Uzun zamandır kadın cinayetleri gündemden düşmüyor
iken geçen hafta Bülent Arınç’ın kadınlar ile ilgili konuşması en tepki çeken
konulardan biri oldu. Bireysel ya da oluşumlar olarak daha çok kadının gülmesi
ve kahkahası üzerinden tepkiler ortaya koydular.
Evet, gülebilmek ya da gülememek, hayata siyah ya
da beyaz bakmak kadar önemli bir köşe taşıdıydı. Fakat Arınç’ın da temsil
ettiği zihniyet yapısına sahip olanların ortaya koydukları pratik, dayatma ve
tavırların, sadece gülebilmekten de öte irdelenmesi, sorgulanması gereken bir
duruş problemi olduğunu düşünüyorum.
Konuşmadan bazı bölümleri kısaca ele alırsak en
azından şu cevapları verme hakkımızın olduğunu düşünüyorum.
“Bir kaç
özel televizyonun gençlik dizileri hazırladığını ve bu dizilerin 13- 20 yaşları
arasındaki gençleri sadece sekse bağımlı olarak yetişmesine neden olduğundan” şikâyet ederken
madalyonun diğer tarafını da görmek gerekmez mi?
Bir devlet
politikası olarak;
yıllardır Kürt kızlarına yönelik uygulamaları, erkek çocuklarını uyuşturucu
bağımlısı haline getirme, kızlarını küçük yaşlarda fuhuşa bulaştırma, devlet
görevlilerinin yaptıkları, kadın ve çocuk tecavüzlerinden aklanmalar. Bunları
yıllardır devletin üst düzey yetkilisi konumunda olan biri olarak bilmiyor
olamaz.
Yıllardır hükümet olan bir yetkilinin “dindar
gençlik yetiştireceğiz” derken ortaya çıkarılan bu manzara için şikâyet
noktasında olması garip değil mi?
“Ahlaken bir geriye gidiş var.”
“Çok güzel kitaplar çıkıyor. İnsanın cebinde
taşıyabileceği, çantasına koyabileceği çok güzel kitaplar çıkıyor. Kuran’ı
yeniden keşfetmemiz lazım.”
Evet, Kur’an-ı yeniden keşfetmemiz lazım. Ben de
buna inanıyorum.
“Ey iman edenler iman ediniz” Nisa/136
Adaleti
kaybeden dindarlar yeniden iman ediniz
Adalete
değil, yalana, yandaşlığa şahitlik eden dindarlar yeniden iman ediniz
“Öldürmeyeceksin” emrini bilmelerine rağmen
İslam’ı vahşi IŞİD zihniyeti ile eşdeğer
hale getiren dindarlar yeniden iman ediniz
“Çalmayacaksın” emrini bildikleri halde, çalmaya devam ettikleri, tüyü bitmemiş
yetimlerin, çocukların, emeği çalınan garibanların alın terlerini, haklarını
saklayacak yer bulamayan ve çalmalara göz yumanlar yeniden iman ediniz.
Zulümlere,
haksızlıklara karşı susan... Dindarlar!
Evet,
yeniden iman ediniz.
12 yıldır bütün gücü ellerinde bulunduran muhafazakârların
bu iktidarında olduğu kadar, yalan, talan, hırsızlık, çalmalar, haksızlık,
haksız kazanç, hiçbir dönemde böylesine pervasızca yapılmamıştı.
...
Toplumda aile içinde ki ahlaki yozlaşmaya
baktığımızda, her anlamda sorumluluktan kaçmak ve sorumsuz davranmak, kadını
aldatmak ve birden çok kadını mağdur etmek, kadını eşit bir insan olarak
görmemek, insan olmanın ve Kur’anın kendisine en doğal gördüğü hakları gasp
etmek, kadına kendi malı gibi davranmak gibi konularda hemen hemen hep
erkeklerin hegemonik zihniyetlerinin etkisini ve pratiğini görüyoruz.
Kadına kendi ayakları üzerinde durabileceği
kapıları kapattıkları gibi kadını ele güne muhtaç hale gelmesine sebep
olanlarda bu zihniyet değil mi?
Kadınlar ve
ezilenler temel yaklaşım problemleri içinde hayata gülebilmeyi başaracaklar...