Televizyonda zaping yapmayı çok severim. Sürekli
kanal değiştirir, haber, tartışma, sohbet, belgesel programlar arar, dikkatimi
çekeni izlerim.
Yazarların, siyasetçilerin, uzman kişilerin
katıldığı programlarda rastladığım ve beni çok rahatsız eden, masaya yatırılan
konularda amiyane bir tabirle ifade edeyim: Tüm katılımcıların aynı telden
çalmalarıdır.
Bu durumdan çok rahatsız oluyorum, kanal değiştiriyorum;
başka kanala bakıyorum aynı terane devam ediyor, bir konuşmacı görüş belirtiyor
diğeri söylediklerine imza atıyor; öbürü konuşuyor, onu tasdik ediyor; yani
“tilkinin şahidi kuyruğu “misali karşılıklı paslaşmalar dışında bir söyleme
rastlayamıyorum.
Söylemlerde dikkatimi çeken çoğunlukla demokrasi,
insan hakları, farklıklar, eşitlik, çoğunluk, çoğulculuk, ifade hürriyeti ve
farklı farklı özgürlüklerden bahsediliyor. Katılımcıları dinlediğimizde tümünün
ortak özelliği demokrasiden sıkça söz etmeleri, hatta demokrasi havarileri gibi
heyecanlı, hararetli konuşmalarıdır. Program moderatörlerinin de onlardan eksik
kalır yanları yok.
Demokrat olduklarını her fırsat ve şartlarda
söyleyen ve demokrasinin savunucuları olduğunu ifade eden bu program yapımcılarına
sorum şu: Demokrasi nedir? Sizin demokrasiden anladığınız nedir? Bu soruların cevabını alamıyorum; çünkü
programcılara soru sorma imkânımız yok. Migrafon onlarda. İstedikleri gibi
konuşuyor ve her konuşanın sözü bitiminde tasdik, onay; sonrası aynı söylemlere
devam ediliyor.
Orada dur kardeşim bu ne iştir; siz ne yapmaya
çalışıyorsunuz? Demokrasiden bahsediyorsunuz.
Hiç mi farklı görüş olmaz ya da niye farklı düşünceye sahip olan
siyasetçi, yazar, çizer programda yer almaz; “bu ne perhiz, bu ne lahana
turşusu”.
Aynı tornadan geçmiş, aynı fikirleri paylaşan
kişileri niye bir araya getirip program yapıyorsunuz? Demokrasi konusu
tartışılan programlarda bile farklı fikirlere rastlayamayacak mıyız? Bu ne
çelişki, bu ne tutarsızlık?
O zaman demokrasi kişiden kişiye televizyondan
televizyona değişiyor mu? Demokrasinin temel ilkelerinden eşitlik, çoğulculuk,
farklılıklara saygı, ifade, düşünce inanç özgürlüğü gibi temel hak ve
hürriyetlerde bir müşterek nokta yok mu?
Herkes bilir ki demokrasi, tek tip insan
yetiştirme rejimi değildir hele hele toplum mühendisliği yapmak, fikirleri
dayatmak, insanlara at gözlüğü takmaya çalışmak hiç değildir.
Şöyle bir televizyon kanalı dese ki benim
televizyonum sadece sol görüşte olanların katılabileceği bir televizyondur ya
da benim televizyonum sağ görüşlüdür; ben sol görüşte olanları televizyonuma
çağırmam dese, tanıtımını o şekilde
yapsa eyvallah derim;
O zaman da televizyonlarının tabelalarına sol,
sağ, muhafazakâr, faşist, İslami TV gibi isimler yazmaları daha doğru değil mi?
İnsanlar öğrenmek istediklerini oradan öğrensinler. İnsanlar istedikleri kanalı
açıp seyretsinler; öbür türlü demokrat
olduklarını, temel hak ve hürriyetlerini savunduğunu iddia eden kanalların farklılıklara
yer vermemesi herkesi rahatsız etmesi gerekmez mi?
Bu yolu izleyen tüm kanalların düşüncelerinde
korkak olduğu görüşlerinde sağlam olmadığı kuşkusuna yöneliyorum. Öyle ya;
görüşlerinden emin olanlar her türlü fikre de açık olur; farklılıklardan
korkmaz, çekinmez. Eğer fikirlerinde samimi ve güçlü ise her türlü
farklılıklara da kendi fikirlerini söyleme hakkını tanır.
Belirttiğim televizyon kanallarının amacı tek
insan tipi yetiştirmek ya da daha açık bir ifade ile insanları kandırmak,
istedikleri çizgiye getirmek galiba.
Aynı tornadan çıkan mamuller üretmek konusunda ne
kadar da çok istekliyiz.
Demokrat olduğunu söyleyen ama sadece kendi
görüşlerini insanlara dayatmaya çalışanları kabul edemem.
Benim bildiğim demokrasilerde televizyon
programcılarının yapması gereken şu: Bir konuda mı tartışılıyor ya da bilgi mi
veriliyor getireceksiniz en iyi sağcıyı solcuyu, muhafazakârı, dindarı,
faşisti, ateisti vb. siyasetçiyi, yazarı, yorumcuyu buluşturacaksınız.
Herkes fikirlerini ifade etsin. Seyirciler doğru
veya yanlışı kendileri seçsin ve kararlarını kendileri versin. Eğer bunu
yapmıyorsanız demokrasiden çoğulculuktan, eşitlikten, farklılıklardan, hak ve
özgürlüklerden bahsetmeyin ve isimlerinizi değiştirin diyorum. Hangi ideolojiyi
savunuyorsanız açıkça ifade edin.
İnsanları yönlendirmeye doğru ya da yanlış yollara
kanalize etmeye, toplum üzerinde mühendislik yapmaya, insanlar adına karar
vermeye kimsenin hakkı yok.
Lütfen bizim adımıza fikirleri, ideolojileri tek
taraflı olarak yargılamayın, eleştirmeyin, karar vermeyin.
Yeter artık toplum bilmez ben bilirim anlayışını
terk edelim.