Klasik bir eğitim-öğretim yılı daha başladı
Biz eğitimciler, her bir yılı geride
bıraktığımızda derin bir oh çekme yanında, savaştan çıkmış; galibi ve yenileni
belli olmayan, tıpkı futbolda beraberlikle sonuçlanan bir maçı geride bıraktık
anlayışı ile tatile çıkarız.
Darısı gelecek maçlara, savaşlara der gibi hareket
ederiz.
Kimimiz, gelecek ile ilgili olarak ümitle hareket
ederken, başarı için hazırlanırken, kimimiz de yeni bir mücadelenin bizi
beklediğinin hesabını yaparak; tatilin keyfini çıkarıp, stres dolu, anlamsız,
yorucu bir sıkıntılı bir dönemin bizi beklediğini düşünerek günümüzü gün etmeye
bakarız.
Her yılın sonunda değerlendirme yaparız; ne
değişti, neyi başardık, gelecek ile ilgili olarak neler yapabilir, başarımızı
nasıl daha arttırabiliriz, sorunlarımızı asgari düzeye nasıl indirebiliriz?
Diye muhakeme ederiz. Herkes bu değerlendirmelerle ilgili fikirlerini ortaya
koyar, raporlaştırıp; dilek ve temennileri sıralarız.
Genel olarak devam eden, sıralanan problemler;
çözülenlerden çok daha fazla oluyor, her tarafta.
Peşinden herkes temenni de bulunur der ki;
önümüzdeki maçlara bakacağız.
Ne hikmetse problemler her sene devam eder ve
sürekli gelecek yıllara bırakılır. Bu devran bu şekilde sürekli döner.
Yeni bir dönemin başlangıcı ile beraber, yine dağ
gibi sorunlarla karşı karşıyayız ve maalesef bu ağır sorunların çözümü için
hiçbir değişiklik, sistem anlamında bir adım atılmadığı, merkez tarafından her
şeyin güllük gülistanlık varsayılarak, hareket edilmesi, problemlerimizin aynı
şekilde devam edeceği anlamına geliyor.
Özellikle
biz eğitim çalışanlarını maddi ve manevi anlamda motive edici bir değişiklik, mesleki
gelişimlerini tamamlayıcı bir adım atılmaması, İdarecileri ve öğretmenleri
rahatlatacak koşulların oluşturulmasına yönelik bir yeniliğe rastlanılmaması, bu
yılın da geçen yıllardan bir farkının olmayacağının işaretidir.
Yine her bir okul, öğretmen, kendi inisiyatifleri,
bireysel veya kolektif, gönüllü çabaları, vicdanları ile hareket edecek,
gösterecekleri performans, sorunların çözümünde belirleyici olacaktır.
Bu yıl da okullarımız, fiziki sorunları,
kaynaklarının yetersizliği ile mücadeleye devam edecekler.
Her dönem olduğu gibi Öğretmenlerimiz yine
ekonomik sorunlarla boğuşacak, öğretmenlerimiz saldırılara maruz kalacak ve
öğretmenlere sahip çıkan kimse olmayacak, Öğretmenler, hakir görülmeye, başarının
ve başarısızlığın merkezinde, tüm sorunların biricik ve tek kaynağı, toplumda
en ağır görev ve sorumluluğu en fazla olan meslek olmaya devam edecektir.
Veliler, bu
yıl da geçen yıllarda olduğu gibi eğitim ve öğretime karşı duyarsız olacak,
görev ve sorumluluğunu yerine getirmeyecek, öğretmenleri yine yalnız
bırakacaktır.
Öğrenciler, eğitim ve öğretimin temel taşı,
hizmeti alan, eğitilmesi, öğretilmesi temel hedef olanlar; uğruna bu kadar
mücadele edilen, bu işte en masumları, bize emanet edilenler:
Onlar her yıl olduğu gibi; idare, öğretmenler ve
velilerin göstereceği performansa, gösterecekleri ilgiye, desteğe bağlı olarak
bize bakmaya devam edeceklerdir.
Bilgi toplumu ve küreselleşmenin beraberinde
getirdiği, popüler kültürün etkisini çok fazla hissettirdiği bir dönemde;
çocuklarımızı eğitmek, tüm dönemlerden daha zor bir hale geldiğini biliyoruz.
Biz eğitimciler bilgi toplumunun gereklerini
yerine getirmeye çalışırken aynı zamanda beraberinde getirdiği olumsuzlukları
ortadan kaldırma gibi bir görevimiz var.
Çocuklarımıza öğrenmeyi, araştırma yollarını
öğretirken, çağımızın getirdiği, bize tümüyle yabancı, gençlerimizin dejenere
olmasını önleyici tedbirler alma yanında;
kültürel değerlerimizi, inançlarımızı, ahlaki
kurallarımızı koruma gibi bir misyonumuz var.
Tüm olumsuzluklara çok ağır görevleri olmasına
rağmen öğretmenlerimizin sorunların üstesinden gelebilecek yeterliliğe sahip
olabileceğine inanıyorum.
Unutmayalım ki toplumsal sorunların çözümü ve
toplumların gelişmesi öğretmenlerin göstereceği başarıya bağlıdır. Bu bilince
sahip olup, gereği yerine getirildi mi çözülemeyecek bir sorun olmaz diye
inanıyorum.
Öğretmenler yeni eğitim-öğretim yılına girerken
sorunlar ile mücadelede, istenilen başarının elde edilmesinde, kendilerinden
başka destekçilerinin olmadığını, deyimi yerindeyse “kendi sırtımızı kendimiz kaşıyacağız başka çaresi yok"
mantığı ile tüm öğretmenlerin düşünmesi, ona göre davranması gerekir diye
düşünüyorum.
Sorunlarımız çok deyip duyarsız kalmak, şikâyet
etmek, söylenmek, çözüm odaklı hareket etmemek yükümüzü daha da
ağırlaştıracağını bilmeliyiz.
Sorunların olmadığı ortamlarda çalışmayı herkes
ister, bu hepimizin özlemidir; ama asıl önemli olan problemi olmayan mekanlar
oluşturmak için çalışmak ve bunu başarmaktır.
Çözemediğimiz, çözmeye çalışmadığımız her bir
sorun çığın oluşumu için bir yumaktır.
Yeni eğitim-öğretim yılının hepimize hayırlı
olmasını ve geçen yıllardan dersler alarak, bu yılı daha verimli geçirme
dileğiyle tüm eğitim camiasını selamlıyorum.