• Ana Sayfa
  • »
  • Tek adamlığı istemek...bu suça ortak olmayacağız..!

Tek adamlığı istemek...bu suça ortak olmayacağız..!

Tek elle dizayn edilen Türkiye Cumhuriyetinin hali ortadadır. Masada duran farklı kimliklerin sorunlarını çözmek yerine, tek bir zihnin yönetimi ve kararıyla yön veren anlayış, 100 yıl sonra meseleleri içinden çıkılmaz hale getirmiştir.

28 Şubat`taki sorgulanamaz tek gücün boyunduruğundan çok çekmiş olanların ekseriyeti, şimdi referandum için sorgulanamaz bir tek adamcılığa "evet" diyorlar. Bu çelişki üzerinde durmak ve irdelemek gerekiyor.

 

Dünya insanlığın kuruluşundan itibaren çoğunlukla güçler savaşına sahne olmuştur. Ama bu olması gereken değil, heva ve heveslere kapılmanın, yani adaletten sapmanın doğal sonucudur. Bu çekişme, insanlığa birşey kazandırmamış, zorbalığın, katliamların, yıkımın, gözyaşının artmasıyla sonuçlanmıştır.

 

Kuvvetin tek elde toplanmasının getireceği güç ve istikrar, ideal bir değer olan adalete aykırıdır. Tarih boyunca sorgulanamaz gücün tek elde toplanmasının oluşturduğu adil bir örneklik yoktur. En yüce ve değerli insanlar olarak bilinen peygamberler bile böylesi bir role talip olmamış, zaman ve mekanlarındaki insanların en fedakar hizmetçileri olmuştur.

 

Tek elle dizayn edilen Türkiye Cumhuriyetinin hali ortadadır. Masada duran farklı kimliklerin sorunlarını çözmek yerine, tek bir zihnin yönetimi ve kararıyla yön veren anlayış, 100 yıl sonra meseleleri içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Bu açık örneklik önümüzde dururken tekrar aynı yanlışa yönelmek, hangi tutkulu at gözlüğü merakından kaynaklanmaktadır?

 

28 Şubat günü MGK kararlarını destekleyen MHP ile bugün  kolkola girerek 28 Şubat kaygısını dillendirmek ne derece samimidir? Gücü elde etme hevesi peşinde tüm ilkelerini terk eden, kaybettiği en önemli değerinin ahlak ve vicdan olduğunu anlamıyor mu?

 

Halkın seçmesi, milli irade herşey mi? Sorgulanamaz tek güç olması gereken,  çoğunluğun iktidarı mı? Mutlu olacak olan ve her dayatmayı yapma hakkı olan sadece çoğunluğu ele geçirenler mi? 28 Şubat`ta Refah partisinin  iktidardaki %20 oyuna karşın  muhalefetin  %80`liğini ileri sürenler, yaptıkları zorbalığın çoğunluğa dayandığını söylüyorlardı. Hem bu kıyasla, hem de askeri vesayetle istediklerini yaptılar. Bu doğru muydu? Demokrasi sadece çoğunluğun mutlu olacağı, istediğini dayatacağı bir sistem değildir.  Azınlıkta olsa önde olanın iktidar veya koalisyonla adil bir yönetime talip olmasıdır. Çoğunluğu ele geçiren azınlık üzerinde zorbalık hakkına sahip değildir. O günler çoğunluğun ve gücün zulmünden şikayet edenler, şimdi azınlığın hiçbir değerinin olmadığını düşünüyor.

 

 

Tek adamcılık zulümdür, yeşil Kemalist olmak çok mu arzuladığınız birşey? Adil ve herkesin katılacağı, mutlu olacağı bir sisteme talip olmak varken tek gücün hakimiyetini istemek ne yanlış..! İnsan  peygamberler tarihi mücadelelerini hatırlayıp din adına tek adam yönetimini isteyen dindardan haya ediyor. Tek adamcılık hiç kimse için kurtuluş sağlamaz. Yeter ki herkesin mutluluğuna talip olalım, bunu tam anlamıyla sağlayamasanız da Allah yollar açar, tek bir grubun mutluluğuna talipseniz Allah layık olduğunuzu verir, başka tek gücün zulmüne uğrarsınız ileride.

Güçsüz ve azınlıkta olana elinden geleni yapmaya  önceden  uğradığı darbeler yüzünden selahiyeti ve hakkı olacağını sananlara bunun yanlış olduğunu anlatmak için işin tersine döneceğini örneklemeye gerek yoktur, zaten aynı deveran yüzyıllardır işlemektedir. Mühim olan yüz kızartıcı olanı yapmamaktır, ona talip olmamaktır..!

 

Bu tek adamcılık hanedancılığa, oradan da krallığa geçiştir. Sosyal medyada Fas kralının 11 yaşlarındaki oğluna karşılama töreninde sıraya dizilmiş sivil ve askeri bürokrasi yetkililerinin ne yaptığını gördüm ve derin bir utanç sardı beni. Tüm görevliler 11 yaşındaki çocuğun elini öpmeye alışıyordu. Belli ki öpmeye çalışmayan gözden düşecek, bu yüzden hiç utanmadan hepsi el öpme yarışına girmiş. Bu görüntüleri ileride Türkiye`de görme ihtimalimiz çok fazla, şimdi bile damat Berat`ın karşısında el pençe divan duran yetkililer görüyorsak, yarın sorgulanamaz bir lider geldiğinde benzer görüntüleri Türkiye`de de görmek çok garip olmayacak. Sormak lazım, sorgulanamaz güce sahip olmak isteyen, kafasını devekuşu gibi gömmüş dindara. Allah`tan korkun dindarlar, bu görüntüleri mi istiyorsunuz, mucize inse gözünüzü kapayacak mısınz? Değerleriniz nerede?

Kuvvetler ayrılığının sağlayacağı adalet için sarf edilecek her çaba, kuvvetin tek elde toplanmasından oluşacak zorbalıktan çok daha güçlü ve değerlidir. Toplumun gerçek istikrarı, geçici, yanlı güç hayallerinden değil, adil bir demokratik katılımdan geçer. Geçici güç ve haksızlığa dayalı istikrar görüntüleri, kalıcı kaoslara kapı açar.

 

Toplumun irfanına güveniyorum. Bu tutkulu yandaşlık hastalığını gelin toplumun tüm kesimleri olarak yenelim, herkes bir diğerine güven versin ve  bu toprakları hepimiz için güvenilir bir belde eyleyelim.

@gergerliogluof


5 Mart 2017 Pazar Saat: 10:54

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 328

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.