Dedaş’ın acımasız elektrik ambargosu sonucunda
çıkan toplumsal eylemlerde, doğal olarak Kızıltepe Kaymakamlık Binası ve
Aracıda taşlamada nasibini almıştır.
Böylesi toplumsal bir saldırı girişimini,
Kızıltepe Halkının 7’den-70’e herkesin sevgisini kazanmış kaymakam Erdoğan
Turan Ermiş`e karşı yapılmış kabul etmek, vicdan sahibi hiç kimsenin kabul
edemeyeceği gibi taşlayanların dahi asla kabul etmeyecekleri bir durumdur.
Ancak saldırının Sayın Ermiş’in Şahsına yapılmış
gibi kabul eden çevre ve kuruluşlar çeşitli açıklamalarla üzüntülerini ifade
etmişlerdir. Açıklamaların asıl sebebi ise yağ yakmak yada acemilikten
kaynaklanmaktadır.
Aslında herkes çok iyi biliyor ki, o saldırı asla
ve asla Ermiş`in şahsına karşı yapılmış bir saldırı değildir. Velev ki
saldırganlar dışardan gelen Teröristler bile olsa…
Bir halk sistem tarafından haksızlığa uğradığına
inanıyorsa, bunun hukukiliği bir tarafa, elbette ki sistemi sembolize eden
kurumlara saldırılması kadar doğal bir şey yoktur. Bu yüzden Elektrik
Ambargosunda Halk yakıp-yıkmış, kırıp-dökmüş ama neticede elektriğini iyi kötü
almıştır.
Ve sistemin elektrik konusunda ki tavrı, “Kırıp
Dökmedikçe Size Zırnık Koklamam” düşüncesini halkta iyice
kökleştirmiştir.
Şimdi sevgili basınımız elektriğin geçte olsa
alınmasını (verilmesi demeyeceğim) birilerine yamamak için adeta yarışa
girmiştir.
Halkımızın 3 gün boyunca 40 derece sıcakta, aç
susuz, (bu arada Belediyemiz iki tanker su getirdi hakkını yemeyelim) biber
gazlarını soluyarak verdiği onurlu mücadelenin alın terini, yerel medyanın yağ
katarak kimilerine veya vekillere meze etmelerini utanç verici buluyorum.
Belki haberiniz yoktur. Vekillerin yaptığı tek şey
sizi arkadan kazıklamaktan ibarettir.
Ödememekte direndiğiniz Dedaş’ın fahiş
faturalarına sizin adınıza gidip otomatik ödeme talimatı veren bir bakanlar
kurulu kararını çıkarıp resmi gazetede yayınladılar bile.
Hemide daha güvenoyu almayan bir kabine ve
başbakanın imzasıyla…
Şimdilik nasıl bir kazık yediğinizin farkında
değilsiniz ama bu “otomatik ödeme” elektrikleri topyekûn ilelebet kesmekten
daha ağır bir karardır.
Şimdi, şu vekil rest çekmiş, o vekil sembusek
teklif etmiş, bu Avukat karar çıkarmıştır vs. Hikâyeler ortalıkta uçuşuyor. Bütün
bu hikâyelere neden gerek duyuyorsunuz ki. Belki farkında değilsiniz, bu halk
elektriğini alırken korku duvarlarını da yıkmıştır.
Öte yandan, kaymakamdan yağ çekmeye çalışanlar,
kaymakamlık binasına ve aracına yapılan saldırıyı kaymakam Ermiş`e yapılmış
kabul etmekle, kanımca bu kaymakamın şahsına karşı daha büyük bir saldırı ve
talihsizliktir. Türkçe de bu durum “Özrü Kabahatinden Beter” diye
tanımlanır.
Ben kaymakam olsaydım aşağıya iner bir iki taşta
ben atardım. Ha bir cam kırılmış ha iki tane ne fark ederdi…
Bu konuda “Deliler Zamanı” diye eski bir yazım
var. Bu yüzden uzatmayacağım. Dileyen onu okuyabilir.
Yağ çekeyim derken, sisteme duyulan bu dev öfke
dalgasını kaymakama yöneltmekle, kaymakam Ermiş’e ne kadar büyük bir haksızlık
ettiklerinin farkında değildirler.
Çok kıymetli dostlar!
Lütfen Kaymakam beyi yağda kızartmayalım.
Selametle
Mahmut SEMEN
31 Ağustos 2014
Kızıltepe