Dershanelerin dönüştürülme projesi gündeme geldiği o günlerde Cemaat’in resmi yayın organı ZAMAN Gazetesi “Eğitime Büyük Darbe” manşeti ve “Bu bize karşı darbedir” satır arasıyla hükumette karşı savaşı resmen başlattı.
Darbe sözcüğünü kime sorarsanız sorun. Darbe hükumete karşı yapılan kanunsuz bir kalkışmadır. Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda nice darbeler göreceksiniz ama bireylere karşı veya şirketlere karşı darbe yapılması söz konusu olamaz. Onlara karşı yapılanlar Darbe olarak nitelendirilemez.
Ama cemaat medyası bu darbe söylemini niye daha işin başında telaffuz etmeye başladı derseniz size bunu bir hikâye ile anlatayım.
Eşraftan, çok nüfuzlu ama burnu da o oranda çirkin bir adam varmış. Onu görenler burnuyla alakalı bir şeyler akıllarından geçirmemeleri imkânsız gibi ama hiç kimse bunu dilendirmeye cesaret edemezmiş. Günün birinde bizim bu adam bir eve misafir olacaktı. Ev halkı olağanüstü toplandı ve bütün aile bireyleriyle, çocuklar adamın burnuna laf söylememe konusunda sıkı sıkıya tembihlendi. Adam akşam eve geldiğinde, ev halkından herkes ona karşı son derece nazik hiç kimse ona karşı saygıda küsur etmedi. Çocuklar dâhil herkes rollerini son derece çok güzel oynadılar. Yemekler yenildi sıra kahve içmeye geldi. Evin hanımı: ”Efendim kahvenizi şekerli mi şekersiz mi? nasıl alırsınız?” diyeceğine. ”Efendim burnunuzu şekerli mi şekersiz mi? nasıl alırsınız?” demesin mi?
İşte cemaat medyası “DARBE” Manşetiyle hükumete karşı bir darbe hazırlığı içinde olduklarının en güzel göstergesidir.
CIA desteğiyle temin ettikleri, Milli Güvenlik Kurulu kararlarını Taraf gazetesinde yayınlatarak her şeye erişebileceklerini mesajıyla hükumette ilk gözdağını vermeye kalkıştılar.
Belgenin MİT’ten veya MGK’dan sızmadığını iyi bilen Hükumet uluslararası istihbarat örgütleriyle karşı karşıya olduğunu şok bir şekilde farkına vardı. Cemaat`in bu örgütlerle kol kola olduğundan da asla kuşkusu kalmadı. Cemaat korkutayım derken istihbarat örgütlerinin kucağındaki poposunun açığa çıkardığını geç fark etti. Fark edince de çıldırdı. 17 Aralık darbesine girişti ama başarısız oldular…
Okuma yazması olmayanların bile, bunun Türkiye’nin Özgürlüğüne karşı apaçık bir darbe girişimi olduğunu görmelerine rağmen, hala birileri kem küm etmeleri, cemaat`in safında yer almaları Amerika ve İsrail’e uşaklıktan başka bir şeyle açıklanamaz.
Bu halk bakan çocuklarının sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını iyi biliyor. Ama bu süreçte çok daha önemli bir şey daha öğrendi. “Cemaat’in yeryüzüne dağılmış bütün kurumları, aslında o istihbarat örgütlerinin birer şubesi olduğu gerçeği...”
Sam Amca, “Bu başbakan fazla başıboş, büyük (ABD) sözü dinlemez oldu.” Haddini bildirmek gerekir desturu ve bunu da beslenmesi cemaat ve lideri ile hal etmek için verdikleri “HIRÇİÇİ” komutunun ardından. Lider ve medyası top yekûn başbakan ve hükumete karşı saldırıya geçtiler.
Sevgili Sam Amca sizin çocuklar bu seferde başarısız oldu. Bu halk bu darbe işbirlikçilerine yüksek perdenden “HOŞT” dedi. Bilginiz olsun.
Maalesef, Cemaat`in CIA ile kol kola olduğu gerçeği karşısında her türlü pislik ak ve pak kalıyor.
Zaman darbe ve işbirlikçilerine hoşt deme zamanıdır.
24 Aralık 2014
Qoser