Kızıltepe’nin Zergan’la imtihanı
Tarihte her kavmin, her şehrin bir imtihan aracı vardır. Kimi zaman bu, suyunuzu ve otlağınızı paylaşacağınız bir deve, Kimi zaman eşcinseller mahallesine gelen, ayparçası iki erkek melek, kimi zaman karada inşa edilen bir gemi, Kimi zaman çöldeki susuzluğunuza rağmen önünüze çıkan ama ondan su içmemeniz gereken bir ırmaktır. Kimi zamanda sevgiliden ayrılırken asla ve asla ardınıza bakmamaktır. Kanımca, Kızıltepe Halkının da imtihanı Sanat Sokağı ve Zergan’dır.
Ya Şerife Hanım, sen bir adım atın ya, şimdiden merak etmeye başladım. Ne zaman çelme atacaklar diye! Dikkat et, bastığın yerleri iyi tanı… Aşkın gözü kördür derler ya, Sen de bu ilçeye âşık olmuşsun anlaşılan. Bak senin için “En yakınını göremez olmuş” diyorlar. Atacağın her adım için yüzlerce çelme seni beklemektedir. En cahilinden en aydınına kadar, anlayacağın bu topraklarda yürümek çok zor… Hele Zergan deresinde yürümeye kalkışmak cesaret işidir. Her taraf bataklıktır. Üzerine sıçrayacaktır ya da sıçratacaklardır…
Baksanıza bir Zergan projesi kabul edildiği söylendiğinden beri, her kes rantan mantan bahsetmeye başladı bile. Proje Kızıltepe’ye yetişinceye kadar zaten bir sürü boğazdan geçmek zorunda olduğu gerçeğini hiç mi bilmiyorlar? O boğazlardan arta kalacak olanı için şimdiden bir kavga gürültüdür başladı. “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” bizim ki de o misal. Asla yiyemeyeceğimiz bir lokmanın iştah kabartıcılığı ve başkalarının yeme ihtimaliyle yanıp tutuşmaya mı? Başladık ne?
Bakın, bakın
Birileri Zergan’ı nasıl da rüyalarında görmüşler. Zergan’ı akarken görmüşler; “ama nasıl akma? Su yerine para akıyormuş”. Başkan vekilimizde derenin iki kenarına zabıtaları dizdirmiş, bırakmıyormuş kimse dereye inip paraları toplasın, sadece kendisi dereye inmiş habire çuvalları dolduruyormuş da dolduruyormuş…
El insaf ya!..
…
Size tarihten bir hikâye aktarayım, her ne kadar noktası virgülüne kadar aynı olmasa da aklımda kaldığı kadarıyla…
Uzun soluklu ticaret kervanların Medine’ye dönüşlerinden sonra içlerinden Allah Resulünün cemaatine uğrayanlara, Allah’ın Resulü yol üzerindeki meşhur bir şehir hakkında onlara sorular sorarmış. Onların verdikleri cevaplar:
“Ya Resullullah harika bir şehir her yerde camiler, medreseler ve ibadethaneler var, çok güzel ilim adamları ve insanları var” demiş. Allah’ın Resulü: “Kuşkusuz doğru söyledin.” Diye onu tasdik etmiş. Bir başkası,
“Ya Resullullah fuhuş almış başını gidiyor, her yerde kötü evler ve kadınlar, kadınları pazarlayan pislik insanlar, çok kötü bir şehir..” demiş. Allah’ın Resulü: “Kuşkusuz doğru söyledin.” Diye onu da tasdik etmiş. Bir başkası,
“Ya Resullullah ilim ve sanatın dopdolu olduğu ve yaşanacak bir şehir. Şehirde sanat adına şaheserler vardır…” demiş. Allah’ın Resulü: “Kuşkusuz doğru söyledin.” Diye onu da tasdik etmiş. Bir başkası,
“Ya Resullullah hak hukuk adına bir şey kalmış, her köşe başını haramiler tutmuş. Rüşvet, haraç ve hırsızlık had safhada, güvenilecek tek insan bulamazsınız o şehirde. Herkes birbirini sırtında bıçaklıyor…” demiş. Allah’ın Resulü: “Kuşkusuz doğru söyledin.” Diye onu da tasdik etmiş. Bir başkası, bir başkası, liste bu minvalde uzayıp gider…
Her biri, şehri farklı farklı tanımlamış her tanımlamadan sonrada Allah’ın resulü “Şüphesiz doğru söyledin” diye kişiyi tasdik ederlermiş… O an hazır bulunanlar sahabeler buna çok şaşırmışlar ve Allah’ın resulüne sormuşlar:
“Ey Allah’ın resulü her biri, birbirine zıt ve farklı cevaplar vermesine rağmen siz hepsinin doğru söylediğini tasdik ettiniz. Nedir? Bu işin hikmeti?” Allah’ın Resulü:
“Her anlatıcı kendisini anlattı, anlattıkları da şüphesiz doğru… Her biri o şehirde görmek istediğini görmüş. Yani kendisini…”
Zergan için konuşulanlar kuşkusuz hepsi çok doğru, dikkate alınacak öneri ve uyarılardır. Bu süreçte, özellikle proje kabul edildikten sonra kimin ne konuştuğu artık çok önemlidir. Artık herkes, kendini ifade etmeye başladı, başlayacaktır…
Zergan’dan, bu süreçten sonra hangi kokular geliyor ya da gelecektir… Bana sorarsanız hala eski pis kokusu geliyor. Şehri o kokudan kurtarırken, kurtarıcıların koktuğu söyleyenler elbette çıkacaktır. Zihninde pislik barındıranlar en kutsal mekânlarda bile pis koku alacaklardır.
Oysa
Bir akşamüstü İbrahim Özmen ilköğretim Okulu’nun önündeki caddeyi deterjanla yıkarlarken Başkan ve ekibini ilk kez gördüm. Sokak da ekip de çok güzel kokuyordu..
Selametle
Mahmut Semen
Kızıltepe
03/10/2010
Yasal Uyarı
Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar.
Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.