• Ana Sayfa
  • »
  • SORUNLULARI DIŞARI GÖNDERİRSENİZ, SORUNLAR NEREYE GİTSİN?

SORUNLULARI DIŞARI GÖNDERİRSENİZ, SORUNLAR NEREYE GİTSİN?

Antidemokratik güçlere dalkavukluk yaparak sorun çözülmez.45 yıllık politik cinliklerle istikbaldeki olası gelişmelerden pay kapmaya çalışmakta bir çözüm değildir

Geçtiğimiz haftaya 9.  cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Başörtülüler okumak istiyorlarsa Arabistan’a gitsinler” sözü ve etrafında oluşturduğu tartışmalar damgasını vurdu.

 

Türkiye’nin son aylarda özgürlükler alanında kaybettiği irtifa göz önünde bulundurulursa fırsatçılığıyla tanınan bu politikacının sözünü hakikaten biraz değerlendirmekte fayda vardır.

 

Bilindiği gibi insan hakları alanında ilerleme katetmeye çalışan Türkiye’de son aylarda konjonktürel olarak bazı değişimler gözlenmeye başlandı. Geçtiğimiz aylarda pek ses seda çıkarmadan bir belgenin imzalanması ile ilgili önemli gelişmeler yaşandı. Kırmızı bir kitapta bulunduğu söylenen ve gizli anayasa olarak nitelenen milli güvenlik siyaset belgesi bakanlar kurulunda pek istenmeyerek te olsa imzalandı. Bu belgenin aslında sivil bakanlar kurulunca hazırlanıp imzalanması gerekirken, MGK tarafından bakanlar kuruluna “al ve bunu imzala” tarzında sunulması imzalanmasını geciktirse de sonunda imzalandı. Bu sürece aniden artan terör olaylarının tesir ettirildiği de iddia edildi. Demokratik bir ülke olduğumuz iddia edilirken bu çok gizli kaydı ile saklanan belgenin Türkiye’nin istikbaline yön vereceğini öğrendik. Halkın büyük bir çoğunluğunu potansiyel suçlu olarak gören bu gizli anayasa’nın imzalanması, bazı olumsuz gelişmelerin devam etmesine yol açıyor.

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlerin yaklaşması ile birlikte yeni siyasi atraksiyonların sergilenmeye başlandığını müşahede ediyoruz. Türkiye’nin kronik bazı sorunları ister istemez tekrar tartışma konusu olmaya başlandı. Laikliğin tanımı, nasıl anlaşılması gerektiği ve din özgürlüğü alanında bilindiği gibi yurdumuzda önemli tartışmalar yaşanıyor. Başörtüsünün eğitim ve öğretim alanından dışlanması ister istemez bu konunun Türkiye’nin gündemdeki en üst sıralardaki sorunlarından biri olmasına devam ediyor. Üstelik başörtüsü yasağının son yıllarda akıl almaz bir şekilde daha da genişletilmesi sorunu daha da ağırlaştırıyor. Kamusal alan tariflerinin cumhurbaşkanınca görevinin başındaki zamanlara göre,  farklı uygulanmaya başlaması bu yasağın hukuki değil siyasi olduğunun önemli göstergelerinden biri oldu. Yasağı kabullenmeyen dindar kesimle, yasağı daha da ilerletmek isteyen kesimler arasında bu konu önemli bir gerilim konusu olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu konunun yasakçı kesim tarafından dayatılması hukuki haklılıktan ziyade antidemokratik bir gücün elde bulundurulmasına dayanıyor. Zira şu anda yasağın dayandığı bir kanun maddesi yoktur. İşte böyle gerilimin arttığı bir noktada yılların sağ kesimde politika yapan politikacısı ilginç bir söz sarfetti. Konunun çözümünün başörtülü kızların Arabistan’a gitmesi ile çözümleneceğini ifade etti.

 

Bu dışarı gönderme yollu cümlelere 12 Eylül öncesi yıllarda aşinalığımız vardır. O zamanlarda çeşitli bir birini beğenmeyen kesimler,  birbirlerinin dışarı gitmesi gerektiğini ifade ederlerdi. “Komünistler Moskova”  ya denerek sağcılar problemi çözeceklerini sanırlardı. Fakat sonuçta kimse Moskova’ya falan gitmedi. Birileri bir düdük çaldı. Kimi hapislere girdi,  kimi öldürüldü,  kimi yoluna devam etti ama herkes Türkiye’de kaldı.

 

Şimdi de bu daha fazla germeden yaşamın her alanında bitmesi gereken bu yasağın devamı için, bu halkın çocukları yurt dışına davet ediliyor. Zaten önemli bir mağduriyet yaşayan bu genç kızlar açıkçası ülkeden kovalanmaya çalışılıyor. Bu genç kızlar Arabistan’a gitseler de yine bu ülkeye geri döneceklerdir. Onlardan dayatma yapanların aslında kurtulması mümkün değildir. Türkiye’de oluşan problemlerin nedenini hep dış mihraklar olarak açıklamaya ayarlı kafalar sorunlu gördüğü kişileri de dışarıya davet etme yanlışından hala kurtulamıyor. O halde sorun nerde ve çözüm nedir?

 

Türkiye’nin sorunlarının olduğu açıktır. Bunlara çözüm bulmaya çalışan insanlara sahanın dışarısını göstermek,  hangi kesime yapılırsa yapılsın yanlıştır. Her ırktan, her kültürden,  her dinden, her mezhepten insanımız Türkiye’de kalacak ve sorunlarını çözecektir.  Yüz binlerce kişinin yaralandığı sorunları sorun olarak görmeyenler zaten her kesime yanlış çözümler üretir.

 

Komünistler Moskova’ya gitse,   Dindarlar Arabistan’a gitse de ülkede sorunlar çözülmeyecektir. Biri Moskova’ya diğeri Arabistan’a gitse sorunlar nereye gidecektir?  Sorunun temelinde aslında başka bir unsur vardır. Zira sorunun temelinde Türkiye’nin sorunlarını çözmekten ziyade buyurgan bir ifade ile kendi görüşlerini, hayat biçimlerini dayatmak isteyen bir anlayış vardır.

 

Aslında her kesim farklılıklar içinde bir arada olmayı düşünülebildiğinde sorunlar ortadan kalkar.

 

Eski cumhurbaşkanına şunu hatırlatalım. Antidemokratik güçlere dalkavukluk yaparak sorun çözülmez. 45 yıllık politik cinliklerle istikbaldeki olası gelişmelerden pay kapmaya çalışmakta bir çözüm değildir. Esneyebilme kabiliyeti yüksek ifadelerle düşünce belirtmelere artık Türkiye tahammül edememektir.

 

Umuyoruz ki Türkiye’de her kesimin birbirini anlayabileceği ve birbirine tahammül edebileceği günleri herkes özlesin.

 

 

29 Aralık 2013 Pazar Saat: 13:19

 

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 518

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.