MUHALEFET VE KALİTE

Ülke geliştikçe muhalefetin kalitesi de artar.

Demokrasi; halkın kendi kendini yönetmesi,  eşitlik, hoşgörü, hukukun üstünlüğü denilmesine rağmen aslında demokrasi çoğunluğun azınlığa belli bir süre için hükmetmesidir.

 

Her seçim döneminde bir siyasi parti çoğunluğu sağlayarak iktidara geçer. İktidar partisi daha önce halka duyurmuş olduğu parti programı doğrultusunda icraatlarına başlar. İktidar partisi yürütme gücünü kullanırken inandığı ve güvendiği ekibi ve doğru bildiği ilkeleri ile yola çıkar. İktidarı süresince kendince doğrularını uygulamaya koyar.

 

Halkın mutluluğu ve refahı adına iktidarın yaptıkları icraatları değerlendirecek bir mekanizma olmadığından herkes kendince bir yorum yapar. Kendilerinde gördükleri olumlu ve olumsuz etkilere göre memnuniyetini ya da şikâyetini bildirir. Değişimin etkilerini gözlemleyen halk tepkilerini kendince ortaya koyar.

 

Muhalefet partileri; iktidarın açıklarını gözetleyen ve bekleyen bir edayla harekete geçer.

 

Bu noktada muhalefetin görevi iktidarın yürürlüğe koyduğu icraatlarına karşı tavır almaktır. Alınacak tavır muhalefetin kalitesini ortaya koyar. İktidarın doğru ve yanlışlarını dikkate almadan tüm uygulamalarına karşı çıkmak muhalefetin geleceğini belirleyen en önemli unsurdur zira halkın muhalefete bakışını önemli ölçüde belirleyen bu yaklaşım tarzıdır.

 

Muhalefetin kendi çıkarlarını mı yoksa toplumun menfaatlerini mi düşündüğünün göstergesidir bu bakış açısı. Muhalefet sadece iktidara muhalefet olsun diye doğru, faydalı icraatlara da karşı çıkması saygınlıklarını, itibarlarının kaybolmasına sebep olmaktadır.

 

Muhalefetin en önemli açmazlarından biri de olumsuzluklara, yanlışlara karşı bir alternatif üretmemeleridir. Sadece eleştiri üzerine kurulu bir siyasetle hareket etmek muhalefetin iktidara gelişini nerdeyse imkânsız hale getirir. Değişim ile ilgili bir yol göstermeyen mevcut yönetimi, statükoyu korumaya yönelik politika yürüten muhalefetin başarı elde etmesi beklenemez.

 

Muhalefetin amacı ülkenin gelişimini daha üst seviyeye çıkarmak mı yoksa çıkarlarına ulaşmak için iktidarı araç olarak kullanmak mıdır? Belirleyici olan bu sorunun cevabını vermektir. Her parti devleti güçlendirmek, halkın refahını arttırmak adına yola çıkar ama izledikleri strateji halkın yaklaşımını, bakışını belirler; halk bu bakış doğrultusunda kararını verir. Karar muhalefet partilerinin aleyhinde oldu mu muhalefete göre halk cahil, irade sahibi değil gibi eleştiriler gelir, halkı aşağılama yoluna gider.

 

Unutmayalım ki bazılarının dediği gibi halk aptal değil. Halk seçimlerini kendilerine göre en iyisini yapar. Halk tercihlerini kullanırken birileri Bize oy verirsen iyisin, akıllısın; bize oy vermiyorsan aptalsın anlayışı; benim görüşümden isen demokratsın yoksa demokrat değilsin; çağın gerisinde kalmışsın, kapalı toplumun ürünüsün, gericisin vb. gibi bir dizi aşağılamalar ve yakıştırmalar.

 

Türkiye deki muhalefet anlayışı yıllardır bu şekilde yürümektedir.

 

Ülkemizdeki muhalefet anlayışı her yerde aynı değil; dünyada farklılıklar gösterir. Suriye örneğinde muhalifler iktidarı şiddet kullanarak veya savaşarak elde etmeye çalışır.

 

Sosyalist, faşist ülkelerde iktidar muhalefete egemen olma imkânı tanımaz. Mevcut rejim iktidardadır ve mevcut rejim dışında başka bir yönetimin hâkim olmasına fırsat vermez.

 

Batılı, gelişmiş, demokratik devletlerde ise keskin bir muhalefete rastlanmaz; çünkü hukuki ve ekonomik açıdan yönetim anlayışlarında bir yakınlaşma, bir benzerlik var. Marjinal, köktenci, aşırı uçlara pek rastlanmaz; yönetim ve halk mevcut demokratik yönetimin daha iyi işlemesi çabalarına ağırlık vermektedir; halk genel olarak sistemin genel işleyişinden memnun. Halk temel hak ve özgürlükleri yaşadığı gibi ekonomik sıkıntıları da büyük ölçüde hal etmiş durumdadır.

 

Muhalefetin şiddeti, keskinliği aynı zamanda kalitesi, ülkedeki temel hak ve özgürlüklerin ne ölçüde verildiği, halkın ekonomik sorunlarla ne oranda mücadele ettiği ve aldıkları eğitim ile ilgilidir.

 

Türkiye’de muhalefetin niteliğinin artması her alandaki gelişmeyle doğru orantılıdır; olumlu gelişmeye bağlı olarak muhalefetin kalitesi de artacaktır.

 

Demokratik ülkelerde muhalefet vazgeçilemez ve olmazsa olmaz temel unsurdur. Muhalefet,  amacına ulaşmak adına demokratik usulleri terk edip savaşçı yöntemlere başvurur ise demokrasiyi işlemez hale getirir. Muhalefetin ülkeyi kaosa sürükleyecek eylemleri tercih etmesi, şiddete yönelmeleri ülkenin kalkınmasına, gelişimine, demokrasiye büyük zarar verir.

 

Muhalefet yapıcı, onarıcı bir yol izliyorsa, iktidarı denetleyici, kontrol edici bir nitelik taşıyorsa faydalı, anlamlı ve önemlidir.

 

Demokrasilerde, hoşumuza gitse de gitmese de çoğunluğun iradesine saygı duymak dışında bir seçeneğimiz yok.

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1061

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.