• Ana Sayfa
  • »
  • HAYATINIZI ETKİLEYEN KARARLARDA NE YAPARSINIZ?

HAYATINIZI ETKİLEYEN KARARLARDA NE YAPARSINIZ?

O halde her kesimden insan, hakkına hukukuna sahip çıksın. Yarın geç olabilir. Benim özgürlüğüme dokunan yok demeyin. Sıranın size gelmeyeceğini bilseniz de


 


 

Türkiye’de yönetimlerin uygulamalarına karşı halkımızın tavrını tetkik etmekte fayda vardır.

 

Bilindiği üzere devlet sınırlı alanlar içinde yaşayan insanların yönetimlerini daha iyi sağlamak amacıyla kurulmuş mekanizmalardır. Medeniyetin ilerlemesiyle daha gelişkin hale gelen bu mekanizma,  yönetimi adalet üzerinde yükseltmelidir. İnsanları bazen zamana ve mekanlara göre oluşan farklılıklar olsa da insanlığın binlerce yıllık tecrübesinden süzülen genel hukuk kurallarına göre yönetmelidir.

 

Ancak tarih boyunca bu yeni oluşturulan mekanizma zaman zaman halkın üzerine çıkarak asli işlevini unutmuş ve böylece insanlık tarihinin büyük bölümünü iştigal eden olayların olmasına yol açmıştır.

 

Bazı düşünürler toplum içinde olan olayların engellenmesi için bireyin devlet için olduğunu hatta sorgulanamaz yüce bir konumda olması gerektiğini bile ileri sürebilmiştir. Bu anlayış insanları birbiri ile anlaşması mümkün olmayan umutsuz bir topluluk olarak görüyordu muhtemelen. Fakat insanlığın yüzyıllar geçmesiyle devlet adına yapılan zorbaca işlere karşı reaksiyonu arttıkça hakkın, hukukun devletin üstünde olması gerektiği görüşü ağırlık kazanmaya başladı. İster batıda ister doğuda yönetimlerin haksızlığına uğrayan insanlar çoğunlukla kendi fedakârlıkları ve keskin iradeleri ile adalet yönünde adım atılmasını sağladılar.

 

Yurdumuza bakıldığında yönetimlerin hukuksuz uygulamalarına karşı reaksiyonun biraz zayıf kaldığı gözlemleniyor. Batıda devletin,  yerel yönetimlerin her türlü uygulamasına karşı sivil toplum örgütlerinin hem sayı hem etkinlik açısından oldukça kuvvetli olduğu gözleniyor. Batı ülkelerinin sivil toplum örgütlerine üye olunmada da Türkiye’den fersah fersah ileride olduklarını gözlemliyoruz. Türkiye’de ise hem sivil toplumun niceliksel etkinliği hem de niteliksel olarak az. Halkımız genellikle 5 yılda bir yapılan seçimlere pek gönüllü olmadan katılır ve bu arada yapılan yanlış uygulamalara da sesini çıkarmayı pek düşünmez. “Hele bir seçim gelsin” denir. Yeni gelen seçimde de çoğunlukla gündemin ani değişiklikleri veya konjonktürel şartlar yine iyi bir tepki verilmesini genellikle sağlamaz.

 

Aslında bireyler devleti oluşturuyorsa her zaman için yanlış uygulamalara müdahale edebilmelidir. Bunun yolunu en başta devlet kesmemelidir. Zira bu sefer kendilerini ifade edemeyen insanlar teröre yönelir. Eğer devlet medeni(sivil)  insanların kendini ifade etmede önünü açarsa halkın da boş vermişlik ve bana necilikten kurtulması gerekir.

 

Bu yukarıdaki konuları gündeme getirmemiz,   meclis adalet komisyonunda terörle mücadele yasa tasarısının bugün görüşülecek olmasındandır.

 

Bilindiği üzere ülkemizde son aylarda artan veya arttırılan terör olayları gerekçe göstererek düşünce ve ifadeyi terörle eşdeğer gören bir yasa tasarısı hazırlandı. Gerekçe gösterilen terörden ziyade dernekler,  vakıflar terör örgütü ile bir tutulabilecek bu yasaya göre. Bu tasarıya karşı gösterilen bir tepki var. Fakat bu sivil toplum bilinci ile eşit tutulabilecek bir reaksiyon değil maalesef. Bu yasa eğer mecliste kabul edilirse Türkiye 20 yıl geri gidecek. Zira çeşitli dönemlerden sonra halkımız ancak kendini ifade etmeyi ancak başarıyordu. Zaten çekingen,  tedirgin bir toplumu bu yasa tasarısı iyice zan altında tutacaktır. Ayrıca  sanığı  potansiyel  suçlu olarak  görüp  işkence  yapan  görevlileri  ise  bırakın  ceza  vermeyi  koruyan   maddeler  ise  vatandaşın  devlete  olan  güvenini  sarsacak  tasarı maddeleridir..

 

Yasa tasarısının 6.madde bağlamında değerlendirilmesi ise ayrı bir bilinç kaydırmasıdır. Zira tartışmalı diğer maddeler dururken bu maddeye odaklanmak gözün önündeki bir çöpün ormanın görünmesini engelleyeceğini gösterir.

 

Umuyoruz ki halkımız eyyamcılıktan,  günü kurtarmacılıktan vazgeçsin ve tasarıya tepki göstersin. Bu nasıl olacak? Seçimi beklemeye gerek yok temin edeceğiniz milletvekili telefonlarına bu tasarının durdurulması için mesaj çekebilirsiniz. Meclise giderek birebir görüşebilirsiniz. Adı üstünde eğer milletin vekili ise o kişiler mutlaka sizden etkileneceklerdir

 

A.B.D`nin Irak’a saldırısı öncesi Türkiye’de yapılan tezkere oylaması çok önemli idi hatırlarsanız. Bu oylamanın A.B.D’ye evet şeklinde çıkma ihtimali kuvvetli idi. Fakat halkımızın sağduyusu ve milletvekillerine baskısı tezkerenin reddedilmesine yol açtı ve bilindiği üzerede çok hayırlı oldu. Bugün gelişmelere bakarak “iyi ki dün o tepkileri vermişiz”  diyor halkımız. İşte bugün de özgürlüğünüze sahip çıkma günüdür. Koyun değil insan olduğumuzu belirtme günüdür. Milletvekillerine bugün ve önümüzdeki günlerde ulaşmak antidemokratik güçleri engellemek açısından büyük önem arzediyor.

 

O halde her kesimden insan,  hakkına hukukuna sahip çıksın. Yarın geç olabilir. Benim özgürlüğüme dokunan yok demeyin. Sıranın size gelmeyeceğini bilseniz de susmayın

 

 

1 Ocak 2014 Çarşamba Saat: 01:55

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 551

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.