• Ana Sayfa
  • »
  • ÖĞRENCİLERİ SAYMAK, SINIFTA YOKLAMA YAPMAK DEĞİLDİR

ÖĞRENCİLERİ SAYMAK, SINIFTA YOKLAMA YAPMAK DEĞİLDİR

ÖĞRENCİLER TAKDİR GÖRMEK İSTİYOR

Öğrencileri sever ama saymayız;

 

Öyle ya onlar küçük, biz ancak büyükleri sayarız.

 

Öğrencileri severiz; ama hiçbir karara dahil etmeyiz, fikrini sormayız, öğrenme gereği de duymayız.

 

Çocuktur bilmez, gençtir önemsemeyin, öğrencidir görmeyin, saymayın ve daha nice söylemi kullanırız.

 

Toplum içinde ya da dışında öğrenciler için her türlü hakareti yapmaya kendimizi yetkili sayarız.

 

Kendimizde o hakkı da görürüz; çünkü onlar hesapta değil saymayız.

 

Onlara sorumluluk da görev de vermeyiz; yapabileceklerine inanmayız

 

Çocuklara güvenip de iş yapanları şiddetle eleştirir güvendiğine bin pişman ettiririz.

 

Bu yanlış düşüncenin, inanışın; çocuklarımızı, körelttiğini kendi başına iş yapma, kendine güvenme, sorumluluk alma bilincini zayıflattığını hesaba katmayız.

 

Tersi davranış gösterme durumunda öğrencilerimizde ne değişimler olabileceğini görmek istemeyiz.

 

Yapılan araştırmalarda öğrencilerin en çok istedikleri; tanınma, kendini kabul ettirme ve takdir görme beklentileridir, bunu biliyor muyduk?

 

Öğrencilerin bu beklentileri ile anne-baba ve öğretmenlerin otoritelerini koruma düşüncesindeki inatları arasında çekişme konusu olabileceğini hiç düşündük mü?

 

Çocuklar ve gençler her fırsatta kendilerini kabul ettirme, akranları ve büyükleri arasında takdir edilmeleri gerektiğini davranışları ile ifade ediyorlar ama biz fark etmiyoruz.

 

Öğrenciler, her olumsuz davranış sergilediğinde bas bas bağırıyor; beni de insan yerine koyun, beni de sayın diyor ama duyan yok.

 

Öğrencinin her olumsuz davranış gösterdiğinde, çığlıklarla imdat çağrısı yaptığının,

Öğrencilerin duygularını açmakta büyük sıkıntılar yaşadıklarının farkında değiliz; çünkü konuşabileceği dertleşebileceği kimse yok.

 

İçine kapanık her öğrenci, biz büyüklere, çevreye karşı içten içe kin ve nefret besliyor.

 

Öğrenciler, açılmak, deşarj olmak için yanlış davranışlar sergiliyor. Her yanlış davranış sonrasında da cezalandırma yoluna gidiyoruz.

 

Öğrencileri adam yerine koyup dinlemeyi, insan yerine koymayı acaba hiç denedik mi? .

 

Bunu yaptığımızda bizden bir şeyler mi eksilecek, biz neyden çekiniyoruz? Yoksa

Biz büyüklerin otoritesi mi kaybolacak?

 

Korkmayın çocukların böyle bir derdi yok. Onlar otorite peşinde değiller, onların derdi insan yerine koyulma, takdir görme, kendilerine güvenme, sayılma derdindeler.

 

Onlar her hareketinde bunu gösteriyorlar zaten, biz hala niye anlayamıyoruz.

 

Öğrencilerin olumsuz davranışlarının arkasında, dikkat çekme, ilgi görme, ihtiyaçlarının karşılanması, birilerinin onunla ilgilenmesi beklentileri yatıyor bunu bilmiyor ya da görmezden geliyoruz.

 

Öğrenciler bizim geleceğimiz; her şeyimizi emanet edeceğimiz kişiler; onlara güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz.

 

Biz ancak şikayet ederiz biz ancak çocukları, gençleri küçültür, hakir görürüz. Şunu bilmeyiz; aslında görüşüne başvurulacak, değerlendirmesi alınacak çocuklardır, gençlerdir.

 

Onlar yalan söylemeyi, ikiyüzlülük yapmayı, menfaatçi olmayı beceremezler; ne gördülerse onu söylerler, sözü dolandırmazlar, saf ve temizdirler, kendisine verilen görev ve sorumluluğu mükemmel yapmaya, herkese kendilerini kanıtlamaya çalışırlar; takdir görmeyi her şeyden daha üstün görürler.

 

Öğrencilere değer veren, seven, sayan, insan yerine koyan öğretmenler, anne ve babalar güvenlerinde pişman olmazlar.

 

Okullardaki başarıyı yakalamanın en başta geleni; öğrencilerinin öğretmenlerini sevmesi geliyor. Öğretmenler şunu asla unutmamalıdır; öğrenci eğer öğretmeni sevmiyorsa öğretmen hangi yöntem ve tekniği izlerse izlesin başarıya ulaşamaz.

 

Çocuklara değer veren öğretmen; kendini öğrencilere sevdirecektir. İşte bu saygı-sevgi, eğitim ve öğretim ortamının ilk koşuludur. Ondan sonra başarı bekleyebiliriz.

 

Yanlışı yapıp doğruyu istiyorsak, çocuğu değil önce kendimizi masaya yatırmalıyız.

 

Bizler, çocuklara karşı nasıl davranacağımızı öğrenmeden; insanca muamele göstermeden, duygularına hitap etmeden çocuklardan şikayetçi olmaya hakkımız yok.

 

Sevgi ve saygı birlikte olduğu zaman bir anlam ifade eder

 

Bizler bu yanlış davranışı öğrenmişsek doğru olanı da öğrenebilir, uygulayabiliriz.

 

Öğretmenlerin özellikle bilmesi gerekir ki; öğrenciyi saymak, sınıfta yoklama yapmak değildir.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1332

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.