• Ana Sayfa
  • »
  • TARİH BİLİMİNE HAKSIZLIK YAPMAYALIM

TARİH BİLİMİNE HAKSIZLIK YAPMAYALIM

Tarih Bilimine Haksızlık Yapmayalım

 

Tarihi olaylar değişik şekillerde insanlara sunulabiliyor; hikâye şeklinde, öğreticiliği ön plana alan bir sunumla veya bilimsel bir şekilde açıklanabiliyor. Tarihteki olay ve olgular hangi şekilde aktarılırsa aktarılsın insanlığa fayda sağlamayı hedefliyor.

 

Tarihin yüzyıllardır bir bilim olarak görülmesi, tüm devletlerde bu bilimin okullarda öğretilmesinin altında yatan temel mantık bu bilimin topluma yarar sağlayacağı düşüncesidir.

 

Tarih bilimi; hemen hemen tüm devletlerde, okullarda ders olarak okutulmasında düşünülen fayda yanında, toplumu birleştirici özelliği, devletlerin kendi varlıklarını koruma, kültürlerini devam ettirme ve devletin ideolojisini sağlamlaştırma, sürdürme amaçlanmaktadır.

 

İnsanlar için hafızanın ne kadar önemli olduğunu herkes bilir. İnsan hafızası olmazsa; insanların sürekli yerinde sayacağını, önünü göremeyeceğini hepimiz biliriz. Yaşadığımız her deneyimden bir ders çıkarır, sonraki adımlarımızı da ona göre atarız.

 

İnsanlar geçmişteki tecrübelerini olduğu gibi alır, değerlendirir ve ona göre hareket eder. Yaptığı değerlendirme kendince doğru ve gerçek olduğundan hata yapma olasılığı düşüktür. Bu yüzden de kendisine büyük bir fayda sağlar. Yaptığı olumlu – olumsuz davranışlar kendisine bir ibret vesilesi olur. Doğru ve yanlışlar kişiler için bir kompleks veya üstünlük kaynağı olmaz; değerlendirme, kendine çeki düzen verme aracı olur.

 

Hafızanın üstlendiği işlev ne ise tarih biliminin de aynı görevi yerine getirmesi beklenir.

 

Teoride tarih bilimi için düşünülen, söylenilen olumlu özellikler, objektif değerlendirmeler, uygulamada devletlerin, toplumların, ideolojilerin aracı olmaktan öteye gidemiyor

 

Toplumlar,  tarihi olayları alıp incelerken akademik değer taşıyan;  birincil, ikincil ya da araştırma kaynaklarının kullanılması gerekirken, kaynak niteliği taşımayan eserlere yönenilmesi ya da eserlerden cımbızla çeker gibi olayın sadece bir parçasının alınması, kendi iddiaları için malzeme edilmesi kabul edilemez.

 

Olayları incelerken ilgili birçok devlet olmasına rağmen sadece kendi kaynakları ile olayları değerlendirmesi, ya da olayın sebep ve sonuçlarını kendi döneminin şartlarını düşünmeden bugünkü mantıkla izah etmeleri yanlış bir yöntemdir.

 

Tarihi olaylar gerçekleşir. Tarihçiler olayı belgelere dayanarak aydınlatmaya çalışırlar. Bundan sonra tüm toplumlar devletler, ideologlar, aydınlar kendi pencerelerinden olayları değerlendirir, amaçları doğrultusunda tarihi kullanırlar.

 

Bu noktada tarihi olayların değerlendirilmesinin ne güvenirliği ne de objektifliği kalır.

 

Her bir olayın siyasi, ekonomik, dini, sosyal ve kültürel sebep ve sonuçları varken herkes kendince amaçlarına hizmet edecek neden ve sonuçları seçmeye başlar oradan çemberi genişletmeye çalışır. Kimse olayı objektif bir şekilde ortaya koymaz; sübjektif değerlendirmeler ağırlık kazanır öyle ya tarihi olay kendisine bir dayanaktır, haklılıklarını gösterecek bir delildir.

 

İnsanları Tarih bilimine karşı soğutacak, güvenirliğini sürekli tartışmalı hale getirecek pozisyonlara sokmak, tarih bilimine yapılan bir haksızlıktır.

                                                          

Objektif, güvenilir tarih değerlendirmesi mümkün ama çıkarlar devreye girince bu olasılığı ortadan kaldırıyor. Tarih biliminin sosyal bilim olması değişik farklı mecralara sürüklenmesine yol açıyor.

 

Birileri çıkıp toplumların kendi amaçları için olayları değerlendirmesinin ne zararı var diyebilir. Zararı var zira farklı bakış açıları verilmeden dar bir çerçeveden değerlendirme bağnaz, hoşgörüsü zayıf bireyler yetişmesine yol açacaktır. Doğrular yalnız benimdir anlayışı hakim olursa kendimizi yanlışlara, hatalara sürükleriz.

 

Tarihçilerin büyük uğraşlarla ortaya çıkardıkları ve insanlığın hizmetine sundukları bu bilgileri kendimize kalkan kılmak, ideolojilerimize malzeme yapmak, değiştirmek veya insanları yanlış yollara yönlendirmek ne derece doğru ve insanidir bunu siz okuyuculara bırakıyorum.

 

Ne olur yani bir olayı olduğu gibi tüm sebep ve sonuçları ile kullanmak, bunu yapamıyorsak ta olaylar ile ilgili farklı kaynakları ve değerlendirmeleri gözler önüne sermemiz bizden ne eksiltecek bunu merak ediyorum.

 

Netice itibarıyla insanlar bir şekilde farklılıkları görebiliyor, öğrenebiliyor. Hele günümüzde bilgi toplumu ve küreselleşmenin olduğu bir dönemde farklı bilgilere ulaşmak kadar kolay bir şey var mı?

 

Devletler, tarihi olayları farklı bakış açılarıyla, eleştirel bir yaklaşımla vermesi kendi insanının güvenini daha da arttıracaktır. Bu şekilde verilmediğinde kendi çabasıyla farklı değerlendirmelerle karşılaştığında güven sorununun ortaya çıkması kaçınılmazdır.

 

İsteyen istediği şekilde olayları ortaya koyuyorsa bizim yapmamız gereken; İleri sürülen iddiaların, doğruluk ve yanlışlığını sorgulamak, eleştirmektir; eğer biz tarihi olaylara ilgi duyuyorsak farklı değerlendirmeleri okuyacak kendimize göre bir sonuç çıkaracağız.

 

Okuyucu ve dinleyicilerin şunu hiçbir zaman unutmamaları gereken bir gerçek var ki tarihi olaylardan her kesim farklı bir şekilde nemalanıyor bunu bilerek dikkatli olmak durumundayız.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 2154

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.