Kızıltepe'nin Fatih Projesi


Sevgili Okurlar
Biliyorum karşınıza “Kadriye’nin Mektubu” ile çıkmam gerekiyordu ancak konun aciliyetine binaen bu yazımı Milli Eğitim Bakanlığının Çılgın projesi olan Fatih Projesi’ne ayırdım. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan FATİH Projesi'ni, bugün (6 Şubat 2012) Sabahattin Zaim Anadolu Öğretmen Lisesinden startını verdiler.
Fatih Projesi Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca eğitime ayırdığı 8 milyar dolarlık bütçeli en büyük ve aynı zamanda en gerçekçi, “İstanbul Kanal Projesi” kadarda çılgın projelerinden birisidir.
Fatih Projesiyle her okula birer adet çok fonksiyonlu A3 Fotokopi yazıcısı ve döküman kamara, verilirken, okulun ağ ve kanal sistemleri de yeniden baştanbaşa yenileniyor ve yeniden yapılandırılıyor. Proje kapsamında okullarımızda Merkezi İşlem Birimi odaları da kuruluyor. Bu odalardan her sınıfa iki Adet CAT6 hızlı internet hattı çekiliyor. İçinde kızaklı mobil İ5 işlemcili yeni nesil bir bilgisayarın da entegre olduğu Dokunmatik led ekrandan oluşan akıllı tahta, beyaz tahta ve yeşil tahtadan oluşan yeni üçlü tahta sistemi bütün sınıflarda kuruluyor.
Öğretmen ve öğrencilere Tablet bilgisayarlar veriliyor. Bu tablet bilgisayar tahtayla online etkileşimli olarak çalışmaktadır. Tabletlerde öğrenci ve öğretmenlerin ders kitapları yüklü olarak gelmektedir. Projenin tamamen oturduğu ileri safhalarda öğrencilerimiz ders kitaplarını taşıyan o ağır çantalardan da kurtulmuş olacaklardır. Proje öncelikli olarak liselerde kademeli olarak ilköğretimin ikinci, birinci kademesi ve nihayetinde okul öncesi sınıflara kurulmasıyla tamamlanmış olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bunun içinde üç yıllık bir zaman dilimi öngörülmüş ve 2014 yılının sonuna kadar projenin tüm birimleri bitirilmesi öngörülmektedir.
Bu çılgın projenin en güzel ve sevindirici yönü ise finansmanı için hiçbir yerli ve yabancı kuruluşundan kredi alımına gidilmemiş olmasıdır. Tamamen öz kaynaklarımızdan sağlanan ve şuan parası nakit olarak kasada duran 8 milyar dolarlık gurur verici bir projedir. Hazır ve öz kaynaklı finansmanı sebebiyle, Fatih Projesi çocuk ve torunlarımızın gelecekleri borç ipoteğinin altına sokan geleneksel projelerden farklı olarak onlar için güzel bir gelecek hazırlamaktadır. Bu projenin topluma ekonomik yansıması ise uzmanlar 40-50 milyar doları bulacağından söz etmektedirler. Bir yol kazası olmazsa şairin dediği gibi “Güzel günler göreceğiz çocuklar."
Bakanlığımız bu projenin yürütülmesinde birçok alternatifi olmasına rağmen, projeyi daha önce eğitimlerine büyük meblağlar harcayarak onları beli bir noktaya getirdiği ve yetişkin eğitiminde de tecrübe sahibi olan, İlerde görev yapan ve açılan sınavları kazanan Eğitici Bilgisayar Formatör Öğretmenleriyle (EBİTEFO) götürmeye karar vermiş olması ve bu karar sonucunda bu projede görev almış olmam benim için onur ve gurur verici olmuştur.
İdarecilerin ilerdeki görevlendirmelere fazla müdahaleci olmaları sonucu Mardin ilimizin 18 kişilik olan EBİTEFO kontenjanı görev bırakmalar ya da bıraktırma zorunda bırakılan arkadaşlarımızın ayrılmaları dolayısıyla EBİTEFO sayımız maalesef 3’e kadar düşmüştür. Bakanlıkta bu boş kontenjanları başka illere kaydırarak ilimizin kontenjanını 18’den maalesef 6’ya indirmiştir. Bakanlık kalan boş kontenjanlar için 2012-Mayıs ayı içerisinde açacağı EBİTEFO sınavıyla sınavda başarılı olacak yaklaşık 800 EBİTEFO'yu daha görevlendirerek sayımızı 1200’ye tamamlayacaklardır.
Bakanlık taşra teşkilatların EBİTEFO görevlendirmelerinde çıkardıkları sorunlar sebebiyle fazlaca görev bırakmak zorunda kalan EBİTEFO’ların görevlendirmeleri Fatih Projesinin önemine binaen 2012 Ocak ayı itibariyle görevlendirmeleri direk bakanlıkça yapılmıştır. Ve bu projenin geleceği ve yürürlüğü bakımından hayati öneme sahip doğru bir adım ve karar olmuştur.
Görevlendirilmesi yapılan 400 kişilik ekibin tamamı Fatih Projesi için Hizmetiçi Eğitimine alınarak eğitimlerden geçirmişlerdir. Midyat EBİTEFO görevlisi Sayın Abdurrahim ÇELİK’le beraber Aralık-2011’de Ankara Hizmetiçi Daire Başkanlığınca açılan 1412 sayılı Fatih Projesi Öğretmen Eğitimi Kursuna resen alınarak o eğitimlerimizi aldık.
Hizmetiçi Eğitim Kursunda çok acı bir gerçeği öğrendim ve çok da ağrıma gitti. Fatih Projesi için Türkiye’yi 5 bölgeye bölen Bakanlık “Diller ve Dinler” şehri Mardin’imizi 5.bölgeye yani en son bölgeye/Sıraya aldıklarını görünce kahroldum. Bu EBİTEFO’larımızın az olmasından kaynaklanıyordu. Siyasilerimizin ve idarecilerimizin gözü aydın daha ne diyeyim.
Oysa E-Okul projesinin uygulamaya konulduğu ilk yıllarda Mebbis’teki eğitimci kadromuzla Türkiye’de sistemi en hızlı ve hatasız oturtan tek Milli Eğitim Müdürlüğü, Kızıltepe ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü olmuştu. Bu vesileyle İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, İl Milli Eğitim Müdürümüz ve e-okuldan sorumlu İl ve İlçe şube müdürlerimiz Bakanlık tarafından takdir edilerek, Takdirname ile ödüllendirilmişlerdi. Her ne kadar mutfakta biz çalışanları görmezden geldilerse de. O belgelerde de asıl bizim emeğimiz vardı.
Mebbis servisimiz biri Veri Hazırlama İşletmeni ve 3 tanesi Eğitimci konularında uzman öğretmenden oluşan toplam 4 kişiden oluşan dinamik bir ekiptir.
Bu personellerin her biri kendi alanlarında merkezi eğitimlere gitmiş ve bakanlıkça yetiştirilmiş elemanlardır. Ancak, bu dört personelimizin de kadroları İlçe Milli Eğitim müdürlüğümüzde değildir. Her birinin kadrosu değişik okullarımızda olduğu için 6 ayda bir valilik görevlendirmesi ile görevlendirmeleri uzatılmaktadır.
6 Şubata 2012 yani bugün görevlendirmesi bitecek olan iki arkadaşımızın görevlendirmeleri tekrardan 6’şar ay daha uzatılmaları için Kızıltepe Kaymakamlığının 26/01/2012 tarih ve 1033 ile 1034 sayılı teklifleri ile valiliğin 01/02/2012 tarih ve 2224 sayılı olurlarıyla 6 ay daha görevleri uzatıldı.
Fatih Projesinde de E-Okuldakine benzer bir başarıya imza atmak için ön hazırlık olarak Temel Bilgisayar Eğitimini almayan veya yetersiz olan öğretmenlerimiz için birçok Hizmetiçi Eğitim Kursunu 2012 yılı eğitim planına aldık. Bu kursların tümü bugün ki tarih itibariyle kontenjanları dolmuştur bile. Gerekli görüldüğü takdirde ayrıca resen kurslarda açılabilecektir.
Zergan ve Fatih Projeleri için özellikle vekilimiz Sayın Abdurrahim AKDAĞ’ın mürekkep yalamış biri olması Mardin’imiz ve özellikle Kızıltepe’miz için bir şans olduğunu düşündüğümüzden olsa gerek ondan çok beklentilerimiz vardır. Her şeye rağmen bu konuda ki umudumu da hala koruyorum.
3 Şubat 2012 Cuma günü sayın vekilimizin bizzat Fatih Projesi ile yakından ilgilendiğini duyunca çok sevindim.
“İşte bu dedim, buna mürekkep farkı derler!” Bana güldüler.
“Niye gülüyorsunuz? Walla ben vekilime inanıyor ve güveniyorum. Zergan Projesi için gerekirse kuyu kazacak ama Zergan’ı yeniden akıttıracaktır. Fatih Projesi’nde de bizi ön sıralara alacaktır. Var mı öyle yağma “Diller ve Dinler” şehrini Mardin’i en arka sıraya atmak.” Yine güldüler.
“Niye gülüyorsunuz!” diye çıkıştım.
Ya mamoste! Sayın vekilimizin ilgilendiği “Fatih” mebbisteki Fatih Personeldir. “Fatih Projesi” falan değildir.” Dediler.
“Anlamadım!” dedim.
“Anlamayacak ne var. Yanında çalışan birisinin kardeşi yakın bir zamanda bir köy ilkokulumuza müdür yardımcısı olarak atandı. Onu görevlendirmeyle Kızıltepe Zergan İlköğretim Okulu Müdür Yardımcılığına aldılar, Orada da bir, bir buçuk ay ya kaldı ya kalmadı. Bu sefer onu Kızıltepe Anadolu Lisesi Müdür Yardımcılığına aldırdılar. Bu da yetmedi şimdi de onu oradan Mebbis servisine Fatih Personelin yerine görevlendiriyorlar. Görevlendirilme yazısına Fatih Personelin görevlendirmesinin iptalini isteyen yazıyı da ekleyip öylece onay için valiliğe gönderildi bile.” Dediler.
“İnanmam!” dedim.
“Ya O personel bölgede E-Okul sisteminin, eğitimini merkezi olarak alan sayılı kişilerden biri, hata tek kişidir de diyebilirim. Yapamazlar, yapmamaları gerekir. Bunlar emaneti ehline veren bir düşüncenin insanları. En azından Akparti düşüncesinin de bu yönde olduğunu biliyorum.” Dedim.
“Ama O vekilin yanında çalışan, kapıcısının, danışmanın ya da manışmanın bir yakını, bir şeyi değildir ki” dediler.
“İnanmam!” dedim. “Kaymakamız Mevlana Ekolündendir o yazıyı imzalamadan geri çevirir. Öyle saçma şey mi olur? Daha dün yazısını Mardin’e gönderip görevlendirmesini 6 ay daha uzattığı personel için bugün nasıl iptal yazısını gönderirler?” dedim.
“Haklısın” dediler. “Ama iptal yazısı ve yeni onay 30/01/2012 tarihinde kaymakamlığın onayından geçti bile, yani imzalandı. Sayıları da ardışık 1161-1162. Hata iki onay birbirlerine iliştirilip elden valiliğe imza götürüldü.”

Vay anasına sayın seyirciler demek ki Mevlana bile siyasete sökmiyor. Aşkın/iktidarın gözü kördür. Kör olsun da.” dedim.
Şimdi top sayın Valimizde, bir gün önce 6 ay daha görevlendirdiği personeli iptal edip vekilin yanında çalışan korumanın kardeşini, kapıcının yeğenini, temizlikçinin kuzenini, filanın filan kesini görevlendirecekler mi görevlendirmeyecekler mi? Görevlendirmesi ya da görevlendirmemesi o Sayın Valimizin takdiri Ona söyleyecek bir sözüm olmaz. Ama vekilime birkaç sözüm olacaktır…
Sayın Vekilim!
Zergan için senden kuyu kazmanı beklerken sen Milli Eğitimde personelin kuyusunu kazmayı kendine dert edinmişsin. Unutma o kuyudan su çıkmaz. O kuyuları kazmakla da Zergan akmaz. “Fatih Projesiyle” ilgilenmeni beklerken sen “Fatih Personelle” ilgileniyor muşsun? Fatih personeli değiştirmen yerine yanında çalışan birinin kardeşini görevlendirmen eğitimin kalitesini artırmaz. Başbakanımızın: "Kimsenin Yaşam tarzına müdahale etmeyiz." söylemine karşılık sizin, size yakın olmayan herkesi yavaş yavaş "yaşamın dışına itmeye/çıkarmaya" çalışmanız, Akparti felsefesinde nasıl izah bulacaktır çok merak ediyorum.
Yok, eğer bu yeni görevlendirileceğin personel bir iki ayda 5-6 basamak zıplayacak kadar yetenekliyse, niye onu bakanlık teşkilatında görevlendirmiyorsunuz ki? Böyle yapmanız durumunda bütün Türkiye için daha faydalı ve hayırlı olmaz mı?
Ayıp ya, Ayıp! Sanat güneşlerimiz, divalarımız bile bir basamaktan bir diğerine çıkarken o basamakta en azından birkaç albüm ve bir kaç filim çekmişlerdir. Şöhret basamaklarını bu kadar hızlı çıkana tarih bile şimdiye kadar şahit olmamıştır.
Sayın Vekilim!
Ehil olmayan bütün dost ve akrabalarını devlet kurumlarına yerleştirdiği için, isminin başına Hz. yazılan peygamberin 3.halifesi Osman’ı da bu yüzden bir türlü sevemedim. Sevmiyorum da. 4 yıl uzun bir süre değildir. Göz açıp kapayıncaya kadar akıp gider. Sizden Ankara’dan dönerken herkese bir daha bakacak bir yüzünüz ve Mardinlife’de tekrar yazacak bir kaleminizin kalmasını isterim.
Kela Bela! Mutlaka personelimin kardeşini görevlendirmen gerekiyor diyorsanız. "Görevlendirin" Milli Eğitim Müdürlüklerinde boş oda ve boş masadan daha çok ne var ki.
Ama Milletvekilliğimi birilerine kanıtlamam gerekiyor ve bunun içinde “bazı personelleri değiştirmek/dağıtmak istiyorum” diye tutturmuşsanız o ayrı. Dağıt!.. Anasını satayım! Sanki bundan başka icraatın mı olacak…
Unutma! Ben iktidara yanaşmak için abdestsiz namaz kılanlardan değilim. Hele gaz kaçıra kaçıra Cuma’ya koşanlardan da hiç değilim. Ama ben Müslümanım, AK Parti’den önce de Müslümandım, İnşallah sonrasından da Müslüman kalacağım. Bu yüzden namazım bana seni bu konuda uyarmamı emrediyor. Kendine gel. Yukarıda bir Allah vardır. Vurdu mu feleğini şaşırırsın. Son pişmanlık da fayda etmez. Dönmezsen eğer üzerine Allah’ın emri hak olsun diye işte uyardım.
Hayır! Ben uyarıları takmam “Ben sizin en büyük vekilinizim!” deyip yanında çalışan korumanın kardeşini, kapıcının yeğenini, temizlikçinin kuzenini, filanın filan kesini yetişmiş elemanın yerine görevlendireceğim diyorsan ve Mülki Amirlerin kararlarını yazboz tahtasına çevireceksen bir tek sözüm var sana…
Meclise kadar yolun var...
Selametle
Mahmut Semen
06/02/2012
KIZILTEPE

Not: Bu yazı 06/02/2012 tarihinde Akim aracılığıyla Akparti Genel Merkezi ve Başbakanlığa ve ayrıca Akparti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ’a gönderilmiştir.  Bu yazı ile ilgili aşağıda verdiğim TEZKİP metni gelmiştir.
***
BASINA VE KAMUOYUNA TEKZİP METNİDİR

arsiv web sitesinde 15.02.2012 tarihinde Mahmut SEMEN ismi ile “Kızıltepe’nin Fatih Projesi” başlıklı makalede müvekkilim AK Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim AKDAĞ’ın kişilik haklarına saldırılmış ve kamuoyu önünde haksız yere rencide edilmiştir.
Söz konusu yazıda gazetecilik mesleğinin mesleki ve yasal değerleri ihlal edilmiş, bu makalenin yayınlanması nedeni ile müvekkilimizin Medeni Kanun (MK) md. 24 de açıkça belirtilmiş olan kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Müvekkilime atfedilen isnatlar iftiradan ibaret bulunmaktadır. Müvekkil milletvekili seçildiği günden bugüne kadar olan süreç içerisinde hiç kimseyi haklı veya haksız yere görevden alma girişimlerinde bulunmamıştır. Atama, görevlendirme, geçici görevlendirmeler mülki idarenin takdir ve yetkisi kapsamında kalmaktadır. Milletvekillerinin böyle bir yetkisi bulunmamaktadır.
Makalede bahsi gecen hususların tümü idarenin takdir ve yetkisindedir. Müvekkilin herhangi bir atama, görevlendirme veya görevi uzatmama gibi bir inisiyatifi de bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkilimize isnat edilen eylemler gerçeği yansıtmamaktadır. Bu makale ile haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkil kararlanmaya çalışılmaktadır. Makalede kullanılan üslup ve içerik müvekkilin kişilik haklarını ihlal etmiştir.
Basın Yayın İlkeleri hiçe sayılarak gazeteciliğin taraflardan görüş alma ilkesi yok sayılmıştır. Söz konusu iftira ve hakaretlerin yazı verme ve basın özgürlüğü ile hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.
Müvekkilim ile hiçbir şekilde ilgisi olmayan bilgiler kullanılmak suretiyle okuyucu adeta verilen Yazının doğruluğuna ikna edilmeye çalışılmıştır. Yazı bu yönüyle de objektiflikten uzak ve taraflı bir yazıdır.
Yazıda yer alan bazı ifadeler, yayın ilkelerine açıkça aykırı ve ceza kanunu bakımından suç teşkil eder niteliktedir.
Suçlu olduğu mahkeme kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilan edilmesi veya suçluymuş gibi gösterilmesi ilkeleri yazıda açıkça ihlal edilmiştir. Müvekkilim "Masumiyet Karinesi" ihlal edilmek suretiyle kamuoyu gözünde adeta suçlu ilan edilmeye çalışılmıştır.
Diğer taraftan yazıdaki türden iftira karalama ve suçlamaların "Yazı vermek/eleştirmek hakkı" ile bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Tam tersine böylesine ağır, gerçek dışı, dayanaksız isnatlarla suçlama yapmak basın özgürlüğüne ağır zarar verecek bir davranıştır.
Yazıda gerçek dışı, asılsız ve iftira niteliğindeki iddialar ve suçlamalar adeta kanıtlanmış ve gerçeklermiş gibi kaleme alınmış ve yazıyı okuyanların zihninde, yazılanlar gerçekmiş gibi bir düşünce yaratılmak istenmiştir.
İzahına çalıştığımız nedenlerle müvekkilimiz hakkında isnat edilen fiiller iftiradan ibaret olup makaleyi yazan hakkında her türlü yasal talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile iş bu tekzip metninin yazının yazıldığı web sitesinin aynı yerinde ve yazının sitede kaldığı süre zarfı kadar basın ve yayın ilkeleri dikkate alınarak yayında kalmasını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile sunulur. 28.02.2012
Abdurrahim AKDAĞ
Vekili
Av. Abdulmenaf BAYSAL
amenaf47@hotmail.com
 
  • PAYLAŞ

YORUMLAR (2)

Bu siteyi epeyce takip ettim. Hala ara sıra açıp bakıyorum. Bu en son yazınızdan beri yeni baktım. Hırsızlığını konu ettiğiniz AKP yi hep savundunuz. AKP`nin iktidar yapılması (muktedir değil) BOP projesi gereğiydi, zamanında kabullenmediniz. İçinizde hala vicdan kıvılcımları kalmışki bugün isyan ediyorsunuz. Ama bilesiniz ki AKP bahsettiğiniz hırsızlıktan çok daha büyük bir hırsızlık için kuruldu. Evet, siyonist eşkiya İsrail`e korkulu kabuslar gördüren ``Direniş Cephesinin`` EMEĞİNİ çalmaktır hedef. Ama, inşallah 37 yıldır başarmadıkları gibi, BAŞARMAYACAKLARDIR...04.05.2016 11:43
Klasik bir Mamoste yazısı...Her şeyden ırkçılık devşirme...Ancak kendi kutsallarında faveranı koparan iliklerine kadar kürtçülük kokan bir demogojik yazı...03.07.2015 20:22

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.