Seçim süreci ile ‘CHP’nin oylarını bölmeyin’ diye başlayan bu kompleksli kulis faaliyetleri artık sona saatler kala daha da kendinin göstermeye başladı.
‘İktidardan kurtulmak istiyoruz’ derken her
fırsatta HDP’ye saldırmaya başlamaları ne kadar çıkmazda olduklarının bir
göstergesi aslında.
Sistemin varoluşsal dinamikleri itibari ile bir
avuç egemenin haricinde; zulümler, sürgünler, katliamlar, ayrıştırma, halkına
güvenmeme ve hayatı zehir etme gibi reflekslerinden,bu topraklarda yaşayan
bütün halk kesimlerinin ne kadar muzdarip olduğu ortadadır.
Halk bütün bunları yaşarken egemen güç çoğu kez
hep CHP zihniyetidir.
Farklı süreçlerde ise sabık sisteme entegre olan,
Devlet baba, Vatan, Millet, Sakarya söylemleri ile bu sefer de sağ kroje
kullanılmıştır.
Sistem yılların getirdiği, biriktirdiği acıların
ahını, vebalini taşıyamaz durumdadır.
‘Devlet baba’ adına istismar edilebilecek bütün
argümanlar miadını doldurmuştur. Din ve devlet istismarı ile halklardan alınan
güven kredileri tükenmiştir.
Sistemin, bütün kurumsal yapı ve temsiliyetleri
ile artık halklar nazarında bir umut ve güven karşılığı kalmamıştır.
HDP tam da böyle bir zamanda, egemenler tarafından
hep ötekileştirilen bütün renklerin ve farklıların birbirleri ile dayanıştığı
bir yapı olarak ortaya çıkmıştır.
Politik tüm kirlenmişlikler ve ilkesizlikler
içinde, sisteme tepeden aşağı muhalif ve aşağıdan yukarı alternatif bir
potansiyel olmuştur.
Türkiye’de hali hazırda adı bile bilinmeyen
onlarca parti arasında yeni kurulan bir parti olarak ilk seçim deneyimini
yaşamaktadır.
Seçim atmosferi oluşmaya başladığından bu yana
CHP, bir taraftan farklı şekillerde sürekli rahatsızlığını ortaya koyarken,
diğer taraftan HDP’nin seçime girmemesi ve CHP’yi desteklemesi için gizli saklı
ayak oyunlarını son seçim günlerine kadar devam ettirmiştir.
…
Sarıgül, İstanbul için kâbustur
‘Kadına şiddeti’ asla savunmayacak olanların,
özellikle kadınların Sarıgül’ü destekleyebilme ihtimalleri çok şaşırtıcıdır.
Hiçbir rol gözlerinden fışkıran hırsı ve saplantılı bir kişilik yansımasını
örtememektedir.
Türkiye’de politika sahnesi maalesef pek de iç
açıcı değildir. Her çeşit politik kurnazlık ve ayak oyunları ile kamuoyunun
teveccühünün kendilerine yönelik olduğunu göstermeye çalışır partiler.
Günlük 30 lira yevmiye ile dar gelirli aileler
çoluk çocuk farklı parti mitinglerine servis edilmektedir.
…
Bir Pazar gününde Sarıgül’ün seçim otobüsünde
davetli olarak bulunan bir gazeteci arkadaşın bizzat gözlemlediği olayda gün
boyunca süren gezide sık sık farklı mekanlarda otobüsün önü kadın grupları
tarafından kesilir ve Sarıgül’e abartılı sevgi gösterileri yapılır. Bu kadın
gruplarının aslında aynı kadınlardan oluştuğunu fark etmiştir gazeteci arkadaş.
…
CHP acziyet içindedir ve farklı kan gruplarından
umut devşirerek ayağa kalkabileceğini hesaplarken aslında kendisinin de sona
yaklaştığının farkında olduklarını sanıyorum.
Anadolu’da CHP seçim bürolarında bir kahvehane
kadar bile canlılık yoktur. Pek çok bölgede farklı parti adayları
desteklenmektedir.
HDP karşısında öylesine bir yenilgi psikolojisine
girmişlerdir ki;
Nurhak HDP seçim bürosunda çalışmalardan gece
yarısından sonra çıkıp aracı ile evine giden bir kadın arkadaşı, CHP’liler hiç
sakınmadan takip ederler. Karanlık ıssız yolarda devam eden takip sırasında
kadın arkadaşımız aniden aracından iner ve önlerine dikilir. Tepki gösterir ve
neden takip ettiklerini sorar. Kem küm ederler ve ‘seçmenlerimizin güvenliğini
sağlıyoruz’ derler.
Gündüz kazanamadıkları seçmenleri, gecenin
karanlığında bir kadını takip ederek kaybetmemeye çalışırlar. Bu durum CHP’nin
genel psikolojisidir.
Sırrı Süreyya Önder’in, HDP’’den İstanbul
Büyükşehir belediyesi eş başkan adayı olmasından bu yana kompleksli
yaklaşımlarını her fırsatta aşikâr etmektedirler.
…
Seçim kliplerinde her ne kadar ‘Hayat bayram
olsa’ diyorlarsa da kendileri için aslında bunun umuttan öte bir karşılığının
olmadığının farkındadırlar..