Ve sonunda beklenen oldu…. Ak Parti Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna karşı çıkılmasının çok yanlış olduğunu söyledi. (AKP`li Galip Ensarioğlu: Referanduma karşı çıkmamız yanlış, Kerkük`ün Kürtlerde kalması daha iyihttps://t.co/80Pkboa9vE https://t.co/pq8Ihp4Rli) Sonunda bölgede Ak Parti camiasında saklanmaya çalışılanı açığa vuran bir Ak Partili çıktı. Ensarioğlu aslında herkesin saklamaya çalıştığını gayet net bir şekilde açığa vurdu, “Kral çıplak” dedi. Genel başkanına rağmen bu sözü söylemesi önemliydi ama o doğru olanı yapmıştı, çünkü bir bölge milletvekili olarak, bölge Kürtlerinin yüzyıllık rüyasına, hülyasına karşı çıkması abes olandı zaten. Bölgede birçok Ak Partili yetkili kapalı kapılar ardında zaten böyle konuşuyor, açıkça referanduma karşı sert bir karşıtlık sergileyemiyor, bu görüşleri ortaya çıktığında çoğunlukla genel merkezlerinden ürkerek yalanlamaya gidiyorlar.
.
.
Kürdistan bağımsızlık referandumu yapılacak gibi duruyor. Her ülkenin kendisine göre hesabı var ama Barzani farklı alternatifleri de gündeme getirip tansiyonu düşürüyor ve referanduma yürüyor. Referandumun olması hemen fiili durum yaratmayacaksa da genel bir kabullenme oluşturacaktır.
Türkiye’de referandumdan bile önemli bir sonuç çıkıyor. Kürdistan bağımsızlık referandumu iyi bir turnusol kağıdı oluyor aslında. Kürt meselesinde kafası karışık Kürdün de kafası aydınlanıyor, farklı her kesimden insanın samimiyetsizliği de ortaya çıkıyor. Zahiri olarak konuştuklarını yutan birçok çevre , referanduma gelince şu anda kendi açılarından ürettikleri argümanlarıyla Kürdün gasp edilen hakkının iadesine karşı çıkıyor.
Kürt meselesi son yıllarda iktidarın hatalarının anlaşılmasını engelleyen düzlemlerde konuşuldu. Çözüm sürecinin bitiş kriziyle beraber PKK üzerinden tartışılan Kürt meselesi toplumun büyük kısmında “iktidarın Kürt meselesinde elinden geldiği herşeyi yaptığı ama karşılık alamadığı” şeklinde okundu. Darbeyle gündemin değişmesiyse iktidara yönelik uluslararası bir komplo olduğu düşüncesini iyice yerleştirdi ve insan hakları sorunlarının tartışılması hepten engellendi. İktidarı eleştiren her muhalif düşünce şeytanlaştırıldı ve birçok Kürdün de zihninde mahkum edildi. İktidarı haklı bulan Kürtlerin bir kısmı hem çözüm sürecinin bitişinde hem de darbe tartışmalarında iktidara destek verdi. Ama şimdi bir şaşkınlık yaşanıyor. Çünkü sağcısıyla, solcusu, dindarıyla dinsizi bir konuda ittifak ediyor, bağımsızlık referandumuna karşı çıkıyorlar. Bu Kürt kamuoyunda önemli bir hayal kırıklığına neden oluyor. Zira “Kürdün devleti” denilince “2. İsrail” veya “Yahudi Barzani” deme ezberinden kurtulamayanlar Ak Partili Kürdün zihninde şok etkisi oluşturuyorlar.
Kürt meselesi maalesef hem devlet aklı ve yıllarca ideolojisiyle eğittiği kamuoyunda hep haksızlık içeren bir şekilde anlaşıldı. “Kürt meselesi” denince tarihi olarak sorunun sol kaynaklardan seslendirilmesinden dolayı rahatsız olanlar tasavvufi, geleneksel bir ekolün temsilcisi Barzani’nin referandum isteğine de şiddetle karşı duruyorlar. Her Kürt hak isteğine, “PKK isteği” diye bakma refleksinde olanların karşı çıkma gerekçesi bu argüman. Oysa onlar Kandil’in kesin bir dille referanduma karşı çıkan açıklamalarından bile habersiz.
Kürt meselesi Batıdaki Türk’ün zihninde bu kadar basit bir refleks meselesiyse bu büyük bir hayal kırıklığıdır. Suyun akışına ters yönde kürek çekmenin bir anlamı yoktur. Mesele bugün olmasa da yarın referandum veya başka bir yöntemle çözüme yani bağımsızlığa dönüşecektir. Kaybedenin binlerce yıllık kardeşi olmaması Türkün elindedir, gün “Kürt kardeşim” demenin samimiyetini ispat günüdür. Ey Türk kardesim..!Her devirde Müslüman kardesligi ölçüsü vardır, bu devirde de Kürt kardesinin en dogal hakkı olan bagımsızlık referandumunu onaylaman hakkı teslim etmenin, adaletin, kardeslik iddianın gereğidir. Bil ki bu günler Kürdün zihninde hiç unutulmayacak bir Turnusol kağıdı olacaktır.
21 Eylül 2017 Perşembe Saat: 00:40