• Ana Sayfa
  • »
  • BİTSİN BU ÇİRKİN SAVAŞ,BİTSİN ARTIK BU SÜRGÜN HAYATLAR

BİTSİN BU ÇİRKİN SAVAŞ,BİTSİN ARTIK BU SÜRGÜN HAYATLAR

Yeter Artık Dursun Kan ve Gözyaşı

 

İnsanları yerinden, yurdundan etmek, kan ve gözyaşına, ölümlere sebep olmak, ne büyük zulüm, ne büyük vahşettir!

 

Bunu bilmeyen var mı?

 

Bu durumu en iyi bilen, yaşayanlardır.

 

Oturduğumuz yerde sırtımızın pek, keyfimizin yerinde olduğu, bir elimizin balda, bir elimizin yağda olduğu, sımsıcak yataklarımızda, ölüm korkusu yaşamadan anlamak mümkün mü?

 

Hiç sanmıyorum.

 

Çocukların, kadınların, yaşlıların ve o masum insanların yakarışları ne zaman sona erecek, İnsanların kanıyla beslenmeyi, insan kemikleri ile tepeler oluşturma zihniyetini ne zaman bitireceğiz?

 

Kurşun ve top sesleri ne zaman susacak?

 

Kadın, çoluk- çocuk çığlıkları sevince dönüşebilecek mi?

 

Bu dünyada üzüntüler, kederler, ölümler hep bizim payımız mı olacak?

 

Daha ne zamana kadar kan emici vampirler bizim kanımızla, emeğimizle beslenmeye devam edecek?

 

Ne zaman kadar insanımızın kaderi ile oynamaya devam edecekler?

 

Yaşadığımız coğrafyaya hep ağlama, yakarma, çığlıklar mı nasip olacak?

 

Bize hiç mi rahat, huzur, sevinç, kısmet olmayacak, hiç gülemeyecek miyiz?

 

Bu vahşet, bu kaos daha ne kadar sürecek, daha ne zamana kadar insanlar ölmeye devam edecek?

 

Her gün ama her gün acaba nerede bir kaos, savaş, mücadele olacak diye beklemekten, düşünmekten, bölgemizin her bir insanı için tedirgin olmaktan aklımızı yitirmek üzereyiz.

 

Son birkaç aydır insanların yerlerinden, yurtlarından edilişlerini, can korkusuyla yaşam kavgasına girmeleri karşısında içimiz parçalanıyor. Kürtlerin,  Şiilerin, mazlum halkların akın akın göç etmelerine yüreğimiz dayanmıyor.

 

İnsanımızın dengesi bozulmaya başladı.  

 

Emperyalist devletlerin sürekli Müslümanları kullanarak amaçlarına ulaşma yoluna gitmeleri sırtımıza, başımıza basarak yükselmeleri ne kadar da üzüntü verici bunu bilmeyen var mı?

 

Son aylarda Işid’in alet ve sebep olduğu bölgedeki savaş, kaos hepimizi derin bir üzüntü içine sokuyor.

 

Binlerce insan öldü, yaralandı, binlerce ev yerle bir edildi, binlerce insan yerinden yurdundan oldu. Olaylara seyirci kalmak, her geçen gün tehlikenin büyümesine, her geçen gün daha fazla zayiatın oluşmasına neden oluyor; yine gözyaşı, yine ölüm, yine vahşet...

 

Bölgemizin hassasiyeti ve önemi itibarı ile herkesin olumsuz etkilendiğini biliyoruz; ancak bu savaşta iki tarafın varlığı son derece düşündürücü değil mi?

 

Normalde tüm devletleri ilgilendiren ancak Kürtlerle İşıd arasındaki mücadelenin var olması hayret edilecek bir durum. Işidin yayılmacılığına karşı sadece Kürtlerin karşı koymaya çalışması akla pek çok sorununun gelmesine yol açıyor.

 

Sorular ve cevaplar ne olursa olsun şu bir gerçek ki, bu savaşı Kürtler hak etmiyor. Kendi yurtlarında Suriye ve Irakta yaşamlarına devam eden kimseye karşı savaş açmayan bir topluma karşı saldırılar düzenlemenin bir izahı yok. Hele hele kadın yaşlı ve çocukların günahına girmelerine hiç kimsenin hakkı yok.

 

Işid’ın Kobani’yi kuşatma altına alması binlerce insanı yeni bir göç dalgasına sürüklemesi, asla kabul edilemez. Bu saldırının mutlaka önlenmesi gerekir. Zira Işid’ ın elde edeceği her bir başarı yeni bir vahşeti beraberinde getirecektir.

Şuna eminim ki eğer Işid Kobani kuşatmasında başarıya ulaşırsa sıra Kamışlı’ya gelecek Türkiye`nin güneyi Işid ile çevrilmiş olacak ve şunu da biliyoruz ki Işid’in ilerleyişi devam edecektir.

 

Bu ilerleme nereye doğru olur onu bilemeyiz; ancak Işidin çevresinde olan tüm devletler tehlike içinde olacaktır. Hiçbir devlet kendini bu tehlikeden soyutlayamaz bunun bilinmesi gerekir.

 

Savaşın bitirilmesi, tehlikenin bertaraf edilmesi bir zarurettir.

 

Devletler şunu düşünüyor olabilir Işid gücünü Kürtlere karşı gücünü tüketsin, zayıflasın öyle müdahale edelim ama şu göz ardı ediliyor; İşıd ilk ortaya çıktığında da aynı düşünceler hakimdi. İşıd her geçen gün daha da güçleniyor, kurdukları devlet teşkilatlanıyor, zenginleşiyor, askeri gücü her geçen gün daha da büyüyor.

 

Kürtlerle mücadelesi Işid’ i bitiremez. Kürtlerin mücadelesi sadece bir savunma savaşıdır sadece kendi yurtlarını korumaya yönelik bir mücadeledir: Kürtlerin başarısı kendi yurtlarını koruma başarısı olacaktır. Işid, Kürtler ile ilgili mücadelede başarıya ulaşmasa da başka bir devleti başka bir toprağı hedef olarak seçecektir. Öyle görünüyor ki Işid’in duracağı yok dolayısı ile bölgedeki tüm devletler, topluluklar savaş tehlikesi ile karşı karşıyadır. Şu anki devletlerin bakışı ile bölgemiz daha uzun süre savaş içinde olacaktır. Bu da yine ölüm, yine kan, yine vahşet demek olacaktır.

 

Son zamanlarda Işid’in kontrolden çıkması üzerine büyük devletlerin müdahale hazırlıklarına girmesi ne derece samimi tartışılır. ABD’nin çıkarlarının bulunduğu yerlere Işid’e karşı havadan müdahale ederken Kürtlerin Kobani` deki savunmasına sessiz kalması samimiyetlerini ciddi olarak sorgulamamıza sebep oluyor.

 

ABD’nin Müslüman coğrafyasında gerçekleştirdiği olayların, savaşların, vahşetlerin artık sayısını unuttuk. Bölgemizi sürekli kana boyayan bir devletten medet ummak çok fazla safgirlik olur.

 

Kürt halkına karşı Işid aracılığı ile bugün bir zulüm var. Bu zulme sessiz kalınamaz. Bölge devletlerinin çiftte standarttan vazgeçip, bu zulmü bertaraf etmesi asli bir görevleri olmalıdır.

 

Bugünlerde devletlerin sloganik laflar etme yerine eyleme geçme zamanıdır. Eğer devletler bazı zalimlerin ayakta kalması üzerine hesaplar yapıyorsa, unutulmamalıdır ki bir gün gelecek zulüm kendilerine de dönecektir.

 

Yeter artık bitsin bu çirkin savaş, bitsin sömürü, bitsin bu yayılmacılık…

Bitsin artık bu zulüm, bu ölümler, bu gözyaşı, bu yakarışlar, bu çığlıklar…

Bitsin artık bu sürgün hayatlar.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1572

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.