• Ana Sayfa
  • »
  • 28 Şubat davasına İslami STK’lar Neden ilgisiz?

28 Şubat davasına İslami STK’lar Neden ilgisiz?

28 Şubat davasına, siyasilerin ve ya devletin bigane kalması bir tarafa, o sürecin en büyük bedellerini yaşayan İslami cemaat ve STK’larında, birkaç tanesi hariç, gereken ilgiyi gösterdiği söylenemez.

 

28 Şubat davasına, siyasilerin ve ya devletin bigane kalması bir tarafa, o sürecin en büyük bedellerini yaşayan İslami cemaat ve STK’larında, birkaç tanesi hariç, gereken ilgiyi gösterdiği söylenemez.

 Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da 28 Şubat Platformu oluşumu için yapılan bir toplantıda, İslami camianın önde gelen kuruluş temsilcileri ve şahsiyetlerinin de bulunduğu ortamda yapılan konuşmalar da aslında davaya için olan siyasi duyarsızlığın yansımalarını görmek oldukça üzüntü verici vericiydi.

 Çözüm sürecinin ardından yapılan bu toplantının amacı, ‘başörtülü kadınlara hala devletin güvenlik ve karar mercilerinin yasak alan olması ve başbakanın açıkladığı şekilde yasağın yasallaşmadan nasıl etkin mücadele edilmeli’ düşüncesi ile gitmiştim. Platform böyle bir zamanda başka neden oluşturulabilir, toplanırdı?

Konuşmacılar bir bir sahneye çıkıyor fakat hemen hiç biri bu konulara değinmiyordu.

 

 Yıllarca başörtüsü mücadelesini verirken yasakların sadece üniversitelerde ya da kamu alanlarında kalkması için değildi mücadelemiz.

 

‘Hayatın bütün alanlarında

Hizmet alan ya da veren

Eğitim alan ya da veren

Yaş ve statü ayırımı gözetilmeksizin

Kayıtsız, şartsız başörtüye özgürlük’, taleplerimizi her fırsatta ifade ediyorduk.

 

 Toplantıda bazı ağabey ve hocalarımız konuşmalarında mealen;

-‘Evet, bizler çok bedeller ödedik, acılar yaşadık ama kaybeden bizler değiliz. Onlar kaybetti, biz kazandık.

Ben 28 Şubat davasına müşteki olmayı bile düşünmüyorum. İnsan yetiştireyim bana yeter. Acılarımızı Allah bilsin yeter. Biz insan yetiştirelim, Allah’a yakın olalım.’

Bir başka vakıf temsilcisinin konuşması ise daha da vahimdi.

-‘Biz Allah’a yakın olalım. İbadetlerimize dikkat edelim. Bizim için önemli olan budur. İbadetlerimizle Allah’a yaklaşabiliyor muyuz? Kendimizi Allah’a yaklaştıracak yollar arayalım.’

Burada ki konuşmalar ile 28 Şubat davasının akıbetinin, hem siyasiler, hem İslami camialar nezdinde ki karşılığı hakkında bir fikir oluşuyordu.

 Akşam namazı için dağılmaya başlıyorlardı ki ben söz almıştım.

-‘Milyonlarca insan 28 Şubat sürecinde zulme maruz kaldığı halde Türkiye genelinde sadece 400 küsur insanın davaya müşteki olması düşündürücüdür.

Eğer bugün bizden dediğimiz, dindar kimlikli bir siyasi iktidar yerine laik diye nitelenen veya farklı ideolojiye sahip bir yönetim olsaydı 400 müşteki değil, 400 bin insan meydanlara dökülürdük. Bu suskunluğun ve çekincenin sebebi bugünkü iktidarın zorda kalmaması için mi?

Bugün burada çözüm paketinde yer alan başörtüsünün kamuda özgürleşmesi diye açıklanması ile beraber hala kadınlara yasak alanlar gösterilmektedir. Hem de bizden dediğimiz bir iktidar döneminde başörtülülere, siz şu alanlara giremezsiniz deniliyor.

Başörtülü bir kadın olarak hiç kimse bize şurada şöyle olacaksınız, burada böyle olacaksınız demek hakkına sahip değildir. Ne koca, ne polis, ne amir ne devlet, kadına ayar çekemez.

Dün tarlada ve temizlik işlerinde başörtülüye tahammül edilirken, masa başında ki başörtülüye tahammül edilmiyordu. Bugün geldiğimiz nokta, başörtülü kadın savunma makamında olabilir ama karar verme ve devletin diğer güvenlik alanlarında olamaz, tahammülsüzlüğüdür. Başörtülü kadın olmak karar verme ehliyetine sahip olmamak demek midir?

Bu platformda, bu yasaklara karşı nasıl etkin mücadeleler yapılabilir? Bunların konuşulması, tartışılması gerekiyordu.

Yoksa Allah korusun başbakanın açıklamasında ki gibi yasaklanan alanlar, bu hali ile yasallaşırsa, önceden yasal olmayan yasaklar yasallaşmış olacaktır…’

 

‘Bazı ağbi ve hocalarımız, şikayetçi olmayı düşünmediklerini ve ibadetlerimize ve Allah’a yakın olacak yollara bakalım diyorlar.

İbadet nedir?

İbadet sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek midir?

Arkadaşlar!

İbadet bizim 24 saatimizdir.

İbadet bizim gecemiz, gündüzümüz, oturuşumuz, kalkışımız, gülüşümüz ve ahlakımızdır.

En önemli ibadet hakkı müdafaa etmek olduğunu biliyoruz. Kur’an ifadesi ile ibadet ‘adaleti ayakta tutmak ve adalete şahitlikte etmektir’

28 Şubat davasına sahip çıkmak ve takip etmek, adalete ve tarihe şahitlik etmektir…’

 

Tarih, adaleti ayakta tutan ve adalete şahitlik edenleri elbette yazacaktır.

İnsan kalabilmenin yolu, adalet ve vicdan yoludur…

Hüda KAYA

huda.kaya777@gmail.com

 

 

2013/10/25 

Diğer Yazıları
  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1714

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.