• Ana Sayfa
  • »
  • BAŞARIYA GİDEN YOL, EĞİTİME BAKIŞ AÇIMIZDAN GEÇER

BAŞARIYA GİDEN YOL, EĞİTİME BAKIŞ AÇIMIZDAN GEÇER

İLİMİZDE EĞİTİME FARKLI YAKLAŞIMLAR

Okullarda artan şiddet olayları, öğrencilerde görülen davranış bozuklukları, öğrencilerin derslerden uzaklaşmaları, Türkiye geneli yapılan sınavlarda ilimizin son sıralarda yer alması üzerinde düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gereken önemli sorunlardır.

 

Teog ve üniversite sınavlarının sonuçları açıklandığında duyarlı her insan, sonuçları büyük bir üzüntü ile karşılar. Sıralamaya bakanlar, diğer iller ile ilimizi mukayese eder içi parçalanır.

 

Biz niye bu durumdayız?

 

Niye sini sorgulamaya hiç gerek yok; çünkü mürekkep yalamış olan herkes sebeplerini çok iyi biliyor. Sebepler konusunda o kadar çok konuşuluyor ki tekrar tekrar ifade etmek bilmişliğin ötesine geçmiyor. Çokça ifade edilen “ağzı olan konuşuyor” bizim konuşma problemimiz yok. Bizim sorunumuz sebepleri ortadan kaldıracak eyleme girişmememizdir. Sorunumuz eyleme geçme konusunda tembelliğimiz tükenmişliğimizdir. Ve en önemlisi de eyleme geçmek isteyenlere de engel oluşumuzdur.

 

Yalnız sıralanan sebeplerin ortak özelliği çoğunun uçuk, havai ve çözülmesi çok zor olan nedenler, daha çok merkezi olan, şahısların müdahale edemeyeceği sebeplerdir.

 

 Bu sebepler bence bilinçli olarak her yerde söyleniyor; amaç bu başarısızlığın, kötüye gidişin asla bitirilemeyeceği düşüncesini yaymaktır.

 

Tembellik o kadar genelleşmiş ki aman kimse bir şey yapmasın havası verilmeye çalışılıyor. Yoksa insanımızın üstesinden gelemeyeceği bir şey yok. Biz biliyoruz ki insanoğlu üretkendir, karşılaştığı her sorunun üstesinden gelmeyi başarmıştır. Tarihte, azim ve sabırlı çalışmayla insanların neler yapabildiğinin sayısız örnekleri var.

 

Yalnız başaranlar çalışkan, sabırlı, azimli ve cesur insanlardı; bu vasıflar olmadan tabiî ki hiçbir şekilde dirilme olmaz, tam tersine yıkımı beraberinde getirir; şu anda da biz aynı tehlikeyle karşı karşıyayız.

 

Biz toplum olarak kendimizi hep haklı çıkartmaya, üzerimize toz kondurmamaya özen gösteririz. İğneyi kendimize batırmaz, başkasına çuvaldızı batırmayı severiz. Kendimizi eleştirmek, bu başarısızlık ta payımızın da olduğunu asla kabul etmeyiz.

 

 

Şu bir gerçektir ki ilimizde eğitim, ciddi bir hastalık geçiriyor;  biz hastalığın tedavisi yerine hastalığımızı kronikleştirmeyi seçiyoruz.

 

 Bizim toplum sebep üretme konusunda o kadar maharetli ki bu yeteneğini inandığı ve savunduğu sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik icraata dönüştürse Mardin de eğitim konusunda kısa sürede bir devrim yaşanır bundan eminim.

 

Benim anladığım her kesimden bir kısım insanların işi yokuşa sürüklemek için büyük bir çaba içerisine girdiği; bunun yanında, duyarlı, bir şeyler yapmak isteyenleri de engellemeye, morallerini bozmaya çalıştıklarıdır. Dikkatimi çeken diğer bir husus ta en çok konuşanlar en az çalışanlar olduğudur. Âdeta “ben çalışmıyorum, başkaları da çalışmasın ki tembelliğim ortaya çıkmasın” der gibi hareket etmektedirler.

 

Hastalığımıza derman olabilecek en küçük ilaca da itirazlarını gür bir sesle dillendirmektedirler. Bunun örneklerini okullarda açıkça görmekteyiz.

 

Okulda sınavlara hazırlık kursları açılmaya çalışılır; kimse gelmez, yürümez, değmez der.

 

Öğretmenlerin ekip olarak hareket edecekleri bir proje sunulur; kimse uymaz, kolay değil, alt yapısı hazır değil, kaynak yok gibi pek çok bahane üretir.

 

Velileri eğitim ve öğretim işlerine dahil edecek bir çalışma düşünülür; veli gelmez, destek olmaz, veli bilinçli değil, çevre uymaz gibi laflar eder.

 

Öğrencilerin olumsuz davranışlarını düzeltme konusunda bir arayış başlar; daha başında öğrenci milleti adam olmaz, ne yapsak boş, boşa kürek çekmeyelim, bu bir sistem sorunu gibi çokbilmiş havasına yatar. Örnekleri çoğaltabiliriz

 

Bu kesimin etkinliklere, faaliyetlere katılmamasına diyeceğimiz bir şey yok; üzüldüğümüz nokta çok kolay yapılabilecek çalışmalara engel, başkalarına kötü örnek olmaları, okullardaki birlik ve beraberliğin de önüne geçmeleridir.

 

Dikkatimi çeken bir diğer husus ta sürekli şikâyet eden ve muhalefet edenlerin çözüm için hiçbir alternatif yol sunmamalarıdır. Peki, sizce ne yapalım? Bize bir yol gösterin, çözüm söyleyin sorusuna hiçbir zaman cevap vermezler.

 

İlimizde muhalefet ve şikâyetçiler dışında bir de karamsar olanlar var. Bu grup iyi niyetli ama başarılı olabileceklerine ihtimal vermiyor. Yapalım, edelim, çalışalım ama sorunların üstesinden gelemeyeceğiz, başarılı olamayacağız modundadırlar. Bu kesim de bir şeyler yapmak isteyenlerin morallerini bozarlar.

 

İyi niyetliler, kötüye gidişi durdurmak, ileriye gitmek isteyenler; Karamsar, hep şikâyet eden, tembel olanları Allah’a havale edip onlara uymadan, ellerinden geleni fedakârca yapmaya devam etmeli, hiç kimse şevk ve isteklerini kırmamalıdır.

 

Eminim ki iyi niyetlilerin, çalışkanların ortaya çıkaracağı eserler, iyi örnekler bir gün gelecek onları da çalışmak zorunda bırakacaktır.

 

Eğitim ve öğretimde şu an ki durumumuz çözüm için sürekli bir arayışın yeni yöntem ve tekniklerin izlenmesi gereken bir zamandayız. Bugüne kadar izlenen yollar bizi istenilen noktaya taşımadıysa yeni arayışlara girmek kadar mantıklı bir şey olamaz. Kesinlikle artık laf üretme zamanı değil, şikâyet ve muhalefet etme, karamsar olma zamanı hiç değil, icraat, faaliyet ayağa kalkma zamanıdır.

 

Herkes kendi bahçesini, evinin önünü temizleyecek gücümüzün yetmediği durumda da birbirimize yardımcı olacağız.

 

Eğitimin önemine inanan, başarıyı isteyenler her şart ve ortamda koşulları iyileştirmeye ve çalışmaya devam ederler. Hiç kimse onları durduramaz.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1108

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.