• Ana Sayfa
  • »
  • VELİNİN EĞİTİM VE ÖĞRETİME YAKLAŞIM TARZI

VELİNİN EĞİTİM VE ÖĞRETİME YAKLAŞIM TARZI

EĞİTİM SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA VELİNİN HER ZAMAN BİR İŞİ VARDIR

 

Eğitim ve öğretimin en önemli ayaklarından biri de velilerdir. Gençlerimizin, çocuklarımızın eğitime bakışının değişmeye başladığı, gençlerin çocukların okuldan, derslerden uzaklaştığı, öğrencilerde olumsuz davranışların, kötü alışkanlıkların yaygınlaştığı bir dönemde velilere ihtiyacımız var. Eğitimde başarıyı yakalama, kötüye dur deme konusunda veliye gereksinimimiz var.

 

Eğitim ve öğretimin en önemli ayağı sayılan veli, eğitim camiasının yükünü, sorunlarını paylaşması, güçlükleri sırtlaması gerekirken ne yazık ki hep desteksiz ve ayaksız bırakmaktadır. Eğitim de başarının yükselmesinde en büyük katkıyı sağlayacak veli, eğitim ve öğretime duyarsız kalınca; idareciler ve öğretmenler olarak elimiz ayağımız birbirine dolanıyor.

 

Oysa eğitimcilerin velilerden beklentileri çok fazla!..

 

Yaptığımız tüm çalışmalarda projelerde veliyi hep hesaba katar ama hiçbir zaman da umduğumuzu bulamayız.

 

Eğitim-öğretim gündeme geldiğinde, veliye ihtiyaç duyulduğunda velinin her zaman bir işi vardır, en önemsiz işlerine de zaman ayırabilen veliler, eğitim söz konusu olduğunda ayıracak zamanı hiç olmaz.

 

Yıllarca veliler okula çağrıldığında idare, öğretmenler yine okula para isteyecek, veli nazarında okula davet eşittir para olarak değerlendirilir; çağrıyı bir tarafa atar ve çok önemli işi çıkar.

 

Velilerin bir başka anlayışı da okula çağrıldığında; öğrencisi mutlaka bir suça karışmıştır. İdare ve öğretmen hesap sorma ya da şikayet etmeye çağırıyor algısı hakim olur bu yüzden de çok daha önemli işi olur; okula yine gelmez.

 

Okula gelen veliler de okuldan bir an önce kaçmak için; kestirmeden öğretmene; “hocam çocuğumun eti sizin kemiği benim” anlayışı ile hareket edip okuldan kurtulmaya çalışır.

 

En iyi veli dediğimiz de öğrencilerin notlarını sorar; bilgiyi alır, gider.

 

Veli toplantıları olur çoğu katılmaz; katılanlar da idarecileri, öğretmenleri dinler ve çekip gider. Veli çocuğuna karşı çok önemli bir görevi ifa etmiş gibi gönlü huzur dolar.

 

Veli dinlenildiğinde her zaman çocuğu için her şeyi yapmaya hazır; gerekirse de tüm mal varlığını çocuğuna harcayacak bir fedakârlığa girebileceğini ifade etmekten hiç kaçınmaz varsa yoksa tek servetinin çocuğu olduğunu söylemekten imtina etmez.

 

Veliye öğrenciye karşı görev ve sorumluluğunuzu yerine getirmiyorsunuz denildiğinde daha ne yapayım diye hayıflanır neymiş çocuğuna ne istiyorsa alıyormuş harçlığını veriyormuş ayrıca çocuğunun eğitimi için ne gerekiyorsa yapmaya da hazırmış.

 

Eğitime duyarlı olduğunu göstermeye çalışan bir kısım veliler de öğretmenlere, ya da idareye uğrar der ki telefonum şu, en ufak bir sorun da bile arayabilirsiniz. Bir problem çıkar okula davet edilir çok işim var telefonda söylerseniz sevinirim ya da şu anda işim var mutlakla uğrayacağını söyler ama yine uğramaz; öğretmenin başına yine kaynar sular dökülür.

 

Bazı okullar, velileri eğitim ve öğretime dâhil etmek için velilerin evlerine gitmektedirler ama bu da kâfi gelmez çünkü aile reisini bulmak yine de mümkün olmaz;  çünkü çoğu yine işinde, yine çok önemli işi olur. Okulların bir kısmı da telefonla veliye mesaj gönderme yoluna gider. İki –üç cümleyi geçmeyen bir bilgilendirme bu mesajlara da veli ne kadar ilgi duyuyor bu da ayrı bir konu.

 

Devlet, velinin duyarsızlığını, ilgisizliğini, okula kadar gitmeyeceğini bilerek öğrencilere internet üzerinden e-okul veli bilgilendirme sistemi oluşturmuş; neymiş öğrenci notlarını ve öğrenci devamsızlığı hakkında veli bilgilendiriliyor. Notlarını ve devamsızlığını gören kaç veli okula uğruyor çok merak ediyorum; bugüne kadar hiçbir veliye rastlamadım.

 

Veliler, okul idaresinden çok şey bekliyor öğrencilerin tüm başarısı ve başarısızlığı öğretmenlere bağlanıyor. Veliler bu noktada haksızlık ta yapıyor başarı kendisinin başarısızlık ta öğretmenlerindir. Bu kadar tutarsızlığın olduğu başka bir camia bulamayız.

 

Velinin bugünkü profili, gelenekselleşmiş bir profil. Her yerde aynı veli tipi ile karşılaşıyoruz; belki de bu veli profilinin yaratılmasın da devletin, idarecilerin ve öğretmenlerin de rolü vardır. Devlet özellikle ilköğretimlere bütçe ayırsaydı, velilerin cebine mahkûm ettirmeseydi; idareciler ve öğretmenler sadece çocuk suç işlediğinde, şikâyet olduğunda okula çağırmasaydı, velilerde bu yanlış algı da oluşmazdı. Velilerin bu yanlış tutumları, yanlış algıları nasıl ortadan kaldırılacak, bu durumun nasıl düzeleceği de bilinmiyor.  Biz bu yanlış algıyı yıllarca ortadan kaldıramayız. Veliler ile okul arasındaki ilişkileri düzeltmek, veliyi eğitim- öğretim işlerine dahil etmek için çok fazla emek harcamamız gerekiyor.

 

Veliler,  görev ve sorumluluklarını öğrenmeden ve yerine getirmeden eğitim ve öğretimde gelişme kat etmemiz beklenmemelidir.

 

Veli, okula periyodik aralıklarla kimse çağırmadan gitmelidir. Veli, okula kendi çocuğu için gidiyor bunu göz ardı etmemesi gerekir. Veli, mademki tüm çabasını, çalışmasını, hayatını çocuğa bağlıyorsa, öğrencisi için her şeyi yapmaya hazırsa ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyorsa bunu severek yapmalıdır.

 

Veli okula gittiğinde sadece öğrencinin notunu ve devamsızlığını sormamalıdır. Veli, notların ve devamsızlığın bir sürecin sonucu olduğunu bilmeli, çocuğun kötü notları ve devamsızlığının sebepleri üzerine gitmelidir. Öğrencinin okuldaki arkadaş çevresi ve arkadaşları ile olan ilişkileri, okuldaki davranışları, boş zamanlarında neler yaptığı, ilgi alanlarını, yeteneklerini, öğretmenlere karşı duruşu, psikolojik durumunu kısaca öğrencinin kişiliği ile ilgili her şeyi öğrenmeye çalışmalıdır. Veli, öğrencisi hakkında bu detaylı bilgiyi alması öğrencinin sorunlarının çözümünde, başarısının arttırılmasında çok önemli bir katkısı olacaktır. Kendisi ile bu kadar ilgilenen veliyi gördükten sonra öğrencinin kendine çeki düzen vermemesi beklenemez.

 

Veli, başarının da başarısızlığın da ortağı olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Veli, okul sorunlarının çözümünün kendi çocuklarının sorunlarının çözümü olarak algılaması ona göre de davranması, duyarlı olması gerekir. Veli, okulun sorunlarını kendi sorunu olarak görmedikçe, okul idaresine ve öğretmenlere destek çıkmadıkça, görev ve sorumluluğunun farkına varmadıkça, eğitimin üçüncü ayağını tamamlamadıkça eğitim ve öğretimde istediğimiz noktaya ulaşmamızı hiçbir veli beklemesin. 

 

Veliler, görevini yapmazsa deliler her geçen gün aramızda çoğalacaktır; bunun bilinmesini istiyorum.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 2193

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.