Amerika ‘nın Iraktan çekilmesinden sonra dünyanın
başına musallat olan Işid’ın ortaya çıkışı, tüm dünya ülkelerinin dikkatini
orta doğuya çevirdi. Işıdın İslam devletini ilan etmesi sınır tanımayan bir
yayılma içine girmesi, mezhepçilik, şiddet ve düşmanlık üzerine kurduğu
politikası bölgede büyük bir panik havası yarattı. Irak-Şam İslam Devleti,
alışılagelmiş devlet figüründen çok farklı bir figür çizmesi onu anlaşılmaz ve
kontrolü çok güç hale getiriyor. Öyle görünüyor ki Işid dünya devletlerinin
özellikle de İslam dünyasının başını çok ağrıtacağa benziyor. Devletlerin şu
ana kadar Işide karşı nasıl bir politika takip edecekleri konusundaki
belirsizlikleri de herkesi endişelendiriyor.
Işıdın El kaideden ayrılıp başlangıçta Irakta
başlattığı faaliyetlerini Suriye ye de genişletmesi bölgedeki tüm Müslüman
coğrafyasını şiddet ve düşmanlık siyaseti eksenli yürüttüğü eylemlerinin ne
zamana kadar devam edeceği, devletlerin bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı
merak konusudur. Işidin takip ettiği ve uyguladığı koyu mezhepçilik politikası
diğer mezheplere, kendi düşünceleri ve inançları dışında yaşayanlara hayat
hakkı tanımayan bir anlayışla hareket etmesi büyük bir tedirginliğe yol açıyor
Irak Başbakanı Maliki’nin Şii mezhebi odaklı,
Sünnileri dışlayıcı yanlış siyaseti, Sünnilerin bayraktarlığına girişen Işidin
etkinliğini ve gücünü Irak ta arttırmış, mezhep savaşlarından nemalanan Işid,
Irakta en önemli örgütlerden birisi olmuştur. Irakla sınırlı kalmayan Işid,
Suriye’ye de girmiş, Suriye’de yönetime karşı mücadele eden muhaliflere de
savaş açan Işid, orada yüzlerce insanın ölümüne sebep olmuştur. Kısa sürede
egemenliklerini genişleten Işid, İslam devletini kurduklarını tüm dünyaya
duyurmuşlardır. Işid, bölgede uygulanan yanlış politikalardan, bölgede uzunca
süren kaostan türeyen ve güç kazanan bir örgüt olmuştur.
Işid sadece Iraklılardan oluşan bir örgüt değil
çeşitli Müslüman devletlerden, Avrupa, Asya kıtası gibi değişik ülkelerden de
katılımcılarının olduğu bir örgüttür. Işidin kullandığı İslam ve halifelik
söylemi, Işidin düşman olarak gördüğü kesimlere aynı düşmanlığı besleyen
çeşitli gruplar, Işid’i çıkarları doğrultusunda gören bazı devletlerin
destekleri Işide katılımı arttırmıştır.
Işidi tehlikeli yapan takip ettiği sınır tanımayan
düşmanlığı ve amaçlarına ulaşmak için sınır tanımayan şiddetidir. İnandıkları
ve yanlış uyguladıkları selefilik, tüm Müslümanları tehdit etmektedir.
Selefilerin cihat anlayışı hali hazırda gayri Müslimleri değil selefilik
mezhebi dışında olan tüm Müslümanları hedef almaktadır. Işid, tüm Müslümanları
kendi inançları ve düşüncelerine katmadan saf, tek bir Müslüman tipi
oluşturuncaya kadar şiddete devam edecektir. Kendi inançları dışında olan
herkesi kâfirlikle mürtedlikle, şirkle itham etmekte temizlik operasyonunu
tamamlamadan durmayacaktır. Onların önceliği; onların istediği şekilde tüm
Müslümanların aynı itikada, aynı akideye sahip olmalarıdır. Müslümanların
tamamı aynı inancı paylaşmalı, kimse İslam devletine nifak sokmamalı, muhalif
hiçbir grup, mezhep olmamalıdır. Hele Şia mezhebi yeryüzünden silinmelidir. Bu
durum gerçekleşmeden durulmayacaktır. Amaca ulaşmak içinde en şiddetli yol
takip edilecektir. İnsanları korkutmaya dayalı siyaseti apaçık uygulayacak bunu
için de tüm eylemlerini videolara çekerek sesli ve görüntülü araç kullanarak
teşhir edeceklerdir. Korkutma, sindirme araçlı propagandalarını her fırsatta
kullanacaklardır. İslam dünyasını ölümlere, karışıklıklara, yıkımlara
sürükleyeceklerdir.
Işid ’in temel aldığı bu siyasete aykırı hareket
ettiği önemli tutarsızlıkları da mevcuttur. Suriye yönetiminin başında yer alan
Esad, Şii olmasına rağmen, Esad`la anlaşmalı hareket etmesi, birlikte
Müslümanları öldürmeleri, tüm gayri müslimleri hedef tahtalarına koyduklarını
iddia eden Işidin Müslümanlara en büyük zulmü yapan Yahudilere İsrail’e karşı
hiçbir söylemde bulunmaması, eyleme girişmemesi, Işidin açıklamaları gereken
ciddi tutarsızlıklarıdır. Işidin cevap vermesi gereken en önemli sorulardan
biri de uyguladıkları o şiddet, o vahşeti, Müslüman kafası kesip teşhir
etmeleri, Müslüman kanı döküp Allah u Ekber demeleri, tarihi kültürel yapıları
bombalamaları videolara çekip, sosyal medyada paylaşmaları İslamın hangi
hükümlerine dayandırıyor çok merak ediyorum. Peygamber efendimizi takip ettiklerini
söyleyen Işid, hangi savaşta peygamberimizin böyle bir şiddet ve vahşet
uyguladığını, masum sivilleri katletmeyi emir verdiğini söylesinler
Işidin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki nasıl
kendileri Malikinin şiddet, mezhepçilik, ötekileştirici, ayırımcı politikaları
sonrası önemli bir güç haline gelmişse aynı şekilde kendilerinin yaptığı, aynı
hatalı politikaları sonlarını getirecektir. Şuanda fetret devri yaşayan Irak ve
Suriye, merkezi otoriteyi sağladığında, Amerika’nın istediği ortam oluştuğunda,
bölge devletlerin Işid için menfaatleri sona erdiğinde Işid için her şey
değişecektir; ancak bu koşullar sağlanıncaya kadar, Işidin ölümüne sebep olduğu
Müslümanların, İslam dünyasına yaptığı yıkımın vebalini asla ödeyemeyecektir.
Işid, şunu da bilmeli insanoğlu bir torna ürünü
değildir. Tarih boyunca hiçbir devlet tek bir insan tipi oluşturmayı
başaramamıştır, başarması da mümkün değildir. Farklılıklar olacak insan olmanın
gereği de budur. Kabul etseniz de etmeseniz de hiçbir devlet, hiçbir güç
insanların farklı düşünmelerine, inanmalarına engel olamaz.