Öğretmenlik mesleğinin saygınlık ve kutsallığının
kalmadığı, öğretmenliğin ekonomik kaygılardan dolayı seçildiği bir ülkede iyi
öğretmenlerin sayısı nasıl arttırılabilir ki?
Öğretmenlik mesleğine verilen değerin her geçen
gün azaldığı bir dönemde; Başka mesleklere giremediğinden, öğretmenliği
sevmediği halde ekonomik kaygılar için öğretmen mesleğini tercih edenlerle
öğretmenlik mesleğinin ne niteliği artar, ne de kutsallığı kalır.
Eğitim Fakültelerine öğretmen olmak üzere yerleşen
öğretmen adaylarının meslek, pedagojik formasyon, genel kültür alanlarında
yapılan eğitimlerin okul kültürümüze, müfredatına uymadığı bir ülkede; İyi öğretmen yetişmesi ancak bireysel,
gönüllü çalışmalarla mümkün hale gelmektedir.
Nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesinde hiç
kuşkusuz öğretmen yetiştiren kurumlara ve eğitim fakültelerine büyük görevler
düşmektedir. Ama hepimiz biliyoruz ki eğitim fakültelerinin üstlenmesi gereken
misyon ve vizyonu yerine getirememektedir.
Nitelikli öğretmen maalesef yetiştiremiyorlar. Bu
yüzden de Üniversitelerin öğretmen yetiştirme programlarını yeniden gözden
geçirmeleri gerekmektedir.
Niteliksiz öğretmenlerle okulları doldurmak
öğretmenlik mesleği gibi, kutsal olan bir mesleğe ağır bir darbedir.
Ülkemizde öğretmenlerin mesleki eğitiminin yeterli
olmaması; mesleki gelişimin bireylerin çabalarına ve gönüllülük esasına
dayanmasına neden olmuştur.
Öğretmenlik
mesleği herkesin yapabileceği bir iş değildir.
Öğretmenlik mesleği; tüm toplumun kaderi üzerinde
bir etkiye sahip olduğundan kendi iradesi ile bu mesleği seçen, insanları
seven, çalışkan, özverili, bireylerin olması şarttır; ancak bu şekilde kaliteli
öğretmenlere sahip olabiliriz.
Nitelikli öğretmenlere sahip olmayı temel eğitim
sorunumuz olarak görmedikçe eğitimin toplumsal gelişmemize katkı sağlamasını
beklemek hayaldir.
Öğretmenlik
mesleğini cazip hale getirecek tedbirler almak, başta devletin görevidir.
Devlet, kaybolan öğretmenlik mesleğinin itibarını
yeniden kazandıracak politikalar üretmediği takdirde eğitim-öğretim
faaliyetlerinde başarı ve kalite beklemesi doğru değildir.
Basın ve yayın kuruluşlarında, özellikle de
televizyonlarda gösterilen öğretmen konulu dizi ve filmlerde, tiyatrolarda,
haberlerde öğretmenleri rencide eden programlara izin verilmemesi mutlaka
sağlanmalıdır. İnsanlarımızın gözünde öğretmenlik mesleğini hakir görmesine yol
açacak, yanlış algıların oluşumuna neden olacak yayınlara müsaade
edilmemelidir. Öğretmenlik mesleği bu hakaretleri hak etmiyor. Kısmen de olsa
insanlarımızın gözünde öğretmenlik mesleği hala kutsiyetini koruyor.
Öğretmenlik mesleğini gerçek kimliğine, kaliteli
öğretmen yetişmesine imkân sağlayacak şekilde, ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlar
destek olmalıdır.
Netice itibarıyla hiç kimsenin kendini
soyutlayamayacağı, herkesin hayatında yer alan eğitimin temel taşı öğretmendir
bunu herkes idrak etmelidir. Nitelikli öğretmenlerin nicelik olarak
arttırılmasında herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Bu çalışmalar, öğretmenlik mesleğini sevenlerin
sayısını arttıracaktır.
Her okulda öğretmenlik mesleğini seven,
kutsallığına inanan, sorumluluk bilinci taşıyan ve görevini yerine getiren çok
sayıda öğretmen var. Bu öğretmenlerimiz Mesleki yeterlilikleri yanında kolektif
çalışmayı sevmeleri, kendilerini sürekli yenilemeye çalışmaları bizi ayakta
tutmakta, bize moral kaynağı olmaktadır.
Kaliteli,
saygın öğretmenler, kötü bir eğitim sisteminde bile her zaman mucizeler
yaratabilirler.
Ancak şunu açıkça ifade edelim ki;
eğitim-öğretimin bütün sorumluluğunu her okulda sınırlı sayıda bulunan
nitelikli öğretmene yüklemek büyük haksızlıktır.
Bunun için kaliteli öğretmene destek olabilecek;
yönetime ve yardımcı personele ihtiyaç vardır.
Öğretmenlerinin motive olmaları ve buna bağlı
olarak çalışmalarında başarılı olabilmeleri için güçlü ve güven telkin edici
bir yönetici desteğine gereksinim duyulmaktadır.
Okul müdürlerinin öğretmenleri özellikle onları
doğrudan ilgilendiren kararların verilmesi sürecine katması ve hatta bu
konudaki karar yetkisini öğretmenlere devretmesi, kişisel ve mesleki
ihtiyaçlarına karşı duyarlı olması son derece önemlidir.
Motivasyon, hem çalışanın hem de örgütün
performansında önemli rol oynamaktadır. Performansı artırmak isteyen bir
yönetici, çalışanların tutum ve davranışlarını, arzu ve isteklerini, fikir ve
duygularını ve bunlara etki eden örgüt içi ve örgüt dışı faktörleri dikkate
almalıdır.
Öğretmenlerin çalıştıkları kurumlarında
gereksinimlerinin bilinmesi ve bu doğrultuda bir takım düzenlemelere gidilmesi
işlerini daha istekli yapmalarını sağlayabilir. Yapılan çalışmalar öğretmen
motivasyonunun yükselmesinin öğretmen kadar öğrenciye de yararlı olduğunu
göstermiştir.
Kişisel çabalarıyla başarıyı yakalamış, çalışkan,
fedakâr öğretmenlerin okul yöneticilerinin desteği ile aynı hedefler
doğrultusunda birleştirilmesi, ekip oluşturulması, kolektif bir çalışma
başlatılması okul başarısına bir hareket getireceği gibi diğer öğretmenleri de
başarıya odaklanma konusunda tetikleyici role sürükleyecektir.
Okulda oluşan ekibin liderlik rolünü üstlenmesi,
başarının ve kalitenin artırılması konusunda çok iyi örnekler olacak, okulda
iyi bir sinerji yaratacaktır. Ekibe her geçen gün yeni öğretmenleri dâhil etmek
konusunda yapılacak motive edici çalışmalar okul iklimini değiştireceğine
inanıyorum.
Okul iklimi başarı ile doğru orantılıdır.
Başarının arttığı bir okulda çevrenin, velinin, öğrencinin okula karşı bakışını
olumlu yönde değiştirecektir.
Okul ikliminin iyi yönde değişmesi diğer
öğretmenlerin de mesleklerini sevmesine, yapılan kolektif çalışmalara
katılmasında olumlu etki yaratacaktır.
Okulun göstereceği başarı ve kalite diğer okullara
da örnek teşkil edecektir.
Okulların kalitesi öğretmenlerinin kalitesi
kadardır.