İnternete düşen ses kayıtlarına göre devlet ve PKK
başka bir ülkenin koordinatörlüğünde üst düzeyde görüşmüşler.
Görüşme kayıtları gerçek ise önemli bir sürecin
yürütüldüğü ve bir dönem az çok karşılıklı anlayış olduğu gözleniyor. Barış
yolunda karşılıklı adımların atılabildiği ve her iki tarafın da süreci
sürdürmek istediği anlaşılıyor. Hükümetin siyasi risk alma pahasına bazı
istekleri yerine getirebileceği ama bunun zamanla olabileceğini bildirdiğini okuyoruz
görüşme kayıtlarından. Görüşmeler anlaşılan Norveç`in başkenti Oslo`da ve 5.
turda. 6. tur için hazırlık yapılan bir süreç Kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla
görüşmelerin olumlu bir seyir izlediği görülüyor.
Bu süreç
niçin ilerlemedi? Tahminin üstünde iyi gidebilecek bir süreç yerine şu an niye
her şeyin bitişini görüyoruz? Kalıcı olarak çözüm süreci bitti mi? Bir daha bu
görüşme seviyelerine gelinemeyecek mi? Bundan sonrası tüm toplum kesimleri için
daha fazla birbirini anlamama ve çatışmayı mı getirecek? Tam bir kaos ortamına
mı savruluyoruz?
Barış görüşmeleri tarihin her devrinde kırılgan
olabilmiştir. Uzun yıllar süren savaşların barışı birkaç turda bitirilecek
kadar kolay değildir. Taraflar yıllardır uğraş verip inat ettikleri konularda
geri adım atmamak için büyük çaba sarf edeceklerdir. Şu an varılan nokta göz
önüne getirildiğinde karamsar olma için tüm nedenler mevcuttur. Ancak savaş
yeni bir şey değildir. Her çözümsüzlükte başvurulandır ama acıları, kini ve
nefreti arttırmaktan başka bir şey sağlamamaktadır.
Süreç neden ilerlemedi? Anlaşılan taraflar
kozlarının sınırlarını yeterince göremedi. Süreç ne zaman ilerleyecek? Taraflar
kozlarının sınırlarını iyice ayırt ettiği zaman süreç ilerleyebilecek. Türkiye
bu savaşın devam etmesi halinde büyük korkusu olan bölünmenin Türkiye sınırları
içindeki farklı kimliklerin bir iç savaşa gitmesi ihtimalinin büyüdüğünü
gördüğü anda barışa daha çok yaklaşmaktan başka çaresi kalmadığını görecektir.
PKK ise bu savaşın Kürt halkının da tahammül sınırlarını zorladığı ve
çözümsüzlüğün çözüm olarak anlaşılmadığını sempatizanları da hissettiğinde
barışa yaklaşmaktan başka çare kalmadığını anlayacaktır.
Hepsinden önemlisi halkların birbiri ile olan
ilişkileridir. Öldürülen her asker ve PKK`lı ile iki halkın arasındaki uçurum
büyüyor. Her öldürülen de insandır ve yakınları vardır. Ancak binlerce yıldır
birlikte yaşayan bu iki halkın iç savaşa tutuşup da varacağı bir yer yoktur.
Sonunda yine birbirleri ile kalacaklardır. Keskin bir ayrışmayı en başta
kendileri istemeyecektir. İşte burada ortaya çıkan gerçek şudur ki halklar tüm
yaşadıkları acılara rağmen barış sürecinin devam etmesi için ısrarcı olmalıdır.
Yoksa çekilen bunca acıdan sonra daha büyükleri bizleri beklemektedir.
Bu görüşmelerin internete düşmesinden dolayı kimse
hükümeti suçlamamalıdır. Ortada bir savaş varsa ve bunun da bir şekilde
bitirilme iradesi ortaya çıkmışsa bu tür barış görüşmeleri olacaktır ve
olmalıdır. "Sorun güvenlik tedbirleri ile değil siyasi uğraşlar ile
çözülmeli, Devlet PKK ile görüşsün ve sorun adalet temelinde çözülsün"
diyen insan hakları aktivistlerine demediğini bırakmayanlar ne kadar ucuz bir
politika takip ettiklerini uzun vadede anlayacaktır.
Devlet PKK görüşmelerinde yer yer karşılıklı
espriler yer alıyor. Yaşanan büyük savaşa rağmen karşılıklı konuşunca espri
yapmaktan kendini alamıyor insanoğlu. Taraflar çözüme mahkumdur, acının
derinleştirilmemesi gerekir. İşin doğrusu şu an tarafların sınırlarını önceden
görüp uzlaşmayı sağlaması ve arada yaşanabilecek binlerce ölümün önüne geçmeyi başarmasıdır
11 Kasım 2013 Pazartesi Saat: 04:37