Artık kabul edin
“kaybettiniz.” Kirlendiniz ve kirlettiniz. Peygamberin; “Temizlik imandandır”
buyruğuna karşın, “Kirlenmek Güzeldir” felsefesini tercih ettiniz.
Zalimleştiniz ve (beni)
kaybettiniz.
Seçim öncesi sevdiğim
insanlardan adayınız olan Cengiz Demirkaya’ya Hayırlı Olsun Ziyaretine giderken,
aynı zamanda ne yazık ki, kendilerine asla oy veremeyeceğimi de ifade ettim.
Tabi her yerde olduğu gibi sebebini sormadılar, zira halk çantada keklikti.
Kürtçe Qur’an her şeye yetecekti…
Oysa ben vicdandım,
kaybedilecek son mevziiydim, tınlamadınız.
Talut’ın ordusu misali, Ordunuz
da imtihan nehrinden geçerken İlahi buyruğu ölçüyü dinlemeyip geberinceye kadar
kana kana içti, içtiler ve ne yazık ki sizde içtiniz. Bu yüzden temiz
insanlardan çok daha hırsızları sever oldunuz. Politikanızı, bu halka
zulmedenlere ödül, yardım edenlere ceza verme üzerine inşaa ettiniz. En son
valiler ve kaymakamlar kararnamesinde de işte bu politikanız apaçık ortaya
çıktı.
Bir Kızıltepe sevdalısı
olan ilçe kaymakamı Erdoğan Turan ERMİŞ’i, bu halkla beraber yürüdüğü, çalıp
çırpmadığı için Tokat’ın Silesine atarak cezalandırdınız. Zileliler adına
sevinmek gerekir, Ermiş’in adına sevinecek bir şey varsa o da Kızıltepe’nin onu
bozmasına müsaade etmemesi, geldiği gibi temiz kalmayı başarmasıdır.
Şimdi, bizi cehennemîmizle
baş başa bırakıp giderken yolun ve yüreğin açık olsun. Zile’nin gözü aydın
olsun…
Hırsız olsaydı Elektrik
eylemlerinde halkın yanında değil de halka zulmetseydi. Kesinlikle
ödüllendirecektiniz. Ama onu
cezalandırdınız tabi farkında olmadan kendinizi… Bu topraklara karşı bir
sevdası ve derdi olan her yerde çalışır, ama siz çalışamazsınız.
Biz ve yedi sülalemiz
yemeyip-içmeyim 7/24 çalışsak ancak 100 kuşak sonra kol saatiniz bir tarafa,
çerez paranızı bile toplayamayız. Farkında değil misiniz? Ama biz farkındayız!
Bütün gücünüzle hırsız ve
hırsızlara arka çıkarken, elbette bu halk her şeyi görüyor ve not ediyordu. 7
Haziran’da poponuza yediğiniz o beklenmedik tekme bu yanlış yola girmenizin karşılığıydı.
Buna rağmen, hala şaşkın
şaşkın yediğiniz tekmeye itiraz ediyor; “Popom bu tekmeyi hak etmedi!” serzenişlerde
bulunuyorsunuz. Haklısınız o poponuz daha çok fazlasını hak etmişti ama bu halk
insaflıdır. Onu bir sonra ki sefere saklıyordur…
Talut gibi içmeyenlerle, yolla devam edeceğinize göz göre göre içenleri
tercih ettiniz. Seçim flamalarınızın uçlarına Kur’an-ı Kerim’im Kürtçe
sayfaları takmış olmanız fayda etmedi. Çünkü saf ve samimi insanların hayallerini,
ümitlerini yerle bir ettiğiniz.
Kürt halkının çoğunluğu
tehditle birilerine oy verecek kadar ne korkak ve ne de haysiyetsizdir.
Ama geçmiş zamanlarda tehditle
kimi Kürtlerden oy almış olmanız sebebiyle seçim sonrasında bütün Kürt halkını
onların üzerinden yanlış okuma yaparak iradesine saygı göstermek bir yana
rencide etmeye kalkmanız doğru olmadığı gibi bir sonra ki seçimde tehditle
şantajla kimseye oy veremeyeceğini apaçık gösterecektir.
Farkında değildiniz ama siz
o kitabı seçim propagandasında havaya kaldırırken, biz o kitapta hırsızlık
suçuna “el kesme”, zinaya suçuna, “100 değnek” ceza yazdığını çok iyi
biliyorduk.
Ve siz batıda, “vergilendirilmiş
kazanç kutsaldır” mantığıyla onlarca genel ev açarken. Karşımıza elde Qur’an’la
çıkıyordunuz. Oysa elinizdeki Quran’a göre açtığınız evlerde kesilen her vizite
fişi için 100’er sopa yani bir ton sopa yemeniz gerekiyorken.
Poponuza yediğiniz tekmeye
şaşırmanıza şaşırıyorum.
Kur’an-ı Kerim’i, Zalimler
dışında tarihte hiç kimse mızrak ve flamalarını ucuna takmamıştır. O
hareketiniz bizi Hz. Ali ve Muaviye’nin tarihteki mücadelesine götürdü, çağrışım
yaptı.
Ve elbette biz Müslüman
Kürtler Ali’nin safında olacaktık. Bunu anlamadınız!..
Tarih boyunca, bu kitap
sadece zalimler tarafından mazlumlara karşı kullanıldığını bilmiyor
olamazdınız, ama cahilliğimize yatırım yaparak, bizi kitaptan bihaber sayarak,
makaraya alıp Allah’la kandırmaya kalkıştınız. Oysa Allah kitabında iki kere
“Benle sizi kandırmasınlar” diye buyuruyordu. Allah’ı dinledik kandıramadınız.
Zira Kürtler Hz. Ali’nin
ordusundaki cahil Araplar gibi değil, Selhaddin’in ordusundaki Kudüs gazileri
gibi samimi ve ferasetliydiler. Mızraklarınızın, Flamalarınızın ucundaki kitaba
hürmetleri sonsuz olmasına rağmen kandıramadınız. Ve Kürtler 7 Haziran 2015 Genel
seçimlerinde bu şeytani hileyi boşa çıkartarak, böylece Muaviye’den de tarihi
rövanşı almış oldular.
Şimdi Dalkavukçular,
tırşikçiler ekrafına toplanmış, “En yüce rabbimiz! Erken seçim!, erken Seçim...”
diye diye tempo tutturuyorlar.
Kanma onlara! Kendine gel
sen Tanrı değilsin!
Artık, ölümü gösterip hiç kimseye
sıtmaya razı da edemezsiniz.
Kabul edin artık
kaybettiniz.
Başörtü Mücadelesinin
Sembollerinden, İdamlık Hüda Kaya, oğlu ile beraber Kandile doğru yola çıktığı,
partinizden değil Hdp’den aday olduğu gün kaybettiniz ama anlamadınız
Bundan sonra hep kaybedeceksiniz.
Paralel yapıya
yaptıklarına karşılıkta olsa zulüm etmeniz. Sizi zalim olmaktan kurtarmaz.
Sizde bilirsiniz ki, Allah zalimleri birbiriyle cezalandırır…
Evet, artık zalimsiniz!
Allah, zalimleri doğru yola
iletmediği gibi, makaraya aldığınız Bakara süresinin 193.Ayetinde, “Zalimlerden
başkasına düşmanlık yoktur” desturuyla karşı karşı kaldığınızın farkında
değilsiniz.
Kabul edin artık
zalimsiniz!
Selametle
Mahmut Semen
28 Haziran 2015