OKUL İDARECİLERİ

EĞİTİMDE BAŞARIYA KET VURAN İDARECİ TİPİ

 

İdarecilerin bir kısmının kendilerini öğretmenlerden farklı görmeleri, öğretmenlere tepeden bakışları, menfaat duyguları ile hareket etmeleri, öğretmenler arasında ayırım yapmaları beni çok rahatsız ediyor.

 

İdarecilerde, yıllarca köle olarak yaşayan insanların hürriyetlerine kavuşmalarından sonra; kölelik döneminde yaşadıkları zorlukların intikamını almak için efendi olmaya, emirleri altındaki çalışanlardan öç almaya çalışıyor havasıyla hareket etmeleri beni çıldırtıyor. İdareciliği köle-efendi ilişkisine çeviren, aşağılık komplekslerini gidermek, egolarını tatmin etmek için kullanan bu sözde öğretmenler eğitim camiamız için yüz karalarıdır.

 

Mesleğine ihanet eden, basit ve ucuz duygular peşinde koşan, mesleğinin başlangıcında idealist, sonra da eğitim-öğretim alanında hiçbir amaç ve hedefi olmayan, kendi meslektaşlarına haksızlık yapan başka bir meslek grubu var mı diye sorsalar hiç düşünmeden idareci olan bu öğretmen grubudur diyebilirim.

 

Aynı tornadan geçmiş, ayküleri birbiriyle aynı; huyları, karakterleri bir, insan kılıklı menfaatperest, makamlarını korumak için kılıktan kılığa giren bu tür idarecilerle aynı mesleği yapmaktan utanç duyuyorum. Eğitim-öğretim faaliyetlerini ikinci plana atan önceliği makamı korumanın dışında hiçbir amacı olmayan bu şahsiyetler sırtlarındaki ağır sorumluluğun bilincini hesaba katmadan görevlerini yapmaya devam ederler.

 

Anlattığımız bu idareci profiline sahip olanların çoğu idareciliği rahatlama yeri ya da ikinci bir iş yapmanın bir yolu olarak ta görmektedirler. Kendilerine emanet edilen öğrencilerin, emirleri altında görev yapan öğretmenlerin beddualarıyla, öz eleştiri yapmadan görevlerine devam ederler-Her yerleşim yerinde görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışanları tenzih ediyorum-.Başarı adına değil de üstlerin memnuniyeti adına hareket eden bu şekilde makamını her şeyin üstünde gören bir anlayışla faaliyet gösteren sözde idarecilerle eğitimde başarıyı yakalamak mümkün değildir.

 

Okula bilgisayar sınıfı oluşturulur bilgisayarlar bozulur diye sınıfa kilit vurulur, okulda fotokopi cihazı olur, cihaza zarar gelir öğretmenlere kapanır; projeksiyon cihazı gelir, lambası çabuk söner diye depoya atılır; okula laptop gelir kimseye kullandırılmaz, okulda temizlik malzemeleri olur, üstler geldiğinde kullandırılır, öğretmenlere evrak konusunda çok sıkı bir denetim getirilir aman evrak eksik olmasın puanı düşer, öğretmenlere efendileri gibi muamele eder, personel ve öğrenciler bir dönemde birkaç defa dışında o da zorunluluktan odasına uğrar, gidenlerde gittiğine bin pişman olur; boyunları bükük dönerler. Personel arasında idarenin bu olumsuz tavırları öğretmenleri öğrencileri, velileri huzursuz eder. Okulda soğuk bir hava oluşur. Çalışanların ve hizmet alanların çalışma ortamında günlerini geçirme dışında derdi olmaz. Bu tip idarecilerin olumsuz tavırlarını saymakla bitiremeyiz.

 

İdareciler eğitim camiasının anne ve babalarıdır. İdareciler, annelerin şefkat ve samimiyetine babaların da sorumluluk ve ciddiyetine sahip olmalıdır. Her şeyden önce hizmet alanları insan yerine koyup herkesi kucaklayan, ailedeki en haşarı üyelerine bile dışlayıcı değil çözüm üretici bir tavırla yaklaşacak idareci profiline, makam yükseldikçe görev ve sorumluluğu artan daha fazla çalışması gerektiğine inanan, çalışanların ve hizmet alanların sorunlarını kendi sorunları gibi gören, çözüm için elinden geleni yapan ve en önemlisi kendisinin de bir zamanlar öğrenci ve öğretmen olduğunu unutmayan bir idareciye ihtiyacımız var. İnsana yaraşır bir davranış sergilemek, insanları sevmek dertleriyle dertlenmek, sevinçlerine ortak olmak idareciye yakışan özellikler olmalıdır. Eğitim ve öğretimdeki başarı ve başarısızlığın baş sebebinin kendisi olduğuna inanan, buna göre çalışan bir idareciye ihtiyacımız var. Unutmamalıyız ki idarecilerin asli görevi eğitim ve öğretimde başarılı olmaktır. İdareci; başarı için, insanların memnuniyeti için elinden geleni yapan kişidir.

 

Öğretmenlik hayatımda kafamda çizdiğim, olmasını istediğim yönetici profili budur.

 

Okul yöneticilerinin olması gerektiği gibi olmamaları, görev ve sorumluluklarını yerine getirmemelerinin önüne geçmek için idarecilerin denetlenme şeklinin mutlaka değiştirilmesi gerekir. Yılda bir defa denetmenlerin okula gelip okulun temizliğine evrakların tam olup olmadığına bakarak gitmeleri ile teftiş olmaz olamaz. Okulda öğrencilerin velilerin ve öğretmenlerin memnuniyeti dikkate alınarak; evrak üzerinden değil başarı üzerinden yöneticilerin denetlenmeleri gerektiğine inanıyorum. Öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerin idarecileri değerlendirmeleri, öğrencilerin sosyal faaliyetlerdeki, sınavlardaki başarıları ve daha farklı objektif kriterler belirlenerek idarecilerin gerçek işlerine önem vermeleri, olumsuz davranışlarının önüne geçecek tedbirlere başvurulmalıdır. Yoksa sittin sene de geçse bu idareci tipleri ile eğitimde bir arpa yol alamayız.

 

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1655

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.