• Ana Sayfa
  • »
  • Kudüs’e yürüyüş aslında ‘Barışa’ bir yürüyüştür.

Kudüs’e yürüyüş aslında ‘Barışa’ bir yürüyüştür.

Araştırmacı Yazar Hüda Kaya; Kudüs günü soruşturmasını sizler için yanıtladı. "Kudüs bir gün ‘Barış yurdu’ olabildiğinde, yani mübarek olduğunda, bütün coğrafyalar ‘Kudüs’ün bereketi ile mübarek kılınacaktır."

1.Öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Kendinizi tanıtır mısınız?

 

-1960 da İst da doğdum. 12 Eylül öncesinde taraf olan bir hareket içinde iken Kur’an ile tanıştım. O gün bugündür Kur’an’ı anlamaya ve hayatıma yansıtmaya gayret ediyorum.

Çeşitli STK, medya ve eğitim alanında çalışmalarım oldu. 


Halen hürbakış.net ve Özgür Gündem’de yazmaya çalışıyorum.


28 Şubat döneminde Türkiye’de yaşanan zulümlerden bizde ailece nasibimize düşeni yaşadık. Hapisler, idam talebi ile yargılanmalar ile karşılaştık.


Bu süreçleri yansıtan ‘Başörtüsüne Özgürlük Yolunda- GÖRÜLMÜŞTÜR’ isimli iki ciltlik kitabım yayınlanmıştır. İlşk fırsatta yayınlanması gereken diğer çalışmalarımı bitirmek istiyorum.

Yurdumuzda yıllardır yaşamaya devam ettiğimiz olaylar ve bazı gerçeklikler üzerinde ki sorgulamalarım sonunda 2013 Ramazan ayında oğlum Muhammed Cihad ile Kandil’e bir ziyaret gerçekleştirdik ve izlenimlerimin bir kısmı yazı dizisi olarak hürbakış.net’te yayınlandı.


Son bir yıldır ise mücadelemi siyaset alanında da yapmaya karar verdim.


Şu an ikinci dönem HDP (Halkların Demokratik Partisi) de Merkez Yürütme Kurulunda bulunuyorum.

 

2.Kudüs’ün Müslümanlar için önemi nedir.

-Kudüs deyince Kur’an’da hemen ilk aklımıza gelen ayetlerden biridir;

“Kulunu, ayetlerimizden / mesajlarımızdan / işaretlerimizden / belirleyici alametlerimizden (bazılarını) göstermek için, Mescid-i Haram’dan çevresini bereketli kıldığımız / mübarek kıldığımız / kutlu kıldığımız Mescid-i Aksa’ya / o en uzak mabede (Süleyman Mabedine) doğru geceleyin yürüyüşe çıkartan / yol aldıran O (Allah) mutlak aşkındır / yüceliğinde sınır bulunmayandır. Zira O, evet sadece O’dur her şeyi işitip gören.” İsra-17:1


Kudüs ve çevresinin bereketli kılındığına dair başka ayetlerde bulunmaktadır.

Enbiya 71 de Musa, İsa, Zekeriya hatta Davud ve Süleyman peygamberlerden de önce o bölgenin bütün insanlar için bereketli kılındığı vurgulanır.

Dolayısı ile Kudüs’ün sadece Müslümanlar için kutsal ve önemli olduğunu vurgulamaya devam edersek bu hem bizlere Kur’an’ın İsra suresi 1. ayette de vermek istediği mesajın üzerini perdeler ve algımızı alakasız yerlere yönlendirir. Maalesef yüzyıllardır Müslümanların zihin dünyasında halen bu yanlış algı devam ettiğinden Filistin sorununa da sağlıklı yaklaşılamamaktadır.

Kudüs insanlık tarihi boyunca hep önemli olmuştur ve Kur’an dan başka diğer kutsal kitaplarda da bahsedilmiştir. Hatta Eski ve Yeni Ahit’te Kudüs ile ilgili ayetler Kur’an’dan daha fazladır.


Kudüs gerçekliğini, daha doğrusu bizlere bu bölgenin mübarek kıldığını bildiren Rabbimiz, bizlere bunu derken ne anlamamız gerekiyor? Tek pencereden bakarsak bencil, vahyi eksen almayan ve evrensel olmayan algılarımız ve kabullerimiz devam edecektir. Halbuki ayetlerde ki insanlık için olan vurguyu anlamaya başladığımızda puzzle parçalarının zihin dünyamızda daha bir oturmaya başladığını göreceğiz.

İsra 1. Ayete kısaca bir bakış atarsak;


‘Kudüs’ün, insanlık için bir pilot şehir/ bölge olduğunu görürüz. Kudüs’e yürüyüş aslında ‘Barışa’ bir yürüyüştür.

Yahudi ve Hristiyanlar’da adı ‘Jerusalem ve Yeruşalim’dir yani ‘Selam yurdu/ Barış yurdu’ dur.


Bölgenin mübarek kılınmış olması, tozunun, toprağının kutsallığı anlamında değildir.

Bölge üzerinden bütün bir insanlığa gönderilmiş olan barış elçilerinin misyonlarıdır mübarek kılınan.


Önceki barış elçilerinin mesajları hakkı ile anlaşılamamış olduğundan son barış elçisi ve kitabı ile bu mesajın yenilenmiş olmasına rağmen maalesef Müslümanlar da aynı algı hatasından kurtulamamaktadırlar.


İsra 1. Ayette olduğu gibi Kudüs’ün insanlığa bir barış şehri olarak, bir yolcuğu şeklinde hedef gösterilmiş olması bütün insanlık için hikmetler taşımaktadır.


Bütün Ehli Kitap için kutsal olan bu şehirde bir gün barış gerçekleştiğinde, bütün yeryüzünde de barış gerçekleşebilecektir.

Kudüs bir gün ‘Barış yurdu’ olabildiğinde, yani mübarek olduğunda, bütün insanlar yaşadıkları bölgelerini bir ‘Barış yurdu’ yapabilecekler ve bütün coğrafyalar ‘Kudüs’ün bereketi ile mübarek kılınacaktır.

 

3.Kudüs’ün özgürlüğü İslami mücadelenin öncelikleri arasında olmalımıdır.


-İslami mücadeleden ne anlıyoruz?

‘İslam’ yani Kur’ani ifadesi ile Barışa teslim olmayı anlıyorsak, bugün halihazırda kendilerini İslam’a nispet eden pek çok hareketin ne olduğunu önce sorgulamamız ve bir yere koymamız gerekiyor.


‘Kudüs’ün özgürlüğü demek orada yaşayan bütün halkların artık barışa kavuşmuş olmaları demektir ki Kur’an da zaten bunu yapmamızı emrediyor. Her bir Müslüman’ın diğer inançtan olan insanlar ile de barışı yakalayabilmiş olmaları gerekiyor.

Dolayısı ile ‘Kudüs’ bizlerin, özelimizde ve evrensel anlamda ‘Barış’ı yaşayabilmemizin mihenk noktasıdır ve vazgeçilmezdir.

 

4. Kudüs ve Filistin meselesinin İsrail ile yapılacak barış görüşmeleri ile çözülebileceğine inanıyor musunuz?


-Bu görüşmelerden önce olaya bakışımız önemlidir.

Kudüs ve Filistin meselesinin bir Yahudi sorunu değil, ‘Siyonist’ zihniyet sorunu olduğunu düşünüyorum.


Nasıl ki bütün Müslümanlar için ‘IŞID’ zihniyetli diyemeyeceğimiz gibi, aksinin büyük bir haksızlık ve zulüm olduğu bir gerçek ise, Yahudi halkları içinde bütün Yahudiler ‘Siyonist’tir diye düşünmemiz o denli haksızlık ve zulümdür. Zira halen işgal edilen topraklarda dahil olmak üzere, dünyanın hemen her yerinde ‘Anti Siyonist’ Yahudiler, İsrail’in zulümlerini yıllardır eleştirmekte ve protesto etmektedirler. İsrail hapislerinde, Filistinlilere ateş açmak, savaşmak istemediklerinden dolayı pek çok asker vardır.

Zulme karşı çıkan Yahudi halklarının bu duruşları son derece önemlidir ve dayanışma ve destek verilmesi gerekir. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler içinde kutsal olan bu bölgede barış ancak bütün bu halkların Siyonist devleti yenmeleri ile başarılabilecektir.

Sadece Müslümanların mücadelesi ile olacağına inanmıyorum zira bu Kur’an’da ki ‘bütün insanlar için mübarek kılınan bölge’ vurgusuna aykırı olacaktır.

 

5. Ramazan ayının son Cuması Dünya Kudüs günü olarak anılmaktadır. Kudüs günü ile ilgili neler söylemek istersiniz.

 

-Rahmetli İmam Humeyni ‘Kudüs’ün önemi ve Müslümanların gündeminden düşmemesi gerektiğini görmüş ve Ramazan ayının her son Cuma’sını ‘Kudüs günü’ ilan ederek, mücadeleye tarihsel bir canlılık kazandırmıştır.

 

6. Müslümanlar Dünya Kudüs gününe yeterli düzeyde ilgi gösteriyorlar mı? Göstermiyorlarsa sizce nedeni nedir.

 

-Müslümanlar diğer tüm anma günlerinde olageldiği gibi bu ‘Kudüs günü’nü de sıradanlaştırmadan, Kur’ani mesajların aydınlatması ile anlama günleri şeklinde değerlendirmeleri gerekir.

Ne yazık ki son yıllarda Türkiye Müslümanları arasında gittikçe artan bir ayrışma,  siyasi ve mezhebi muhalefet nedeni ile ‘Kudüs günü’ne bile bu anlayış ile yaklaşmalarına sebep olmaktadır.

‘Kudüs’ ayetlerde örneklikleri olduğu gibi bütün bir insanlığın barış sebebi, barış yurdu olması gerekirken henüz Müslümanların kendi içinde bile bundan çok uzakta olduğu aşikardır.

Henüz kendileri barışı hak etmeyenler, başkalarını nasıl barışa eriştirebilirler.

 

7. Kudüs’ün özgürlüğü ve Kudüs davasının yaygınlaşması için neler yapılabilir.

 

-Her problemimizin asli kaynağı olarak gördüğüm en önemli nokta Allah aslında insandan ne istiyor? Sorusuna cevabımızı bulamamaktır. Kur’an bunun en net ifadesidir.

Allah’ı anladığımızda ancak yolumuzu, metodumuzu bulabileceğiz. Bütün ayetlerde olduğu gibi burada örnek verdiğim ayetlerde bunlara vurgu yapıyor zaten.

Bilmem anlatabildim mi?

“Böylelikle Allah (insanlığı) Daru’s-selam’a / Jerusalem’e / barış, adalet ve güvenlik yurduna çağırmakta ve isteyeni dosdoğru bir yola yöneltmeyi dilemektedir.” 10: 25


ekrangazetesi

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1999

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.