Son günlerde Ortadoğu`da olup bitenler içimizi
parçalıyor. Keşke elimizde sihirli bir değnek olsa da bölgede terör estiren,
insanları vahşice öldüren çoluk-çocuk ihtiyar- genç ayırımı yapmadan ve
gözlerini kırpmadan öldüren o vahşileri bir kaşık suda boğabilsek ya da onları
cezalandırabilsek, adalet terazisinin kefesine koyabilseydik.
Zalimlerin bölgede istedikleri gibi cirit atmaları
bölgeyi kana bulamaları insan vicdanında kabul edilebilecek bir durum değil; ne
yazık ki bunların yaptıkları her zulüm ve haksızlık yanlarına kar olarak
kalıyor. Bu durumun ne zamana kadar devam edeceğini de kimse kestiremiyor.
İlk insanlardan Habil-Kabil`in olayından bu yana
insan kanı dökülüyor öyle görünüyor ki kıyamete kadar da devam edecek. Zulme
başkaldıran, haksızlığı kabul etmeyen, vicdan sahibi olan insanların
yapabileceği tek şey buğzetmek ve etkisini gösteremeyen birkaç cılız ses
çıkartmak; onun ötesini geçemiyor.
Elinde yetki ve güç olanların zalimlerle ittifak
yapması, işbirliğine gitmesi tepkilerin etkisini de ortadan kaldırmaya yetiyor.
Maalesef insanlarımızın tepkisi sanal alemde, sosyal paylaşım sitelerinde
sloganik sözler söylemek ve fotoğraflar yayınlamaktan öteye gitmiyor.
Aslında herkes içten olan bu duygularını bu
şekilde ortaya sererek vicdanlarını rahatlatıyor bir şeyler yaptığının
rahatlığını yaşamak istiyor. Bir yerde üzerindeki görev ve sorumluluğu
üzerinden atıyor.
Zalimler, oluşabilecek bu tepkileri zaten biliyor
ve aldırmıyor.
Güç ve yetki sahibi olanlar da basın yayın
organlarında birkaç laf ederek bu yapılan zulmün karşısında olduğunu göstermeye
çalışıyor oysa karşı tarafı yani zalimleri, katilleri, vampirleri duraklatacak
hatta cezalandırabilecek güce sahip olmalarına rağmen menfaatleri veya
korkuları buna engel oluyor;
Bazılarını da maalesef sevindiriyor; bir kısmı da
bana değmeyen yılan her tarafı kana bulasın mantığına bürünüyor.
Aslında yapılması gereken bir şey var ortak
hareket etmek Ortadoğu`da yaşayan tüm mazlumların karşı karşıya kaldığı tehlike
aynı olduğu için birlikte hareket etmek ne me lazımcı olmadan, ırk, cins,
millet, din ayrımına gitmeden ortak ses, ortak eylem, ortak hareket etmekten
geçer.
Zalimler ile işbirlikçilerinin masum
insanlarımızın ayrılıkçı tutum ve düşüncelerinden yararlanmamaları gerekir. Bu
noktada aydın insanlarımıza büyük bir görev düşüyor. Fikri zikri ne olursa
olsun zulmün olduğu yerde başkaldırmak gerektiğini insanlarımıza bağırmaları
gerekir.
Bu gibi durumlarda din, millet, ırk ayırımına
gitmeden seslerini gür bir şekilde meydanlara inerek, eylemlere girişerek, gerekirse
zulme karşı savaşarak çözebilirler.
Zalimler ile işbirliği yapanların zulümlerinin
yanlarına kar kalmayacağını artık bilmeleri gerekir. Zulme sessiz kalanların
maruz kalacağı tehlike hepimizin kapısında bekliyor.
Bugün bana yarın sana bunu hiç kimsenin unutmaması
gerekir. Yoksa duyarlı, vicdan sahibi insanlarımız kan ağlamaya devam edecek.