Eğitim ve öğretimin en önemli ayaklarından biri de
velilerdir. Gençlerimizin, çocuklarımızın eğitime bakışının değişmeye
başladığı, gençlerin çocukların okuldan, derslerden uzaklaştığı, öğrencilerde
olumsuz davranışların, kötü alışkanlıkların yaygınlaştığı bir dönemde velilere
ihtiyacımız var. Eğitimde başarıyı yakalama, kötüye dur deme konusunda veliye gereksinimimiz var.
Eğitim ve öğretimin en önemli ayağı sayılan veli,
eğitim camiasının yükünü, sorunlarını paylaşması, güçlükleri sırtlaması
gerekirken ne yazık ki hep desteksiz ve ayaksız bırakmaktadır. Eğitim de başarının
yükselmesinde en büyük katkıyı sağlayacak veli, eğitim ve öğretime duyarsız
kalınca; idareciler ve öğretmenler olarak elimiz ayağımız birbirine dolanıyor.
Oysa eğitimcilerin velilerden beklentileri çok
fazla!..
Yaptığımız tüm çalışmalarda projelerde veliyi hep
hesaba katar ama hiçbir zaman da umduğumuzu bulamayız.
Eğitim-öğretim gündeme geldiğinde, veliye ihtiyaç
duyulduğunda velinin her zaman bir işi vardır, en önemsiz işlerine de zaman
ayırabilen veliler, eğitim söz konusu olduğunda ayıracak zamanı hiç olmaz.
Yıllarca veliler okula çağrıldığında idare, öğretmenler
yine okula para isteyecek, veli nazarında okula davet eşittir para olarak
değerlendirilir; çağrıyı bir tarafa atar ve çok önemli işi çıkar.
Velilerin bir başka anlayışı da okula
çağrıldığında; öğrencisi mutlaka bir suça karışmıştır. İdare ve öğretmen hesap
sorma ya da şikayet etmeye çağırıyor algısı hakim olur bu yüzden de çok daha
önemli işi olur; okula yine gelmez.
Okula gelen veliler de okuldan bir an önce kaçmak
için; kestirmeden öğretmene; “hocam
çocuğumun eti sizin kemiği benim” anlayışı ile hareket edip okuldan
kurtulmaya çalışır.
En iyi veli dediğimiz de öğrencilerin notlarını
sorar; bilgiyi alır, gider.
Veli toplantıları olur çoğu katılmaz; katılanlar
da idarecileri, öğretmenleri dinler ve çekip gider. Veli çocuğuna karşı çok
önemli bir görevi ifa etmiş gibi gönlü huzur dolar.
Veli dinlenildiğinde her zaman çocuğu için her
şeyi yapmaya hazır; gerekirse de tüm mal varlığını çocuğuna harcayacak bir fedakârlığa
girebileceğini ifade etmekten hiç kaçınmaz varsa yoksa tek servetinin çocuğu
olduğunu söylemekten imtina etmez.
Veliye öğrenciye karşı görev ve sorumluluğunuzu
yerine getirmiyorsunuz denildiğinde daha ne yapayım diye hayıflanır neymiş
çocuğuna ne istiyorsa alıyormuş harçlığını veriyormuş ayrıca çocuğunun eğitimi
için ne gerekiyorsa yapmaya da hazırmış.
Eğitime duyarlı olduğunu göstermeye çalışan bir
kısım veliler de öğretmenlere, ya da idareye uğrar der ki telefonum şu, en ufak
bir sorun da bile arayabilirsiniz. Bir problem çıkar okula davet edilir çok
işim var telefonda söylerseniz sevinirim ya da şu anda işim var mutlakla
uğrayacağını söyler ama yine uğramaz; öğretmenin başına yine kaynar sular
dökülür.
Bazı okullar, velileri eğitim ve öğretime dâhil
etmek için velilerin evlerine gitmektedirler ama bu da kâfi gelmez çünkü aile
reisini bulmak yine de mümkün olmaz;
çünkü çoğu yine işinde, yine çok önemli işi olur. Okulların bir kısmı da
telefonla veliye mesaj gönderme yoluna gider. İki –üç cümleyi geçmeyen bir
bilgilendirme bu mesajlara da veli ne kadar ilgi duyuyor bu da ayrı bir konu.
Devlet, velinin duyarsızlığını, ilgisizliğini,
okula kadar gitmeyeceğini bilerek öğrencilere internet üzerinden e-okul veli
bilgilendirme sistemi oluşturmuş; neymiş öğrenci notlarını ve öğrenci
devamsızlığı hakkında veli bilgilendiriliyor. Notlarını ve devamsızlığını gören
kaç veli okula uğruyor çok merak ediyorum; bugüne kadar hiçbir veliye
rastlamadım.
Veliler, okul idaresinden çok şey bekliyor
öğrencilerin tüm başarısı ve başarısızlığı öğretmenlere bağlanıyor. Veliler bu
noktada haksızlık ta yapıyor başarı kendisinin başarısızlık ta öğretmenlerindir.
Bu kadar tutarsızlığın olduğu başka bir camia bulamayız.
Velinin bugünkü profili, gelenekselleşmiş bir
profil. Her yerde aynı veli tipi ile karşılaşıyoruz; belki de bu veli
profilinin yaratılmasın da devletin, idarecilerin ve öğretmenlerin de rolü
vardır. Devlet özellikle ilköğretimlere bütçe ayırsaydı, velilerin cebine mahkûm
ettirmeseydi; idareciler ve öğretmenler sadece çocuk suç işlediğinde, şikâyet
olduğunda okula çağırmasaydı, velilerde bu yanlış algı da oluşmazdı. Velilerin
bu yanlış tutumları, yanlış algıları nasıl ortadan kaldırılacak, bu durumun
nasıl düzeleceği de bilinmiyor. Biz bu
yanlış algıyı yıllarca ortadan kaldıramayız. Veliler ile okul arasındaki
ilişkileri düzeltmek, veliyi eğitim- öğretim işlerine dahil etmek için çok
fazla emek harcamamız gerekiyor.
Veliler,
görev ve sorumluluklarını öğrenmeden ve yerine getirmeden eğitim ve
öğretimde gelişme kat etmemiz beklenmemelidir.
Veli, okula periyodik aralıklarla kimse çağırmadan
gitmelidir. Veli, okula kendi çocuğu için gidiyor bunu göz ardı etmemesi gerekir.
Veli, mademki tüm çabasını, çalışmasını, hayatını çocuğa bağlıyorsa, öğrencisi
için her şeyi yapmaya hazırsa ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyorsa bunu severek
yapmalıdır.
Veli okula gittiğinde sadece öğrencinin notunu ve
devamsızlığını sormamalıdır. Veli, notların ve devamsızlığın bir sürecin sonucu
olduğunu bilmeli, çocuğun kötü notları ve devamsızlığının sebepleri üzerine
gitmelidir. Öğrencinin okuldaki arkadaş çevresi ve arkadaşları ile olan ilişkileri,
okuldaki davranışları, boş zamanlarında neler yaptığı, ilgi alanlarını,
yeteneklerini, öğretmenlere karşı duruşu, psikolojik durumunu kısaca öğrencinin
kişiliği ile ilgili her şeyi öğrenmeye çalışmalıdır. Veli, öğrencisi hakkında
bu detaylı bilgiyi alması öğrencinin sorunlarının çözümünde, başarısının
arttırılmasında çok önemli bir katkısı olacaktır. Kendisi ile bu kadar
ilgilenen veliyi gördükten sonra öğrencinin kendine çeki düzen vermemesi
beklenemez.
Veli, başarının da başarısızlığın da ortağı
olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Veli, okul sorunlarının çözümünün kendi
çocuklarının sorunlarının çözümü olarak algılaması ona göre de davranması,
duyarlı olması gerekir. Veli, okulun sorunlarını kendi sorunu olarak
görmedikçe, okul idaresine ve öğretmenlere destek çıkmadıkça, görev ve
sorumluluğunun farkına varmadıkça, eğitimin üçüncü ayağını tamamlamadıkça
eğitim ve öğretimde istediğimiz noktaya ulaşmamızı hiçbir veli beklemesin.
Veliler, görevini yapmazsa deliler her geçen gün
aramızda çoğalacaktır; bunun bilinmesini istiyorum.