• Ana Sayfa
  • »
  • ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN SİYASETE BAĞLILIĞI

ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN SİYASETE BAĞLILIĞI

ÜNİVERSİTELERDE ÖĞRENCİLER İÇİN SİYASETİN ANLAM VE ÖNEMİ

 

Üniversitelerde öğrenciler, öğrenimleri boyunca derslerden çok siyasi görüşlerle zaman harcar bu görüşler doğrultusunda yaşamlarına şekil verirler Siyaset, öğrenciler için hayatlarının en önemli parçası aynı zamanda da vazgeçilmez, dokunulmaz bir hakkıdır.

 

Öğrenci hangi görüşten olursa olsun her bir öğrencinin kafasında şablon olarak çizdiği bir devlet modeli vardır. Öğrencilerin kafalarında oluşturdukları devlet modeli, o kadar masum o kadar ideal o kadar temiz ki; ister kapitalist, ister sosyalist, ister dini, ister faşist devlet modeli olsun hiç fark etmez; her biri sadece bir devletin değil tüm dünyanın kurtuluşunu sağlayacak bir devlet modeldir. Öğrenciler sahip oldukları dünya görüşlerini o kadar açık, net ve samimi savunurlar ki devlet modellerinden habersiz olan herkesi etkileyebilirler. Savundukları görüşleri son derece içten, samimi bir şekilde ifade etmektedirler. Savundukları ve inandıkları devlet modellerini hararetli, heyecanlı bir şekilde yaymak, daha çok taraftar toplayabilmek için her türlü yola başvurabilmektedirler.

 

Düşünceleri uğruna her türlü tehlikeyi göze alabilecek cesarete sahiptirler. Yaptıkları her etkinlik, her faaliyet bu amaca yöneliktir. Her bir öğrenci savunduğu dünya görüşünün en doğrusunun kendi dünya görüşünün olduğuna yürekten inanır. Kendini de bu dünya görüşüne adar. Dünya görüşlerinin, savundukları rejimin egemen olabilmesi onlar için her şeyden daha önemlidir. Görüşlerine engel olan ya da karşı olanların hepsini karalar, hakaret eder, en ağır ithamlarda bulunabilirler.

 

Öğrencilerin üniversite yılarında en eksik oldukları duyguların başında; hoş gürü ve tahammül duyguları gelir. Farklılıkları kabul etme, empati kurma gibi düşünceleri olmaz hep benci yaklaşımla hareket ederler. Üniversitelerde sık sık öğrenci kavgalarının ortaya çıkmasının temel nedenlerinden biri de sanırım budur.

 

Üniversite de farklı görüşlere sahip olan öğrenciler mümkün olduğu kadar bir araya gelmemeye, birbirleriyle diyaloğa girmemeye özen gösterirler. Herkes biliyor ki farklı görüşte olan öğrencilerin bir araya gelmesi bir tatsızlığın, bir tartışmanın hatta bir kavganın başlangıcı olacağını bilir. Herkesi bu düşünceye iten öğrencilerin birbirlerine karşı tahammülsüzlüğüdür. Bir defa karşıt görüşler arasında bir kavga çıktı mı kavgaların önünü almak çok uzun zaman alır. Kavga büyüdü mü sadece bir üniversite ile sınırlı kalmaz diğer üniversitelere de sıçrar. Bu kavgalara anlam vermek gayet basit görünüyor çünkü her bir grup haklılığını göstermek, kendini kabul ettirmek, daha fazla kitleye ulaşmak amacındadır. Bu kavgalar üniversiteler var olduğu sürece devam edecektir. Peki, bu tartışmalar, bu kavgalar, bu huzursuzluklar bireye, topluma bir şey kazandırıyor mu? Bu sorunun cevabı tartışılabilir. Olayların şiddete dönüşmesi tasvip edilmez. Her ne kadar bu kavgaların sonucunda pek çok öğrenci ceza alsa da bazı yaralanmalar olsa da bunu gençlerde biriken enerjinin dışarıya yansıması olarak görüyorum.

 

Öğrenciler, üniversite hayatları boyunca kitap okur; kendilerini yetiştirmeye çalışırlar. Öğrencilerin her bir oturumunda, bir devlet yıkılır yeni bir devlet ortaya çıkar. Hangi düşünceden olursa olsunlar kendi dünya görüşlerine hâkim olmak için görüşleri ile ilgili tüm kaynakları okumaya, kendilerini hazırlamaya gayret ederler. Öğrenciler kendi görüşlerindeki kaynak kitapları okumakla yetinmez tüm dünya görüşlerini öğrenmek, kendi görüşlerini kanıtlamak, karşı görüşleri de çürütmek için büyük bir çaba içine girerler. Öğrenciler ilkçağ düşünürleri Aristo’dan Socrates’e, Keynes’ten Karl Marks’a, Kuran-ı Kerimden Hz Muhammed’ e ve günümüz düşünür ve yazarlara kadar herkesin kitaplarını okumaya çalışırlar. Yalnız bu araştırmalarında ön yargı hâkimdir. Düşüncelere kendi pencerelerinden bakarlar. Bu çalışma öğrencilerin fikri oluşumunu tamamladığı gibi gelecekte topluma yön verecek olan bu öğrencilerin işe başlarken yabancılık çekmemesi, topluma faydalı olan çalışmalar içine girmesinde büyük katkısı olmaktadır. Topluma liderlik eden, faydalı olan bireylerin tümünü araştırdığımızda üniversitedeki fikri oluşumun etkisi olduğunu fark edebiliyoruz. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki insanların kendilerini yetiştirebileceği en iyi, en müsait ortam üniversite ortamıdır.

 

Keşke bir imkân olsaydı da öğrencilere bir ülkenin yönetimini teslim edebilseydik. Acaba nasıl yöneteceklerdi çok merak ediyorum. Öğrenciler devlet yönetme tecrübesine sahip olmadıkları için yürütmeleri beklenemezdi; ancak sahip oldukları heyecan, istek, menfaat duygusundan sıyrılmış, kendini topluma adamış kişilikleri ile bugünkü devlet yöneticilerimize örnek oluştururlardı kanaatindeyim. Belki de öğrencilerin bu kadar heyecanlı ve istekli olmaları, görüşleri ve inançları uğruna her şeyi göze alabilmelerinin nedeni rejimler değil bugünkü devlet yöneticilerinin kendi çıkarlarına göre ülkeyi yönetmeleridir. Bugün için asıl problem, bir devlet dünyanın neresinde olursa olsun, hangi rejimle yönetilirse yönetilsin yönetim kademelerinde bulunan insanların toplumun menfaatleri yerine kendi şahsi menfaatlerini ön plana çıkarmalarıdır. Yoksa tüm rejimlerin ortaya çıkış sebebi insanların refah ve huzurunu sağlamaktır. Tek başına hangi rejimi ele alırsak alalım insanlığa refah ve huzuru vaat etmektedirler. Kanaatimce kötü rejim yoktur kötü uygulayıcılar vardır. Elbette her rejimin aksayan yönleri vardır ancak iyi niyetle yaklaşılır toplumun menfaatleri ön plana alınırsa düzeltilebilirler. O yüzden de insanların öncelikle kendine çeki düzen vermesi ve kendini toplum yararına hareket ettirecek konuma getirmesi gerekir.

 

Bir ülkenin geleceğini tayin eden üniversite gençliği için açıklık, hoşgörü ve tahammül üniversite gençlerinin vazgeçilmez erdemleri olmalıdır. Üniversite gençliği şunu çok iyi bilmeli ki herkesin bir dünya görüşü olacaktır. Sana göre çok iyi olan bir görüş karşı tarafa kötü gelebilir netice itibari ile doğru ve yanlışlar kişiden kişiye değişebilmektedir. Bağnaz, yeniliklere kapalı üniversite gençlerinin yetişmesi geleceğimizi karartmaktan başka bir işe yaramaz. Üniversiteli gençlerimizin siyasetten önce alanında başarılı olması gerekir. Siyasi hedeflerine ancak öğrenim gördüğü alanda göstereceği başarıyla ulaşabilir.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1246

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.