Ak Parti kongresinde Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan`ın mesajının ayakta dinlenmesi yeni bir döneme işaret ediyor. Davutoğlu
döneminde saygıda kusur edildiği düşünülüyor ki son kongrede Erdoğan`ın mesajı
bile ayakta dinleniyor. Bu durum Ak Partililerin olduğu kadar muhafazakârların
duygu ve düşünce dünyasındaki kırılmayı belirginleştirecektir.
Önder konumundaki bir kişinin bu kadar
yüceltilmesi, adeta kayıtsız, şartsız itaat anlamına gelebilecek bu görüntüler,
sanıldığı ve istendiği gibi bir intizamlı itaat ve ilerlemeyi mi, yoksa mantık
yürütme, düşünce ve özeleştirinin kaybına mı işaret ediyor?
Ayağa kalkma ritüelinin Erdoğan açısından
değiştirdiği bir durum yok, o uzun süredir kesin itaati istiyor. Değişiklik ona
tabi olanlar arasında oluyor. Peygamber Hz. Muhammed’in bile girdiği toplulukta
başköşeye değil bulduğu boş bir kenara oturduğu, kendisinin karşısında titreyen
bir kişiye "korkma, ben Mekkeli kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum"
dediği, ashabının ona verdiği bir hükümde "bu senin mi Allah`ın hükmü mü, senin
ise yanlış düşünüyorsun, doğrusu bu" dediği bir peygamberi örnek
alanlar günümüzde bu bağlılık tarzını nasıl izah edecekler? Tevazu, engin
yürekliliği, hoş görüyü örnek bir yöneticide görenler, günümüzde bu
değişimlerini nasıl normalleştiriyor?
Gerçi aradan geçen yüzyıllar sonrası İslam alemi
istişarenin, eleştirmenin önemini unuttu. Kendilerini yönetecek bir lider
olmadan kurtuluşa eremeyeceklerini düşünmeye başladılar. Yönetimin adil,
katılımcı, demokratik olması gerektiğini, bu konuda çok fazla pratik örnek
yaşamadıkları için iyice unuttular. Devlet yönetiminde, maddi ve manevi
hayatlarının idaresinde işlerini karizmatik liderlere, sözüne itiraz edilmemesi
gereken hocalara, kerameti olmasa bile üstünlüğünü dilden dile aktararak
yüceleştirdikleri şeyhlerine bırakınca sürekli yönetilmekten, istismar
edilmekten başkasıyla karşılaşmaz oldular. Bu durum bile eleştiri gerekliliğini
hatırlatmadı.
Kurtuluşun bir Mehdi, mucizevi el veya karizmatik
lider ile olacağı bilinçaltı Müslüman ülkelerde yaygın bir ön yargı ve
istektir. Toplumsal bozulmanın toplumsal düzelme ile olacağını unutanlar her
zaman mucizevi liderler beklemiştir. Aslında gerçek liderler topluma gerçek
ıslahın bireysel ve toplumsal değişme yaşanmadan olmayacağını söylese de
genellikle anlaşılamamışlardır. Liderinin kendisini yanlış yola götürdüğünü
göremeyen, görse de eleştiremeyen bir topluluğun hüsrandan başka varacağı yer
var mıdır?
Günümüzde yine çeşitli komplo teorilerinin varlığı
ve keskin kutuplaşmalar sonucunda muhafazakarlar lider fetişizminde
derinleştiler. Bu durum Müslüman zihin dünyasına daha büyük zararlar
verecektir. Durağanlık ve gerilemeyi yaşayan İslam alemi bu tavırlarla daha da
dibe vuracaktır. Dalkavukluk, yüzsüzlük, ikiyüzlülük, şahsiyet zaafı gibi
toplumsal ahlaki düzeyi düşürecek davranışlarda artış olacaktır. Hakkı, adaleti
korkusuzca söyleyenler gittikçe azalacak ve var olanlar ötekileştirilecektir.
Kayıtsız şartsız itaati gösterenler arasında
Erdoğan`ın ne kadar büyük bir lider, deha, yanılmaz bir zekâ, korunması gereken
bir lider olduğu imajı yaygınlaşacaktır. Her ne pahasına olursa olsun korunması
gereken bir lider için topluluklar en akıl almaz işleri yapabilecektir. En ufak
eleştiriyi "Erdoğan düşmanlığı" olarak niteleyenler daha da ileri
giderek yapacakları saldırıları normalleştirecektir.
En mantıksız ve komediye dönen hali bile tevil
etme yönelişi, kişileri mantıklarını dumura uğratacakları yeni bir dünyaya
götürecektir, en kötüsü bu değişimi anlayamayacaklardır. Her normal dışı
davranış ve tevil girişimi sonrasında azıcık vicdanı ve insafı kalmış kişi
muhalifler kervanına katılacak ve "hain" ilan edilmekten
kurtulamayacaktır. O ana kadar olan tüm bağlılıklarının "ihanet dolu ve
münafıkça" olduğu ilan edilecektir. Bu akıl almaz muhtemel görüntü ne
denli eleştiriyi ve değiştirilmeyi hak ediyor ama bunu vurgulamak bile
"camia dışı" ilan edilmenize yetebiliyor.
Ötkileştirilenler ise lider fetişizminin başka
kurbanları olacaktır. Kutuplaşmanın doğurduğu uçurumların derinliği, toplumsal
kırılmayı da artıracaktır. Gücü elinde bulunduran ötekileştirmeyi
normalleştirip, teşvik eder hale gelecektir.
Kongredeki bu akıl almaz görüntü, söz ve
davranışlar sonucunda tüm ehli vicdan Ak Partilileri durumu gözden geçirmeye
davet ediyorum. Daha vahim gelişmelerin önlenmesinin önemli bir sorumluluk
olduğunu hatırlatıyorum.
25 Mayıs 2016 Çarşamba Saat: 11:59