Emperyalist güçlere hizmet edecek, orta doğuya
yeni düzen verme amacı ile yola çıkartıldığı söylenilen Işid, beklentilerin
aksine çıkarları bozacak, planları altüst edecek bir devlete dönüşüyor.
Öyle anlaşılıyor ki Işid, herkesi şaşırtan bir
çizgiye girdiği, bölgeyi uzun süre kaosa sürükleyecek bir mecraya soktuğudur. Işid’i
destekleyen devletler bir canavar yarattıklarının farkına vardılar ki
Emperyalistler Işid’e karşı önlem almak lüzumunu hissetmeye başladılar.
Işid’in ortaya çıkarılışı amaçlarının neler olduğu
ile ilgili çeşitli teoriler olsa da orta da bir gerçek var ki Işid kontrolsüz
büyüyen ve tüm dünyayı tehdit edecek bir boyuta ulaştığıdır.
Anlaşılan söylendiği gibi bir örgüt değil, bir
devlet olmaya başladığı ve bu devletin tüm gücünü kullanmaya yöneldiği ve sınır
tanımayan bir yayılmacılık içine girdiğidir. Öyle bir genişleme politikası
izliyor ki nerede ve ne zaman duracağı da belirsizliğini koruyor. Işıdın hızlı
genişlemesi büyük bir güce ulaşmasının altında egemen olduğu bölgenin hazır
bulunuşluğu ve karşında durabilecek güçlü bir rakibe denk gelmemesidir.
Işıdın izlediği vahşet politikası hem kendi
egemenliğindeki halkı hem de hedefindekilere korku ve gözdağı yoluyla
egemenliğini sağlamlaştırma yoluna gitmeye çalıştığı görülüyor. Elde ettikleri
her başarı hem taraftarlarını çoğaltıyor hem de her geçen gün daha da tahrik
olmasına neden oluyor. Suriye ve Irak halkı baskıya şiddete, korkuya yabancı
oldukları bir durum değil; Işid’in
vahşete dayalı siyasetini de pek yadırgadığı söylenemez. Her geçen gün Işid’in
taraftarlarının artması bunu kanıtlıyor. Işid’in çığ gibi büyümesi, silah
gücünün artması, mekanize birlikler oluşturması, hızlı hareket etmesi sonrası
kolay başarılar elde etmesi, hedef alanlarını gittikçe genişletmiştir. Işid’ in
tabanı, taraftarlarının baskıları ya da
yönetimdekilerin şımarıklıkları hedeflerine ABD , İsrail’, İran’ı Lübnan ,
Ürdün ve daha çok devleti almaya başlamaları Işid’e karşı tedbir almanın
gerekliliğini zorunlu hale getirdi.
Emperyalist güçlerin sürekli kullandığı yöntem
olan “kullan ve at” siyaseti bu sefer başlarına ciddi bir sorun çıkartacağı
benziyor. Işid öyle bir noktaya geldi ki tüm dünyayı kendine düşman edecek
eylemlere ve savaşlara girmeye başladı. Işıdın bu siyaseti sonunu getireceği
ortada; zira güçlü devletlerin bölgedeki çıkarlarını ve dengeleri hesaba
katmadan giriştiği bu yol sonlarını hazırlayacaktır.
Işid, bölgenin büyük devletler için olan önemini
ya hiç hesaba katmamış ya da bu nu bilerek yapıyor. Emperyalist devletler
menfaatlerine hizmet etmek üzere oluşturduğu Işid’i nasıl ortaya çıkartmışsa o
şekilde de ortadan kaldırabilirler. Işid’in varlığının güçlü devletlerin
menfaatlerinin devamına bağlı olduğunu bilmelidir. Işid bu siyasetine devam
ederse ki devam ediyor kısa sürede tüm devletleri karşısına alacaktır. Olan
yine her zaman olduğu gibi binlerce insanın ölümüne yol açacaktır.
Işid’in
yaptığı en büyük hatalardan biri tüm Kürtleri kendisine düşman edecek bir yola
girmesidir. Işid in bilmeden, hesaplamadan Kürtlerle savaşa girmesi kendisine
büyük zarar verecektir. Işid in Kürtlerin yaşadığı topraklara egemen olmayı
kesinlikle başaramayacağı gibi tüm Kürtleri birleştirmeye, müşterek hareket
etmesine yol açacaktır.
Tarih boyunca Kürtleri hiçbir devlet yerinden
edememiş olduğunu Işid galiba bilmiyor; bunu bilmediği gibi bu yanlışlarının
kendi sonlarına da sebep olabileceğinin hesabını yapmadığı da anlaşılıyor.
Kürtlerin bölgelerine olan hâkimiyetleri, bölgeyi iyi tanımaları, Işid’in Kürt
bölgelerine girmesini imkânsız hale getirecektir. Bunu yanı sıra büyük bir
darbe alacak ve geri çekilmek zorunda kalacaktır. Bu geri dönüş kendi inisiyatifleri
ile mi olacak; geri dönerken zayiatları ne düzeyde olacak bunu kimse bilemez.
Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki Işid`in
Kürtlerle mücadeleye devam etmesi sonlarını hazırlayacaktır.
Işid, bir başka hatasını İslam dinine yaklaşım
tarzında yapıyor. Selefi, harici inancını yeniden yorumlayarak kendi
inançlarına ters düşen bütün Müslümanları mürtetlikle, kâfirlikle itham ediyor.
Irak ve Suriye halkı Işid’in izlediği şiddet, vahşet dolu savaş yöntemine ses
çıkarmayabilir; çünkü onlar da bu yönteme maruz kaldılar; ama dinlerine,
inançlarına getirilen yeni bakış açısına kabul demezler. Mürtetliği, kâfirliği
asla kabul etmezler. Çevredeki Müslümanlar da bu anlayışa karşı dururlar. Işid
ne yaparsa yapsın tek tip insan tipini oluşturamaz. Işid’in bu inançta ısrar
etmesi, din üzerinden sürdürdüğü baskı, şiddet ve vahşet kendisi için mezar
olacaktır.
Işid’in kendisine biçilen rol ne zaman kadar sürer
derseniz; kanaatime göre İsrail, şimdi ki Gazze problemini giderir gidermez bu
konu öne alınacak ve kısa sürede emperyalist devletler ve işbirlikçileri
birlikte hareket edecektir.
Saman alevi gibi hızla büyüyen bu ateşin uzun
ömürlü olmayacağı samanın ateşinden bellidir.
Bölge için yeni artist kim olur onu bilemeyiz; bunu
zaman gösterecektir.