Ülkemiz için, “Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun” Ne
kadar da sıradan bir cümle...
Her 24 Kasım günü tepeden başlamak üzere; yetkili
–yetkisiz, avam -havas önüne gelen herkesin kullandığı klasik bir cümle haline
gelmiş. Herkesin “Biz öğretmenlere kıymet veriyoruz” Havası vermek için
kullandığı, ülkemizde hiçbir kıymetinin kalmadığı; sadece laf olsun, torba
dolsun amacıyla dile getirilen bir cümle.
Kutsal bir meslek olarak dile getirilen ama her
fırsatta ilk eleştirilen, haksız ithamlar konusunda hiçbir mesleğin önüne
geçmediği bir meslek. İnsanların sözüm ona vefa borcu olarak düşünüp yılda bir
defa gününüz kutlu olsun diyerek gönül rahatlığı, minnet borcu ödeme günü
olarak ifade edilen kupkuru bir ifade.
Düşünüldüğünde boş, içi doldurulamayan, anlamsız
hale gelen bu sözün biz öğretmenler için taşıdığı mana maalesef bir çekirdek
kabuğunu dolduracak durumda değil. Bir yandan her fırsatta hakarete uğrayan,
küçümsenen, itibarsızlaştıran, saygınlığı kalmamış bir mesleğe
dönüştüreceksiniz; bir yandan da 24 Kasım geldiğinde “Gününüz Kutlu Olsun” diyeceksiniz:
Küfretme derecesine getirilmiş bir günün bizce hiçbir anlamı yok.
Bu günün niye öğretmenler günü olduğunu da daha
anlayabilmiş değilim. Öğretmenlere yılın sadece bir gününde gününüz kutlu olsun
deniyorsa biz-öğretmenler olarak- o günü istemiyoruz. Sözde, öğretmenlerin
kıymetini ifade eden bir gün ise biz o sözde kıymeti ve günü istemiyoruz.
Biz öğretmenler yılın sadece bir gününde, o da
kupkuru, “Gününüz Kutlu Olsun” sözü ile bizi tatmin edeceklerine inanıyorlarsa
aldanıyorlar. Biz maalesef aldanmıyoruz. Kim ne derse desin biz öğretmenler
olarak ne dereceye düşürüldüğümüzü çok iyi biliyoruz. Bir günde, sözde
hatırlanmayla kanmadığımız gibi başımız göklere de erişmiyor. Birileri bunu
düşünüyorsa yanlış bakıyor, yanlış değerlendiriyor
Tüm meslekler toplumda hak ettiği değeri
buluyorken öğretmenlere her türlü aşağılanmanın reva görülmesi kabul
edilebileceğimiz bir durum değil, bunun herkes tarafından bilinmesini
istiyoruz.
Günümüzde her şeyin maddiyata bağlandığı, “Herkes
parası kadar konuşsun.”, “Herkes parası kadar değerlidir. “ mantığı ile hareket
eden anlayış bizi derinden yaralıyor. İtibarın parayla ölçülmesi kadar kötü bir
şey var mı? Hele hele öğretmenlik mesleğinin para ile eşdeğer tutulması kadar
üzüntü verici bir durum olabilir mi?
Hakarete varacak bir boyutta küçümsenmenin
sıkıntısını bizler yaşıyoruz. Öğretmenlik mesleğinin değersizleştirilmesi
karşısında kaybedenin kim olduğu ortada. Toplumun temel dinamiği, toplumu
ayakta tutan ve tepeden en alt kademelere kadar herkesin yetişmesinde en büyük
rolü olan öğretmenlerin itibarsızlaştırılması olabilecek en büyük
vefasızlıktır. İnsanların kendilerini yetiştiren topluma faydalı bir birey
olmasını sağlayan bir mesleğe bu yaklaşımı göstermesi ne kadar da üzücü,
anlatılamaz.
Baş üstünde tutulacak bir kutsal mesleğin içine
düştüğü durum içimizi parçalıyor.
Bir aile sadece bir iki çocuğu ile ilgilenemiyor;
öğretmenler ise yüzlerce öğrenci ile ilgilenmek zorunda kalıyor. Herkes takdir
etmeli ki mesleklerini ne güç şartlar altında yaptığını bilmelidir.
Hiçbir meslek grubu öğretmenler gibi yirmi dört
saatini işine harcamıyor. Öğretmenler için mesai kavramı yok; gün içinde okulda
akşamları da resmi işler dışında ders planı yapma, derse hazırlanma, sınav, proje
vb. bir dizi işle uğraşmaktadır. Bu kadar işi bir arada yapan başka bir meslek
biliyor musunuz?
Bunun yanı sıra tüm toplumun sorumluğu üzerinde
olarak çalışmalarına devam ediyor. Bu kadar ağır sorumluluğa sahip başka bir
meslek var mı? Tüm bu ağır sorumluğa rağmen herkesin gözü kapalı saldırdığı
meslek de öğretmenlik oluyor. Öğretmenler artık rahat rahat işini yapamaz
duruma gelmiş, en ufak bir hatasında hücuma uğramakta; saldırı yapanın da
yanına kar kalmaktadır. Bir yandan veliler bir yandan gençler bir yandan basın
bir yandan tv kanalları vb. her önüne gelen içindeki kini nefreti öğretmen
camiasına dökmektedir. Ve en savunmasız meslek olarak öğretmenler, herkesin
öğretmenlere yaptığı saldırı karşısında da sessiz kalmaktadırlar.
Öğretmenler artık ne yapacaklarını bilemez
durumda. Öğrenci saygısızlık yapar aman ha kötü söz yok, veli gelir fırçasını
atar aman ha saygısızlık yok, haksızlıklara sesini çıkartmaya çalışır aman ha
yasak basına demeç vermek yasak yasak yasak.
Öğretmenler meydanlara çıkar sesini duyurmaya
çalışır, bir günlük greve gider basın ve yayın organlarında tek kelime edilmez
aman ha kamuoyu oluşmasın. Öğrenciye dayak atamazsın, hakaret edemezsin, küçük
düşüremezsin denir ama öğretmene dayak atılır hakaret edilir.
Bu nasıl bir mantıktır anlayamadım, öğretmenler bu
kadar mı küçük bu kadar mı aşağı?
Bu kadar aşağılayıcı hor görücü bir bakış
anlayışı,değersizleştirici bir tavırdan sonra “Öğretmenim gününüz kutlu olsun!”
bu küfür etmek değil de nedir.Ben böyle bir gün istemiyorum.
Herkesin şunu çok iyi anlaması gerekiyor ki
toplumu kalkındıracak yegane meslek öğretmenliktir.Şunun çok iyi bilinmesi
gerekir ki toplum öğretmenlere hak ettiği değeri vermezse toplumun istediği
yere ulaşması mümkün olmayacaktır. Bizim kalkınma seviyemiz öğretmenlere
verdiğimiz kıymet kadar olacaktır ,bunun herkes tarafından bilinmesi
gerekir.Bir toplum öğretmenlerini
filmlerde, dizilerde alay konusu yapacak işe yaramaz kişiler olarak
gösterdiği müddetçe,gazete ve dergilerde saldırıya uğrayan öğretmenler oldukça,
zengin çocukların ve velilerin paran kadar konuş dediği,öğrencilerin tüm
başarısızlıklarının öğretmene yüklendiği,öğretmenleri sıradan da kötü bir
vaziyete koyduğumuz sürece bizim kalkınmamız beklenmemelidir. Unutulmamalıdır
ki toplumların gelişme seviyesi öğretmenlere verilen değerle doğru orantılıdır.
Bir toplum öğretmenlerden gerçek anlamda bir
kalite, verim, nitelik bekliyorsa öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir.
Öğretmenler ekonomik sorunlarla boğuşuyorsa, prestij ve saygınlığı yoksa her
fırsatta saldırıya uğruyorsa, görevini yapacak rahat bir ortamı yoksa verim
beklemek mümkün değildir.
Ey büyükler ey basın yayın organları ve veliler;
öğretmelere bakışınız ile öğrencilerin bakışının eş değerde olduğunu
unutmayın.Sizlerin vereceği değer, öğrencilerin öğretmenlere vereceği değerler
birbirlerine paraleldir. Sizler öğretmenlere saygınlık, itibar kazandırırsanız
öğrenciler de saygı gösterir bunu unutmayın. Öğrencilere karşı yararlı verimli
olabilmemiz sizlerin bakış açısı ile doğru orantılıdır. Sizler saygı gösterin
ki öğrencilerimiz de kadir kıymet bilsin.Sizler öğretmenleri destekleyin ki
bizler de verimli olalım hep beraber bu toplumu kalkındıralım.
Öğretmenlere gün ayırma yerine öğretmenlerin hak
ettiği yere gelmesi için çabalayın. Öğretmenlerin ekonomik sıkıntıları ve yapay
başka sorunları yerine tek bir derdi olsun: O da yetiştirdiği
öğrenciler olsun.