• Ana Sayfa
  • »
  • SALDIRILARA NİÇİN GÖZ YUMULUYOR?

SALDIRILARA NİÇİN GÖZ YUMULUYOR?

17 Mayıs Danıştay saldırıları sonrası yeri göğü inleten bazı köşe yazarları ise hala devekuşu gibi kafalarını kuma gömmekle meşguller


 


 

Son günlerde meydana gelen olaylar Dünyanın değişik yerlerindeki olaylar ile ilginç benzerlikler arzediyor.

 

Beş yıl aradan sonra 11 Eylül saldırılarını yaptığını kabul eden Üsame bin Ladin’in bir internet sitesinde kendi sesinden mesajı yayınlandı. Türkiye’de ise esrarengiz bir şekilde saldırılar düzenleyen gruplar var. Azmettirici olarak yakalanan Muzaffer Tekin ise son derece önemli ve ilginç bir şahsiyettir. İşin daha ilginç tarafı zikrettiğimiz şahsın istihbarat birimleri tarafından uzun süredir izlendiğinin açıklanmasıdır. Bu,   akla çeşitli soruları getirmektedir.

 

Bilindiği gibi 11 Eylül saldırılarının olduğu Gün İkiz kulelerde çalışan Yahudi asıllı A.B.D’lilerin işe gitmediği bilgisi yansımıştı Dünyaya. Öyle anlaşılıyor ki bir saldırının olabileceğini hisseden MOSSAD ırkdaşlarını uyarmıştı. CİA’nın ise uzun süredir takibi altında tuttuğu bu militanların saldırısına göz yumduğu A.B.D basınında çıkan iddialar arasındaydı. Neo con olarak anılan yeni muhafazakarların A.B.D’yi koruma adına birçok hukuksuz işe imza atmaktan çekinmediklerini artık herkes biliyor. Binlerce kişinin ölümüne yol açan bu dehşetli saldırılara sadece büyük Ortadoğu projesini gerçekleştirmek için göz yumulması ihtimali ise dehşet vericidir.

 

Türkiye’de de önceki yıllarda karışık zamanlarda işlenmiş bazı meşhur kişilere yönelik suikast girişimleri aynı senaryoların Türkiye versiyonunu akla getiriyor. Hatta kimi cinayetlerin faillerinin çok yoğun aramalara rağmen çıkmaması veya bazı kesimlerin üzerine cinayetleri yıkma girişimleri uzun süre tartışıldı.

 

Son saldırı olayında ise faillerin çorap söküğü gibi ortaya çıkışına şahit olduk. Bu bize yıllardır çok yoğun bir şekilde araştırılan diğer cinayet olaylarında niye bir arpa boyu yol alınamadığı sorusunu akla getirdi.

 

Bir takım güçlerin Dünyanın değişik ülkelerinde ve Türkiye’de binlerce kişinin kanının akmasına yol açacak olayları sonraki hesaplarının gerçekleşmesi için kullanması çok üzücüdür.

 

Türkiye’de ise yine çeşitli karanlık güçler hukuk dışı yolarla devleti koruma adına  çeşitli provokasyonları  yürütüyorlar.

 

Fakat konuya çözüm bulmasını beklediğimiz kesimlerden pek mantıklı sözler şu ana kadar duymadık ve halende pek duymuyoruz.

 

Zamanında Susurluk skandalı ortaya çıktığında zamanın Başbakanı Necmettin Erbakan  “bunlar fasa fisodur” diyordu. Şimdilerde ise C.H.P başkanı Deniz Baykal ilginç bir şekilde çete iddialarına      “bunlar ıvır zıvır şeylerdir”  diyor. Tahminen Erbakan başemedeyeceğini düşündüğü kudretteki bir organizasyon karşısında olayı görmezden geliyordu. Deniz Baykal ise kafasındaki senaryo gerçekleşmeyince saldırı dindarların üzerine yıkılamayınca, çeteler ortaya çıkınca olayı görmezden gelmeye çalışıyor.

 

Ama  herkes biliyor ki  bütün  gerçekler  fasa fisolar  ve  ıvır  zıvırlar  içinde  saklı!..

 

Bir başka çifte standart ise susurluk skandalı sonrası sivil tepki için her akşam bir dakika karanlık eylemi yapanlarda görüldü. O gün bu eylemi yapanların çoğu bugünlerde dolduruşa gelip sokağa dökülenler oldu. “Ordu göreve” çığlıkları ile gök kubbeyi kuşattılar. Maalesef sadece yaratılmak istenen laik anti laik gerilimi ve kaosunun piyonları oldular.

 

Bugünlerde Ergenekon anayasası adıyla anılan gizli metinler saldırıyı düzenleyenlerin evlerinde bulundu. Bu kişilerin devletin korunması için her türlü yasadışı girişimi meşru gören bir anlayışın müntesipleri olduklarını açıkca beyan ediyor belgeler.

 

Son tahlilde ortaya çıkan gerçek şudur. Hukuksuzluğa karşı doğru bir çizgi, doğru bir perspektif getirilmezse sonuç böyle olur. İnsanlar dünkü lanetlediği katillerin, çetelerin bugün tuzağına düşer. İnsanımız işine geldiği zaman değil,  her zaman hukuka sarılması gerektiğini hala anlamadı mı?

 

 17 Mayıs Danıştay saldırıları sonrası yeri göğü inleten bazı köşe yazarları ise hala devekuşu gibi kafalarını kuma gömmekle meşguller. Danıştay saldırısını doğru anlamayıp kuklacıyı değil kuklayı vurduklarının farkında değiller mi acaba? Bu yanlış hedefe halen ateş edenler gerçekler ortaya çıktıkça düştükleri tuzaktan kuklacının gerçek suretini görmemekte ısrar ediyorlar.

 

Fakat devekuşu gibi olmak bu şahısların kendilerine zarar vermekten başka bir şeye yaramıyor. Süslü at gözlükleri ile dolaşmak ise okumuş görünen insanlara hiç mi hiç yakışmıyor.

 

1 Ocak 2014 Çarşamba Saat: 02:11

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 513

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.