"FETÖ" soruşturması önemli soruları
gündeme getirdi. Acaba Cumhuriyet 95 yıldır demokrat olsa ve dindara baskı
yapmasa, her şeyini muktedir olmaya endekslemiş bir cemaat İslam adına bunca
gayrimeşru fiili işler miydi?
Bu sorunun tartışılmasını beklerken sorunun doğru
olmadığı itirazıyla karşılaşıyorsunuz. Kemalist kesim Cumhuriyet tarihi boyunca
dindarlara hiçbir baskı yapılmadığını çeşitli örneklerle ileri sürüyorlar. Bu
kez sorunun tartışılması için itirazın cevaplanması gerektiği ortaya çıkıyor.
Bazı soruların cevabını TV programlarında
konuşanlardan beklemek hakkımız.
CHP diye bir partiyi tek parti haline getiren önce
devlet partisi sonra parti devleti haline getiren kimdi, herkesi balık hafızalı
ve güneşi balçıkla sıvayana kanan zan
etmeyin..!
Şu gün ortaya çıkan dini ve etnik ayrımcılık
sorunları gökten zenbille mi önümüze düştü sanıyorsunuz? Var olan ve ortaya
çıkarılan sorunları demokratik bir şekilde çözme yerine, tepeden inmeci
anlayışla çözmeye çalışanları unutalım ve siz ortalığın güllük gülistanlık
olduğunu, sorunların "dış güçler" menşeli olduğunu anlatın daha, öyle
mi? Yeni yanlışlar, eski yanlışları masumlaştırır mı?
2. sınıflaştırılan ve ulus devlet ideolojisinin mağdur
ve mahkum ettiği hiçbir topluluk yoktu değil mi? İlk 30 yıl boyunca 2. parti
çıkışına bile tahammül edemeyen ve sonunda mecburen dünyaya uymak zorunda
kalan, çok partili ortama izin veren kimdi?
Baskı sadece dindara mı yapıldı,
tektipleştirilmeye çalışılan dini ve etnik azınlık olan Alevi, Kürt, Ermeni vd.
herkes, Türkleştirilme, düzene uygun vatandaşlar haline getirilmek için
yontucunun eline teslim edilmedi mi? Buna uymayanlar ya asimile edildi, ya da
yurttan kovulmadı mı çeşitli tertiplerle? Hala kimlik tartışmaları en önemli
konumuz değil mi?
Vatandaşı tek yönlü oklarla yönlendiren ve
başkasını düşünmeyi bile yasaklayan hele ki teşebbüs etsin dünyayı dar eden ilk
30 yılın parti devleti değil miydi?
Yetimler başkasını yetim bıraksa da onları
eleştirmek yine de suç, değil mi?
Sorunu oluşturanları masum ilan edip, popülizm ve duygusallıkla
hatasızlaştıran, hala kimsenin tarihi
araştırma yapmayacağını mı sanmaktadır?
Eğitimi tornacılık, eğitileni şekil verilecek odun
gören mantığı unuttuk mu sanıyorsunuz?
Pekiyi milliciliği batılılaşmak olarak anlamayı
tercih edecekseniz, bir Rusya`ya, bir Amerika`ya yaslanmayı nasıl gözlerden
kaçıracak ve "hatasız" elitleri aklayacaksınız?
Dedelerimiz başka bir ülkede mi yaşadı, yoksa
elitlerin masumiyeti şarkısını söyleyenler çok mu cesur, kendilerini çok mu
akıllı sanıyor diye düşünmemek mümkün mü?
Yeni yapı inşa eden Cumhuriyet elitinin
Osmanlı`dan tevarüs edeceği açık gerçektir, cumhuriyet eliti eleştirisinde
"onlar Osmanlı elitiydi" diyerek topu taca atmak kaç kişiyi
kandırabilir? Yeni yapının özellikle eskiyi tasfiye ettiğini, eski şahsiyetlerin
yeni bir kimlikle, yeni yapı inşa ettiğini bilmiyor muyuz? Devlet millet
ayrışmasının gittikçe büyüyen bir açıyla arttığını görmediler mi?
Osmanlı sultan ve paşalarının yanlışlığı,
imparatorluğun köhnemesi ve kaçınılmaz çöküşü veya şu andaki iktidarın
antidemokratik tavırlarının Cumhuriyet eliti yanlışlıklarını görmememizi
sağlayacağını mı sanıyorsunuz? Sapla samanı karıştırmayalım. Güneşi balçıkla
sıvamak kamplaşmayı artırıp, ortak payda üzerinden tahlil yapmayı engellemekten
başka neye yarar ki?
Her jakobenizm eleştirisinde gözümüze Osmanlı`nın
ve şimdiki muktedirlerin yanlışlarını sokanlar, temel evrensel kriterler diye
birşeyin varlığından habersiz midir? Bu uyanıklıkla ne zamana kadar idare
edecekler?
T.C.
tarihinin sorunlarını sağ sol tartışmasına boğarak tüm meselelerin
sağdan kaynaklandığını söylemek özgürlükçü solculuk olamaz. Sağcılığın hataları
ayrı bir konu ama sistem sorgulaması yapmamak kafayı kuma gömmekten başka nedir
ki? Yine tüm sorunların sadece İsmet İnönü zamanındaki uygulamalardan
kaynaklandığını ileri sürmekte sağcılık olamaz, lider çekişmesi polemiği tarihi
de. Sağın sistem sorgulaması yerine solla didişmeyi idealize etmesininin
yanlışlığı da ortadadır. Sorunları sahici olarak çözmek istiyorsak hiçbir
komplekse kapılmadan baştan sona ilkesel bir eleştiri yapmak gerekir.
Dindarların gözü kapalı Erdoğan`ı desteklemesinden
rahatsız olanlar acaba bunun 95 yıldır önemsemedikleri dindar aşağılamasından
olduğunun muhasebesini yapıyor mu? Özeleştiriyi
öteki gördüğüne empatiyle içten bir şekilde yaptıklarını iddia
edebilirler mi? İnanılmaz bir Erdoğan bağlılığının sadece şahsi karizmayla
açıklanamayacağını, eleştiri yapmasının karşılığında önüne çıkacak alternatifin
çektiği acıları hiç hissetmemiş ve tekrarlatabilecek bir anlayış olduğu yönündeki
dindar zannı birilerini hiç ilgilendirmiyor mu? Özeleştiri geleneği ancak
hepimizi kurtuluşa erdirecek olandır.
"FETÖ"nün yaptığı yanlışların Kemalizmin
ne kadar haklı olduğu noktasına bizi ulaştırmasını bekleyenler yanılıyorlar,
jakobenizmin yanlışından dönüşünü bile tespit edememişseniz şu andaki sorunları
hasıraltı etmeniz sizi ne kadar kurtarır? Önemli olan her kimliğin kendisini
özgürce ifade edeceği bir ortamı oluşturmamızdır.
@gergerliogluof
7 Eylül 2016 Çarşamba Saat: 03:21