Sermayedarların, statükoyu bozmaya çalışanlara karşı medya,
asker ve yerel işbirlikçileri ile birlikte hareket ettikleri, yeni bir düzen
oluşturma adına giriştikleri oluşumun adıdır darbeler.
Ekonomik faaliyetlerin durgunlaşmaya başlamasının, sermayedarların hareket
alanlarının daralması, kazançlarının azalmasının sonucudur darbeler.
Sermayedarların, mevcut düzene karşı ortaya çıkan radikalizme eylemsel
tepkisidir darbeler.
Sermaye sahiplerinin emperyalizmi tüm ülkelere egemen kılmanın, ekonomilerini dar
boğazdan kurtarmanın, ekonomilerine yeni bir ivme kazandırmanın yoludur
darbeler.
Gelişmemiş veya gelişmekte olan devletlerde iktidarların zaman zaman sermaye
sahiplerinin politikalarına karşı uygulamalara başvurdukları dönemlerde
kapitalistlerin mevcut iktidarlara karşı ayar çekmenin, gözdağı vermenin ismidir
darbeler.
Darbeler, insanların hür iradesine, temel hak ve hürriyetlere karşı
kapitalistlerin bir başkaldırışıdır.
Kapitalistlerin, emperyalist emellerini gerçekleştirmeye çalıştıkları bir
dönemde, gelişmemiş veya gelişmekte olan devletlerde kendilerine karşı
aralıklarla muhalif politikalar ortaya çıkar, milliyetçi söylemler gelişir;
kendilerine karşı olan radikal oluşumlar doruğa çıkar.
Liberalizmin insanlığa kendi kalıpları içinde sunduğu temel haklar, özgürlükler,
eşitlik, hür düşünce gibi ilkeler kapitalistlerin dünyaya egemen olmalarını
sağlamlaştırma aracı olarak kullanırken zaman zaman önlerine bir pranga olarak
çıkabiliyor.
Topluluklar, bu sömürüye son vermek için eylemlere başlarlar. Toplumda ideolojik
anlamda bir birlik olmamasına rağmen her fraksiyon demokratik yollarla seslerini
duyurmaya çalışırlar.
Tüm grupların temel amacı vardır; sömürü
düzenine son vermek, kötü gidişe engel olmaktır.
Gelişmemiş veya gelişmekte olan devletlerde ortaya çıkan ekonomik durgunluk, gelir
gider dengesinin bozulması, milli gelirin sürekli düşmesi, zenginler ile
fakirlerin arasındaki uçurumun sürekli artması, hayat pahalılığı, halkın mevcut
yönetime karşı bir hareketliliğe yöneltmesi doğal bir sonuçtur.
Sermaye sahipleri halkın kapitalistlere karşı birlik oluşturması, kolektif bir
hedefe yönelmeleri bir kaosun işaretidir. Bunalımların yaygınlaşması
egemenliklerine zarar verebilir. Bir toplumun başarıya ulaşması demek diğer
devletlerin de aynı yola başvurmaları demektir. Halkanın genişlemesi hakimiyet
alanlarını sürekli daraltacaktır.
İktidarların kapitalistlerle açıktan işbirliği yapması, kapitalistlerin vahşi,
acımasız yöntemleri, halkları bağımsız
harekete, isyana sürüklemektedir.
İnsanların en doğal hakkı olan bu itiraza kapitalistlerin asla müsamahası olmamıştır.
Tarihin değişik zamanlarında değişik coğrafyalarda bu başkaldırıya en şiddetli
şekilde müdahale etmişlerdir ve hala müdahale etmeye de devam etmektedirler.
Bu müdahaleyi yaparken medyayı, orduları ve işbirlikçilerini kullanarak sert
bir karşılık vererek temel hak ve hürriyetleri ayakları altına almaktadırlar.
Bu noktada kendilerine sormak lazım; hani demokrasi vardı, hani insanların
temel hakları, özgürlükleri vardı.
Şu bir gerçek ki kapitalistlerin
demokrasi, haklar ve özgürlükler gibi dertleri yok, bu ilkeler onların
amaçlarına ulaşmak için kullandıkları bir araçtır. Onlar için bu ilkeler, kendi
dünya görüşleri içerisinde anlam bulan, farklı ideolojileri için
kullanılabilecek ilkeler değildir. Bu ilkeler kendilerine karşı kullanılmaya
başlandı mı asla müsaade edilemez.
Elbette insanların bu dar çerçeveyi kabul etmeleri beklenemez. Bu yüzden de
halklar itirazlarını, seslerini en gür bir şekilde duyurmaya çalışmışlardır.
Ama maalesef her defasında sert karşılıklar bulmuşlardır.
Darbelerle kendini gösteren bu müdahaleler, yüzlerce, binlerce insanın ölümüne,
binlerce insanın yaralanmasına, tüm hapishanelerin dolmasına, binlerce insanın
kaybolmasına sebep olmaktadır.
Her darbe insanların, insanca yaşamalarına vurulan bir balyozdur.
Her bir darbe gelişmemiş veya gelişmekte olan devletlerin, yıllarca geriye
gitmesine yol açmaktadır.
Her bir darbe demokrasinin, temel hak ve hürriyetlerin rafa kaldırılması
demektir.
Ve ne yazık ki her bir darbe ölüm, esaret, kan ve gözyaşı demektir.