Darbe sonrası gerçekten demokrasi daha iyi bir
hale gelecek midir? Tutulan demokrasi nöbetleri gerçek demokrasiyi ortaya
çıkartacak ve sevdirecek midir?
.
Son yıllarda komplo teorileriyle düşünmek hemen
her kesim için önemli bir alışkanlık halini almıştı. Komplo teorilerinin en
mantıksız olanına bile inananları bundan sonra ikna etmek kolay olmayacak.
"Üst aklın" göründüğünü düşünerek en olmayacak komplo teorilerine
inanmaya devam edecekler. Darbe, hakikaten uzun süredir devam eden
Cemaat-Erdoğan savaşının ortaya çıkan son damlasıydı ama her muhalefet edeni
"darbeci" ilan etmeye varacak bir akıl tutulmasının önünün açılmasını
da sorgulamak gerekir. Bu haklı çıkma heyecanı, aklın, mantığın gittikçe daha
değersizleşmesine, zaten yaygın olan komplo teorilerine itibarın daha da
artmasına neden olacak. Siyaset de devre dışına çıkarak bundan etkilenecektir,
onun yerine lidercilik, düşman tespit etme ve imhasının kutsallığı gibi
anlayışlar ön plana çıkacaktır.
.
Gülen
cemaatini eleştiren İslamcılar gücü esas aldıkça aynısının başlarına geleceğini
hesap etmedikçe hüsranlardan kurtulamayacaklar. Darbe sonrası arkasındaki güç böbürlenmesiyle eleştirel düşünceye,
alternatif fikirlere dayatmada bulunmaya çalışanlara kazdığı kuyuya düşeceği
uyarısında bulunuyorum. Düşünce özgürlüğü insanı değerli kılan, geliştiren en
önemli özgürlüğümüzdür.
.
Darbe sonrası ilk sınav külliyedeki liderler
toplantısı çağrısıydı. HDP `nin Küllliye toplantısına çağrılması için kaç
demokrasi nöbeti tutmak gerekir? Sadece nöbet tutmakla değil içselleştirilmiş,
sınavdan geçirilmiş bir demokrasi düşüncesiyle pratik imtihanlardan
geçilebilir. Darbe sonrası Kürt meselesinde yeni bir durum olabilir mi diye
merak ediyordum, ipucu verdiler, HDP çağrılmadı. Aslında Öcalan "İmralı
notları" kitabında anlatılan görüşmelerde hep "darbe tehlikesini
gördüm ve Erdoğan`a haber gönderdim, süreç başladı süreç biterse darbe mekaniği
yine çalışır" deyip duruyordu. 1. yılında darbe oldu. Meseleler bağlantısız değil, huzurun sağlanamadığı bir ülkede darbe
tehlikesi hep olur maalesef.
.
İkinci sınav
sonucu darbecilerin gömüleceği yer açıklanınca ortaya çıktı. Bu dünya serüveni
bitmiş olanı hem bu dünya hem de öte dünyada cezalandırma cür`etiyle kurulan
"hainler mezarlığı" demokrasiden ne denli uzaklaşabileceğimizin somut
bir göstergesidir. Hem öleni hem de yakınlarını sonsuza kadar "hain"
olarak ilan etmek son derece ağır bir cezalandırmadır. Bir benzeri tarihte var
maalesef. Emevi sultanı ayaklananları öldürdüğünde aşağılamak amacıyla
uçurumdan Yahudi mezarlığına attırmıştı, gençliğimde bunu okuduğumda dehşetle
irkilmiştim. Dini değil siyasi bu karar karşısında hissettiğimin bir benzerini
"hainler mezarlığı" tabelası konulmuş eski hayvan barınağını görünce
hissettim.
.
Üçüncü sınav sonucu açığa alma furyasıdır.
Cemaat`la bir ara yolu kesişmiş tüm çalışanları açığa almak, suçlu ilan ederek
manevi lince tabi tutup itibarsızlaştırmak son derece tehlikeli bir yöneliştir.
Arada Cemaat`la hiç ilişkisiz kişiler de açığa alınıyor. Torba uygun ve geniş
demek, nasıl olsa OHAL de ilan edildi, mesele yok..!
.
Bir de Roboski dosyasının tekrar açılacağı hükümet
tarafından ilan edildi. Zamanında insan hakları örgütlerinin tüm feryadına
rağmen kimseye ceza vermeden kapanan dosya her nedense açılıyor. Açılması iyi
ama insani bir felaketin siyasi bir değişimle hatırlanması acı olanıdır.
İhtiyaç olduğunda, darbe olduğunda, mahkum arama telaşındayken değil,
mazlumların gözyaşı durmazken, feryatları arş`ı ala`ya çıktığında bunu
yapacaktınız...!
.
İtiraf edeyim ki "kesinlikle bir daha darbe
olmaz" diye düşünüyordum, yanılmışım, gerçi teşebbüs edilmesine rağmen
hezimete uğradılar ama asker bakış açısı değişmedikçe tekrar etme ihtimali yine
yüksektir. Okuduklarım ve çalışan askeri personelden dinlediğim kadarıyla son
anda darbe treninden inen çok asker var, sivil denetimsiz darbe sorunu
bitmez..! Bu demektir ki gereken sivilleşme sağlanmazsa bir 10 yıl sonra darbe
yine olur. Bir de sivil toplum yönü var. Liderin darbeyi ilan ettiğinde onu
eleştirebileceği şüpheli sivil toplum anlayışı var. Liderlerin cazibesiyle
ilgili çok konuşmak gerekecek sanırım. Üstadları,
liderleri, şeyhleri böylesine yüceltmek ve "Allah`ı sever gibi
sevmek" başımıza daha çok işler açacak. Cemaat üyelerinde bulunan `
teberruk 1 dolar` geleneği su an çok tarikatta da vardır, mesele fetişizmi
kutsallaştırmamak, akletmeyi sağlamaktır. "Aşkın gözü kördür" ama
lider bağlılarının olanlardan ders çıkarması gerekir. Toplumsal hayalleri,
idealleri, kilitlenmeyi zayıflatıp, bireyselleşmeyi kuvvetlendirmek mi çözüm,
bunun üzerinde daha çok durmalı.
.
İyi gelişmeler de yok değil, birçok yerin adı
değişiyor, "Demokrasi meydanı" oluyormuş, bu güzel gelişme, umarım
isimlendirme içsellestirmeyi de sağlar. "İnsan hakları, özgürlük,
demokrasi" isimlendirmelerinin Cumhuriyet tarihi boyunca çok tercih
edilmediğini biliyoruz, bu isimlendirmeler kavramların benimsenmesini de
sağlayacağı için önemlidir. İnsan hakları savunucuları bunun önemini yıllardır
vurguluyor ama birilerinin aklına darbe geldikten sonra geliyor, yine de
iyidir.
@gergerliogluof
27 Temmuz
2016 Çarşamba Saat: 12:00