Haziran ayından bu yana tüm Ortadoğu’ya damgasını
vuran Işid, nasıl oluyor da tüm dünya ülkelerinin gözü önünde bu kadar hızlı
egemenlik alanını genişletebiliyor, binlerce insanın ölümüne sebep olabiliyor
aklım almıyor.
Üstelik tüm dünya ülkelerinin üzerine ölü toprağı
serpmiş gibi herkesi sus pus edebiliyor. Benim bildiğim emperyalist devletlerin
dünyanın en ücra, en kuytu yerinde bir kuş uçsa bile haberdar olur; hesaplarına
gelmedi mi o kuşu bulup indirebiliyor.
Amerika’nın İşıd’ın yayılmacılığına sadece endişe
verici olarak değerlendirip geçmesi, İsrail’in bu konuda tek kelime etmemesi,
Suriye’nin kendine muhalif olan bölgelere varil bombaları atıp Işid’ın
egemenliğindeki bölgeleri teğet geçmesi; Türkiye’nin adeta Işid aleyhinde yayın
yasağı getirmiş gibi söz etmemesi, İran’ın kutsal saydığı bölgeleri tehdit
etmesine rağmen ciddi bir adım atmaması diğer İslam ülkelerinden ses çıkmaması,
Avrupa ülkeleri, diğer ülkelerden bir tepki gelmemesi ne kadar da anlamlı değil
mi?
Bu noktada bir dizi soru aklımıza geliyor ama en
kestirmesi neden?
Bu suskunluk neden?
Neden herkes susmuş sadece izliyor. İzledikleri
bir çizgi film değil, izlenen bir vahşet; zira İşidin ortaya çıktığı dönemden
bu yana binlerce insan öldürüldü. Öldürülenlerin içinde çoluk çocuk, kadın
yaşlı ve bir sürü sivil vatandaş; yanında da imha edilen yakılan yüzlerce ev,
ibadet yeri türbe vb. bu kadar ölüme, yıkıma, tahribata sesiz kalmak insanlığa
sığıyor mu?
Bunun cevabını bu devletlerin vermesi gerekir. Bu
kadar açık, bu kadar önemli bir coğrafyada tüm dünyanın hedefinde olan bir
bölgede Işid’i görmemeleri ya da görmezlikten gelmeleri beni aşırı derecede
şaşırtıyor.
Günlerdir bu konuda kafa yoruyor, soruların yanıtlarını
bulmaya çalışıyorum. Akıl almaz sorular gibi görünse de derin bir düşünce
sonrasında kısmen de olsa birtakım cevaplara ulaşılabiliyorum. Tabi ki bulduğum
cevapların tamamı bir faraziyeden öteye gitmiyor. Elbette bölgede cereyan eden
bu gelişmelerin sebeplerini zaman içerisinde göreceğiz fakat olayları sıcağı
sıcağına değerlendirmek bir takım cevaplar bulmak en azından içimizi rahatlatır
diye düşünüyorum.
Maalesef Işıdın ortaya çıkışı ile Ortadoğu’da
yıllarca sürecek bir düşmanlığın temelleri atılmış oldu. Amerika ve İsrail’in
istediği de tam olarak bu olduğuna inanıyorum.
Amerika’nın Iraktan askerlerini çekmesinden sonra
bölgede ortaya çıkan başıboşluk Amerika ve İsrail için bir tehlike oluşturduğu,
Irak Başbakanı Maliki’nin Şii mezhepçiliğini öne çıkararak Sünnilere karşı
uyguladığı çirkin ve saldırgan politika Amerika’yı rahatsız ettiği
kanaatindeyim. İran’ın Şii olması, ırak yönetiminin Şii bir politika yürütmesi
Iranla Irak’ı yaklaştıracağı, Irak’ın İran güdümüne gireceği korkusu özellikle
İsrail’in de hiçbir şekilde tasvip edebileceği bir durum değildi. Yapılması
gereken ileriye dönük olarak atması gereken bir adım olduğuna kanaat getirerek
bir İsrail ile İran arasında Sünni olan bir tampon devlet oluşturma ya da
bölgedeki Müslümanların yönünü İsrail’e değil kendi aralarına yöneltmek
olduğunu düşünüyor; planın bir parçası olarak da işıdı devreye soktuklarına
inanıyorum.
İşıdın yarattığı terör yıllarca Müslümanların
birbirleriyle savaşmalarına yol açacağı gibi İsrail’i de tehlikenin içinden
sıyırıp atacağını düşündüler. Amerika, doğal olarak Irak’ın üç parçaya
bölünmesi yönüne gidecek olan bu duruma ses çıkartmayacak ama bu yeni oluşumu
da resmi olarak kabul etmeyecek, sürekli sürüncemede bırakacaktır. Bölgenin
sürekli kaos içinde olması Amerika ve İsrail’in hesabına geleceği için bu
durumu sürekli kullanacaklardır ta ki bölgede istedikleri kıvam oluşuncaya
kadar müdahale etmeyecektir.
Varsın Müslümanlar birbirini yiyip bitirsin.
Bölgeyi ne zaman dizayn edeceklerine kendileri karar verinceye kadar bu durum
sürecektir.
İsrail’in Filistin’e müdahalesi ile Işidin bölgede
genişlemesi, bölgede terör estirmesinin aynı döneme gelmesi de manidardır.
Müslümanların Filistin’i yalnız bırakması için bundan daha güzel bir fırsat
olamazdı. Tüm bunları düşündüğümüzde tüm bu gelişmelerin Amerika ile İsrail’in
bir oyunu olduğu kanaati uyandırıyor.
Işidin varlığı Esad yönetimi için bir kurtuluştur.
Batılı devletlerin desteklediği ılımlı muhalefeti işıdle beraber imha
edecektir. Batılı devletlerin desteklemeyeceği, Suriye’de tabanı olmayan işidin
ileride kolay bir şekilde üstesinden gelebileceğini; Işid muhalif olan hangi
grupla mücadele ederse etsin kazanacak olan Esad yönetimi olacağını düşünüyor.
Türkiye, Suriye politikasındaki yanlışlığını Işide
karşıda yürütüyor bence devletler içerisinde en anlamsız suskunluğu ve en
anlamsız siyaseti Türkiye yapıyor diye düşünüyorum.
İran mezhep unsurunu kullanarak Irak’a egemen
olmayı hedefliyor. Işidin koyu Şii düşmanı olması, Şii Irak yönetimini etkisi
altına alma aracı olarak Işidi görmesi İran’ın iştahını kabartmaktadır.
Bütün bu varsayımları hesaba kattığımızda
devletlerin neden sustuklarına anlam verebiliyoruz.
Çok ilginçtir sanki tüm dünya devletleri böyle bir
örgütün ortaya çıkışını bekliyor gibilerdi. Herkes Işid üzerinden nemalanmayı
bekler halleri vardı. Yalnız hesapta olmayan bir şeyler olursa; Işidin gerçek
İslam devletine ya da Hz Ömer adaletinin hüküm sürdüğü dönem gibi hakimiyet
alanlarını idare ederlerse, beklenen oyunu oynamazlarsa tüm hesaplar yeniden
karışacaktır.
Işidi ne kadar ne zamana kadar kullanacaklarını
bilemiyoruz; ama devletlerin menfaatleri hep kafamızda patlayacağı kesin.
Maalesef bölgede yıllarca kan akmaya devam edecek masum insanlarımıza düşen tek
pay kan olacaktır.
Çok üzgünüm.