıca, birden çok arkadaşın göreve talip
olmasını doğal bulduğumu, buna hakları olduğunu, herhangi bir arkadaşıma, sen
çekil demeye hakkım olmadığını belirterek şöyle dedim:
“Ben bazı partilerde olduğu gibi ‘tek seçici’
değilim, benim iki dudağımın arasından çıkan söze göre başkan ya da parti
yönetimi belirlenmez. Ben sosyalist bir insanım, aynı zamanda demokratım;
HAK-PAR da demokratik bir partidir. Genel Başkanı ve Parti Meclisi’ni
belirlemek Kongre’nin işidir ve kongreler bunun içindir. Delege arkadaşlar,
kimi başkanlığa ve kimleri Parti Meclisi’ne layık görür ve seçerse buna
hepimizin saygı göstermesi gerekir.”
Seçimler öncesi il başkanlarını bir araya getirdim
ve hem Genel Başkanlık seçimine hem Parti Meclisine ilişkin önerilerini aldım.
Daha sonra her üç adayla bir araya gelerek
seçimlere nasıl bir listeyle girilmesini önerdiklerini sordum: Ortak liste mi,
çarşaf liste mi, yoksa kendi listeleriyle mi? Onlar kendi listelerini tercih
ettiklerini söylediler.
Böylece seçimi kazınırlarsa uyumlu
çalışabilecekleri arkadaşların Parti Meclisi’nde yer almasını tercih ettiler.
Sonuçta öyle oldu. M. Celal Baykara arkadaşımız
Kongre’de bir konuşma yaptıktan sonra seçim öncesi çekildi. Ve iki arkadaşımız,
Fehmi Demir ve Bayram Bozyel yarıştılar. Her bakımdan demokratik bir seçim
yapıldı ve Genel Başkanlığa Fehmi Demir arkadaşımız, Parti Meclisi’ne ise onun
listesi seçildi.
Böylece 6. Kongremiz sonuçlandı ve yeni parti
yönetimi belirlendi. Elbet, Kongre sonuçları, organlara seçilenler şu ya da bu
arkadaşın gönlüne göre olmayabilir. Ama çoğunluğun tercihine saygı göstermek
gerekir. Demokrasi böyle işler. Kendi istediği gibi olmadı, kendisi ya da
istediği kişi seçilmedi diye küsmek, partiden ve çalışmadan uzaklaşmak, buna
bahaneler bulmak doğru bir tavır olmaz. İnsan örgütüne, onun politikasına
inanıyorsa, üst organlarda olduğu gibi alt organlarda, hatta sıradan bir üye
olarak da çalışır, bilgisini ve enerjisini ortak mücadeleye katar.
Ben kendi payıma, Kongre konuşmamda da belirttiğim
gibi, şu anda HAK-PAR’ın sıradan bir üyesi, bir aydın, bir yazar olarak Partime
katkımı sürdürürüm, arkadaşlarıma destek veririm.
Yeni Genel Başkan Fehmi Demir arkadaşıma, yeni
Parti Meclisimize ve tüm partili arkadaşlarıma başarılar dilerim.
Ülkemizde özgür ve demokratik bir yaşam
doğrultusunda mücadeleye, bunu hedefine koymuş HAK-PAR’ı büyütüp güçlendirme
çabamıza devam!
Kemal Burkay
1 Kasım 2014
www.dengekurdistan.nu